Dalgalara Kapılan Yöneticiler
Günümüz yöneticilerinin çoğu bulundukları konumun kendilerinden beklenen davranışlardan ziyade kısa vadeli operasyonel işlerin cezbedici dalgalarına kapılıyor. Geri dönüşü zor bir şekilde uzaklaşıyorlar.. O dalgalarla boğuşurken ne bir fikir ve enerji üretebiliyorlar ne de bir karar alıp strateji geliştirebiliyorlar.
Yöneticinin en önemli görevi yönetimin tüm işlevlerini etkin bir şekilde kullanarak işletmesini hızlı ve güvenli bir şekilde amacına ulaştırmaktır. Yöneticinin seviyesi yükseldikçe onlardan beklentiler de artmaktadır.
Yöneticilerin ilgilendiği alan genişler,ayrıntılar ve operasyonel işler azalır, stratejik işler ve kararlar artar. Halbuki çoğu yöneticiler bunun farkında değildir. Yönetici konumundakiler yönetilenler gibi davranış sergilemekte,belki de farkına varmadan yönettiği işletmeye zarar vermektedir.
Üst düzey yöneticiler sahip olması gereken yetkinlikleri bilmeli, eksik veya zayıf yanlarını tamamlayıcı eğitimler almalıdır. Bu yetkinliklerin başlıcaları başkalarını etkileme, delegasyon, vizyon belirleme ve bu vizyonu benimsetme, girişimcilik, sonuca ulaşma arzusu, yeteneği seçme, geliştirme ve işletmede tutma, değişime liderlik etme, koçluk ve geliştirme, stratejik yön belirleme, ilişki ağı oluşturma ve etkili iletişim kurma gibi yetkinlikleridir.
Çoğu yöneticide görülen eğitimden ve bilimsellikten uzak davranış şekilleri ya da özellikler işletmenin çağdaş bir şekilde organizasyonun ve gelişimin önüne engel olmaktadır. İşletmenin rekabet gücünü zayıflatmaktadır.
Bu davranış şekillerinden en önemlisi amaca değil probleme odaklanmaktır. Uzun vadeli amaçlar belirlemek, misyonlar oluşturmak gibi stratejik işlevleri bırakıp, operasyonlara yönelme eğilimindedirler. Halbuki bu tür sorunlar orta ve alt düzey yöneticilerin ilgilenmesi gereken konulardır.
Üst düzey yöneticiler çalışanların düşüncelerini, yaklaşım tarzlarını ve süreçleri etkilemek yerine onları kontrol etmeye çalışırlar.
Diğer bir yanlış ise, analitik düşünce yerine sürekli çözüme yönelik düşünme peşindedirler. Bir problem varsa bunun çözümünden çok analiz edilmesi gerekir. Aynı veya benzer problemlerin sürekli yaşanmaması için analiz edilerek esas ve kök sebeblerin ortadan kaldırılması gerekir.
Bir başka sorun da yöneticin kronikleşmiş sorunlarla birlikte yaşamını devam ettirme ve buna alışmasıdır. O kadarki pek çok olumsuzluğu artık problem olarak görmemektedir.Bu işin piyasası böyledir ya da herkes bu problemi yaşıyor şeklindeki yaklaşım yüzünden probleme alışıp çözümü için gayret göstermezler. Bu durum hiç farkına varmadan iç çatışmalara, süreçlerde aksamalara, çalışanların ve müşterilerin memnuniyetsizliğine yol açmaktadır.
Çatışmalardan kaçınma ve "bekle gör" politikası ile sorunları kendi haline bırakmak. Halbuki “bekle gör” politikası işletme içinde daha büyük sorunlara neden olmaktadır.
Ve en önemli konu ise yöneticilerin yedekleme ve insan yetiştirme eksikliğidir.Bu konuda hem eğitime yeterli önem verilmemesi hem de gerekli çalışmaların yapılmaması en büyük sorundur. Yetki devretmeme, alt kademelere güvenmeme,onların yetişmelerine ön ayak olamama yetişmiş çalışan sıkıntısına neden olmaktadır. Yetiştirme sadece mesleki alanda değil,her alanda gelişmeleri ve manevi tatmin edilmeleri sağlanarak bir anlamda sadece işletme için değil tüm insanlık için yararlı olunmalıdır.
İşletmenin organizasyon yapısını dış çevreye göre gözden geçirip gerekli hallerde baştan sona kadar yenileme bu günkü şartlarda rekabet edebilme ve varlığın sürdürebilmenin en temel ihtiyacıdır. Bu nedenle sürdürülebilir rekabet üstünlüğü elde etmek için işletmelerin iç ve dış çevreye göre “yeniden yapılanma”, “organizasyonel gelişim”,”stratejik insan kaynakları planlaması” gibi konulara eğilmeleri, bunları öğrenmeleri ve uygulamaları şarttır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.