Türk kültüründe ney tasavvuf anlayışıyla özdeşleşmiştir
Mevlevilik deyince akla ilk sema gelir. Sözlük olarak; musiki ezgisi dinlerken vecde gelip hareket etmek, kendinden geçip dönmektir. Hz. Mevlana döneminde belli bir düzene bağlı kalmaksızın dini ve tasavvufi bir heyecan vesilesiyle yapılırken daha sonra Sultan Veled ve Ulu Arif Çelebi döneminden başlayarak Pir Adil Çelebi dönemine kadar ciddi bir disiplin içerisine alınmış sıkı bir düzene bağlanmış yorumu öğrenilir ve öğretilir olmuştur.
Sema sembolik açıdan kainatın var oluşunu, insanın dünyada dirilişini, Allaha olan aşk ile hareket edişini ve kulluğunu fark edip İnsan-ı Kamil’e doğru yol alışını ifade eder. Sema eden kişilere ise semazen adı verilir. Mevlana’nın düşünceleri incelendiğinde neyin sema kadar önemli bir yeri olduğu görülmektedir. Ney tasavvufta insanı temsil eder. Ney kamıştan yapılır ve kamış bataklıkta yetişir. İlk başlarda yani bataklıktan koparıldığında hiçbir işe yaramayan ney içi boşaltılıp kurutulduktan sonra inlemeye yani içinden insanları etkileyen o sesi çıkarmaya başlamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.