Simya nedir ve amaçları nelerdir

Simya nedir ve amaçları nelerdir
Simya nedir ve amaçları nelerdir, tarihteki önemli simyacılar ve çalışmaları nelerdir bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

İlk Çağ’da, Antik Yunan’daki maddeye yönelik felsefi düşünceler ile Mezopotamya ve Mısır uygarlıklarının maddeyle ilgili uğraşılarının harmanlandığı MÖ 1. yüzyıl, simyanın başlangıcı sayılır. Simya dönemi, 17. yüzyıla kadar sürmüştür. Bu yüzyıllar arasında, İlk Çağ, Orta Çağ ve Yeni Çağ yer almakta ayrıca doğuda İslamiyet yayılmaktadır. Bu süreçte maddeleri deneme yanılma yoluyla birbiriyle karıştırarak ölümsüzlük iksirini bulma ve değersiz metalleri altın veya gümüşe çevirme çalışmalarına “simya”, simyayla uğraşan kişiye ise “simyacı” adı verilmiştir.

Simyacılar, ölümsüzlük iksirini bularak bütün hastalıkları yok etmeyi ve insanoğlunu ölümsüz yapmayı istemişlerdir. Simyacıların diğer bir amacı da değersiz metalleri altın veya gümüşe çevirerek mutlak zenginliğe ulaşmaktır. Simya çalışmaları, deneme yanılmaya dayalı olup bunların teorik temelleri yoktur. Bu çalışmalar, sistematik bilgi birikimi sağlayamamıştır. Simyacılar çalışmalarını bilimsel yöntem basamaklarını (problem belirleme, gözlem, hipotez, deney, teori, yasa, uygulayarak yapmamışlardır. Bu nedenle simya, bir bilim ve simyacı da bilim insanı olarak kabul edilmez.

Tarihteki önemli simyacılar ve çalışmaları nelerdir

Simyadan kimyaya geçiş sürecine birçok bilim insanı yaptıkları çalışmalarla katkı sağlamıştır. Bunlardan bazıları Empedokles, Demokritos, Aristo, Câbir bin Hayyan, Ebubekir er-Râzi, Robert Boyle (Rabırt Boyl), Antoine Lavoisier’dir (Antuan Levazyi).

18. yüzyılda, bilim adamı Lavoisier simyayı ve bilimsel titizlikten yoksunluğunu kınadı. O zamana kadar, kimyasal mutasyonların sihirli sıvıların müdahalesinin sonucu olduğuna inanılıyordu. İşte bu noktada simya artık gerçek bir bilim olarak görülmüyordu. Dolayısıyla şüphe ortaya çıkar. Günümüzde kimya, cıva, gümüş gibi basit bir cismi dönüştürmenin imkansız olduğunu kanıtlamıştır.

En ünlü simyacı şüphesiz 14. yüzyılda Fransa'da yaşamış olan Nicolas Flamel'dir. Simyaya özgü efsanelerin büyük çoğunluğu onun tarihinden ve sözde eserlerinden doğmuştur. Görünüşe göre civayı gümüşe dönüştürmeyi başardı, ancak her şeyden önce, tam olarak 25 Nisan 1382'de civayı filozofun taşı aracılığıyla altına dönüştürmeyi başaracaktı. Erimiş cıvaya atılan söz konusu taş, bir baz metali altına çevirme gücüne ek olarak, gençlik iksiri olarak adlandırılan Panacea'yı ya da daha açık bir şekilde sonsuz yaşam sağlama kapasitesine sahip olacaktır.

43
42
42
42
42
42
42
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.