Atasözleri geçmiş dönemde yaşamış insanların tecrübelerini, deneme yargılarını, bilgece düşünülerek öğüt niteliği kazandırılmış cümlelerin, özlü sözler şeklinde ifade ediliş biçimidir. Kısacası atasözü öğüt verici niteliği taşıyan özlü sözlerdir. Atalarımızın günlük hayatında, arkadaş hayatında, aile ve iş hayatında herhangi bir olay karşısındaki ilişkilerini, tecrübelerini bizlere aktaran kılavuz şeklindeki kalıplaşmış sözcüklerdir. Atasözü Türk Edebiyatının önemli dallarından bir tanesidir. Ancak biçim bakımından diğer türlerden çok farklı özelliklere sahiptir.
Örneğin öykü, roman, şiir gibi türlere göre çok kısadır. En fazla birkaç cümleden oluşur, atasözleri kalıplaşmış cümleler olduğu için değiştirilemez ve halkın ortak malı olarak adlandırılır. Herkes tarafından aynı şekilde söylenir. Atasözü bir nevi o toplumda hayatlarını sürdüren insanların yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan olumsuz ve kötü duyguların önüne geçmek, bu durumlarda bulunan kişi ya da kişilere örnek bir ders vermek ve kişileri aynı hataları yapmaması konusunda uyarıda bulunmak olarak ifade edilebilir. Atasözlerinin belli başlı özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.
Halkın düşüncesini anlatır: Atasözleri var olduğu toplumda yaşayan insanların düşünce biçimlerini aktaran sözlerdir. Buna göre o toplumda yaşamış bireylerin başlarından geçen olaylar düşünce şekline dönüştüğü için aslında o halkı yansıtmaktadır.
Ulusaldır: Atasözleri ulusal olma özelliği sayesinde yaşanılan toplumun gelenek, görenek ve kültürel özelliklerini yansıtmaktadır. Bu bağlamda sadece yaşadığı milletin özlü sözleridir.
Kişinin ruhuna hitap eder: Bu özelliği ile atasözleri, herhangi bir bireyin yapmaktan kaçınması gerektiği hal ve hareketleri hatırlatmasından dolayı bireyin içsel duygularına su serper.
Tarafsız ve kesin tavırlıdır: Atasözleri bir herhangi bir soluya ya da nüfuzlu kişilere ayrıcalık göstermez. Herkes için söylenebilir ve herkesin aynı oranda ders alması gerektiğini belirtir. Ayrım gözetmeksizin tarafsız ve kesin tavırlıdır.
Kılavuzluk eder ve yol gösterir: Atasözleri kişiler daha iyi bir hayat sürsün ya da içinde bulunduğu durumdan rahat bir şekilde çıksın diye tek bir cümle dahi olsalar insanlara yol gösterebilir. Eğer dikkat edilirse atasözleri aslında ders niteliğindedir.
Gerçekçi ve inandırıcıdırlar: Verdiği mesaj ve dersler nedeniyle atasözlerinin yalan olması mümkün değildir. Çünkü öyle olsalardı insanlara doğruyu hatırlatmak için kullanılmazlardı.
Yalın ve net ifadelerdir: Atasözleri en fazla iki cümleden oluştuğu için anlaşılması net söz kalıplarıdır. Ağır bir dil ile yazılmamıştır.
Mecaz anlatımlı ve eleştireldir: Atasözleri genel olarak mecazi anlatımları benimserler. Ders verme anlamında olduğu kadar eleştiri niteliğini de ön planda tutar.
Atasözü örnekleri ve tarihçesi
Atasözü niteliği kazanarak kalıplaşmış bu özlü sözlerin, tarihin tam olarak hangi döneminde ortaya çıktığı bilinmemektedir. Atasözlerinin tam olarak söyleyeni, söylendiği yeri ve tarihi bilinmemektedir. Bu nedenle atasözleri anlam bakımından incelenmesi gerekli bir edebiyat dalıdır. Çünkü atasözlerinde kimin neden ve ne zaman söylediğinden çok verdiği mesaj ön plandadır. Türk Edebiyatında atasözleri ile ilgili onlarca örnek bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır.
- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Damlaya damlaya göl olur.
- Sakla samanı gelir zamanı.
- Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.
- Zorla güzellik olmaz.
- Gülme komşuna gelir başına.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
- El elin eşeğini; türkü çağırarak arar.
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Bugünün işini yarına bırakma.