Sinir sisteminin sağlığı için nelere dikkat etmeliyiz
Beynimiz, oransal olarak bedenimizin küçük bir kısmını (%2-3’ünü) oluştursa da yiyeceklerle kazanılan enerjinin yaklaşık %20’sini harcamaktadır. Dengeli ve yeterli beslenme sinir sisteminin sağlığı açısından çok önemlidir. Uzun süreli beslenme bozuklukları sinir hücrelerinin çalışmasına ve gelişimine engel olarak beyinde önemli hasarlara sebep olabilmektedir. Yediklerimiz hafıza ve zekâ gelişimimizde çok etkilidir. Özellikle B grubu vitaminler, E vitamini; demir, çinko, iyot gibi mineraller içeren besinlerin tüketimi sinir sistemi sağlığı açısından çok önemlidir. B vitaminleri birçok yararının yanı sıra beynimizi strese karşı da korur. E vitamini, hem felç hem de kalp krizi riskini düşürür. Demir, beynin beslenmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Özellikle oksijenin beyne iletilmesi ve beyin tarafından kullanılmasını gerçekleştiren kandaki hemoglobin ve alyuvarların yapımında demire gereksinim vardır. Kısacası beynin esas enerji kaynaklarından olan oksijenin beyne gönderilebilmesi için demire gereksinim vardır. Yani diyetimizde muhakkak demir içeren ve demirin yiyeceklerden emilimini kolaylaştıran C vitamini içerikli yiyecekler olmalıdır. Beyin sağlığımız için her gün yeterli miktarda su tüketilmesi ve protein içeriği yüksek gıdaların alınması gerektiği de unutulmamalıdır.
Beyin ve merkezî sinir sistemi açısından en zararlı elementler kurşun, civa, kadmiyum gibi ağır metallerdir. Bu maddeleri içeren besinlerin tüketilmesi özellikle çocuklarda zekâ geriliği, refleks bozuklukları ve davranış bozukluğuna sebep olur. Atık yönetiminde ve içme suyu arıtımında bu noktaya dikkat edilmeli, denizde ve toprakta bu metallerin birikimini ve hava yoluyla solunumlarını engellemeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Yüksek tansiyonlu kişilerde beyin dokuları zarar görebilmekte, özellikle beynin ak maddesinde azalma olmaktadır. Bu durum, kısa süreli bellek kayıpları, konuşma bozukluğu, yön tayin edememe ve bilginin daha yavaş işlenmesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Yüksek tansiyondan korunmak için özellikle aşırı tuz ve doymuş yağ tüketiminden kaçınılması ve vücut ağırlığının kontrol altında tutulması gerekmektedir.
Beyin hücrelerinin ölümündeki en önemli sebep strestir. Stres durumu, birtakım zararlı kimyasal elektronlar meydana getirip bunların beyin hücrelerine yapışmasına sebep olmaktadır. Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalı ve stresle başa çıkma yolları öğrenilmelidir.
Enfeksiyon hastalıklarının beyin sağlığını kötü şekilde etkilediği unutulmamalıdır. Bu noktada hijyen kurallarına uymak, sık sık elleri yıkamak tehlikeli hastalık etmenlerinin vücudumuza ulaşmasına engel olacaktır.
Zihinsel yorgunluğa sebep olan ilaçlardan uzak durmaya özen gösterilmelidir. Antidepresanlar, çoğu antipsikotikler, antihistaminikler, sedatifler bilhassa yüksek dozlarda alındığında sinir sistemi üzerinde negatif sonuçları görülmektedir.
Beyin, kaslarımız gibi faaliyet gösterdikçe güçlenmektedir. Özellikle düşünce gücü ve planlama gerektiren faaliyetlerde bulunarak beyin egzersizleri yapılması, beyne kan akışını hızlandırmakta ve adeta beyni oksijenle yıkamaktadır.
Egzersiz, beyne oksijen ve kan akışını artırmakta ve beynin gıdası olan glikozun (şekerin) beyne daha çok miktarda ulaşmasını sağlamaktadır. Bu nedenle düzenli olarak spor yapmak da sinir sistemi sağlığı açısından çok önemlidir. Gerek spor yaparken gerekse günlük yaşam faaliyetlerimiz sırasında özellikle beynin darbe almaktan korunması gerekmektedir. Darbelerin beyinde geri dönüşümü olmayan hasarlara sebep olabileceği unutulmamalıdır.
Alkolün en fazla tahribata neden olduğu organlardan biri beyindir. Alkol, beyin hücrelerini öldürdüğü için zamanla beyin küçülür. Aşırı alkol tüketimi mantıklı düşünme, karar verme ve hareket etme yeteneklerinin bozulmasına, hafızanın zayıflamasına ve uyku bozukluklarına sebep olmaktadır. Benzer şekilde sigara ve diğer uyuşturucu maddelerin de sinir hücrelerine zarar verdiği ve yeni hücrelerin oluşturulmasını engellediği yapılan araştırmalar sonucunda ispatlanmıştır. Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Uyuşturucu bağımlılarında beliren ilk olgu, akıl ve sinir hastalıklarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler, halüsinasyonlar, zekâ ve hafıza kayıpları sık karşılaşılan durumlardır.
Düzenli uyku güne zinde başlamayı sağlamasının yanı sıra hafızanın güçlenmesine ve öğrenme kapasitesinin artmasına da katkı sağlamaktadır. Uykunun, beyni zehirli maddelerden temizlediğine dair yeni veriler elde edilmiştir. Yapılan araştırmalarda uyku sırasında beyin hücreleri arasındaki boşluğun arttığı ve bu artışın uyanıkken merkezî sinir sisteminde oluşan zehirli maddelerin beyinden uzaklaştırılmasında etkili olduğu belirlenmiştir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.