Yahudiliğin tarihçesi
İsrâiloğulları, Allâh’ın lütuf ve ikramıyla Hazret-i Dâvud ve Hazret-i Süleyman zamanında, o gün bilinen dünyanın hâkimiyetini elde ettiler. Kudüs (Beytu’l-Makdis), bu devletin merkezi oldu. Ama bu iktidar dönemi, İsrâiloğulları’nın azgınlık ve taşkınlıkları sebebiyle katliâm ve sürgünlerle nihayetlendi. (M.Ö. 721)
Hazret-i Süleyman’ın mâbedi yıkıldı, Kudüs yağmalandı. Erkekler ve kadınlar esarete mahkûm oldu. Ardından bir dönem daha geçti ve yaptıkları hataları anlayıp peygamberlerin etrafında kenetlenen Yahudiler tekrar, Filistin topraklarına döndüler. (M.Ö. 530) Çok geçmedi, azgınlıkları sebebiyle ikinci defa büyük bir mağlubiyet yaşadılar, Süleyman Mâbedi ikinci defa yıkıldı ve canını zor kurtaran yahudiler, dünyanın dört bir tarafına yayıldılar. (M.S. 70)
Bu tarihten itibaren yaklaşık 1900 yıl boyunca, yahudiler çeşitli bölgelerde “sığıntı” hâlinde yaşadı. Bürokrasiden, askerlikten men edilen yahudiler, Avrupa’da çoğu kere “mal ve can güvenliğini” de kaybedecek; sürgün, katliâm ve baskınlarla huzursuz bir şekilde hayat sürmeye devam edecekti. Bu dönemde Yahudilerin en rahat ve huzur içinde yaşadıkları, dinlerini ve ibadetlerini gönüllerince yerine getirdikleri; istedikleri gibi servetlerine servet kattıkları tek bölge, Müslümanların hâkimiyeti altında bulunan yerlerdi.
Endülüs’te İslâm idaresi altında huzur içinde yaşarken bölgeyi istilâ eden İspanyollar; Müslüman ve yahudileri yok etmeye başladığında, yahudiler gemilerle Osmanlı Devleti’ne iltica etti. Osmanlılar da büyük bir âlicenaplık göstererek onları ülkelerinde misafir etti. Onları İstanbul’a, Selânik’e ve Anadolu’nun muhtelif yerlerine yerleştirdiler.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.