9. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 34, 35, 36, 37, 38 Cevapları Ödev Yayınları

9. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 34, 35, 36, 37, 38 Cevapları Ödev Yayınları
9. Sınıf Ödev Yayınları Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 34, 35, 36, 37, 38 I. Ünite Ölçme Ve Değerlendirme Çalışmaları Cevaplarını yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

I. Ünite Ölçme Ve Değerlendirme Çalışmaları

1-5. soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız.

1. Metne göre sanatın temel nitelikleriyle ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Cevap
: Özgün olması, estetik değer taşıması, biriciklik, yaratıcılık, duygusallık, kişisellik, ölçülülük, kalıcılık, hayal gücüne dayanma, yerellik ve evrensellik. Tek tip üretim değildir, bu anlamda zanaat ve teknolojiden farklıdır.

2. Metindeki “Sanat, canlandırma; bilim, açıklamadır.” sözü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap
: Sanatın aslında hayal kurarak insana o anları yaşatma bilimin ise insanlara olayları açıklama gibi bir amacının olduğunu anlatmaktadır.

3. Metindeki “Bilimin kavramsal yorumlaması, sanatın sezgisel yorumlamasına engel olmaz.” sözü hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Sanatın bilinci anlamak için, bilimin ise dış gerçekliği anlamak için kullanıldığı söylenebilir. Bilim ve sanat arasındaki ilişki, farklılıkları ve benzerlikleri ile gelişir ve yaratıcı diyaloglara olanak tanır. Sanat ve bilim, dünyayı anlamak ve açıklamak için yapılan girişimlerdir.

4. Yeteneğin sonradan kazanılıp kazanılamayacağı ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Metne göre değerlendiriniz.
Cevap
: Yetenek, bireylerin belli bir konuda diğerlerinden daha iyi performans gösterebilme kapasitesi olarak tanımlanabilir. Yetenekler doğuştan gelen özellikler olabileceği gibi, sonradan geliştirilebilir özellikler de olabilir. Bireyler, farklı alanlarda ve farklı yaşlarda ortaya çıkan yeteneklere sahip olabilirler.

5. Aşağıdaki tabloda noktalı yerleri metne göre sanat ve bilim ilişkisi kurarak tamamlayınız.

SanatBilim
Kurguya dayanır.Yararlılığı temel alır.
Özneldir, duygu, sezgi ve hayalleri yansıtır.Akıl ön plandadır.
Güzelliğe ulaşma amaçlanır.Anlam tek boyutludur.
Sözcükler yan ve mecaz anlamlıdır.Terimler ve kavramlar kullanılır.
Duygusal ve estetik bir deneyim sunar.Mantıksal ve ampirik bir deneyim sunar.
İfade özgürlüğüne vurgu yapar.Sonuçlara ve kanıtlara dayanır.
Düşünsel ve yaratıcı bir süreç içerir.Hipotezler test edilir ve tekrarlanabilir sonuçlar elde edilir.

Bu tablo, sanat ve bilim arasındaki bazı temel farkları özetlemek için kullanılabilir.

Sanat ve bilim arasındaki temel farklardan biri de, kurallara ve biçime yönelik tutumlarından kaynaklanır. Bilim temel kurallarını kökten değiştirmez, bunun yerine onları daha dikkatli bir şekilde uyarlar. Sanat ise, radikal değişimlere daha yatkındır.

Bilim daha fazla bilgi edinmek için yapılır, ancak sanat bir tasarımı vurgulamak için bilginin uyarlaması ile yaratılır.
Çalışılan konuların farklı doğası da bir bilim ve sanat farkı olarak belirtilebilir.
Bilim kuramsal, sanat ise kavramsal bir disiplindir.
Bilim, teorik kuram ve varsayımlara dayanır. Sanatın ise, kanıta ihtiyacı yoktur, özgür konuların alanıdır.
Bilim yarattıklarının haklılığını ortaya çıkarmaya çalışır. Ancak sanatın böyle bir iddiası yoktur.
Sanat insanların algılarına bağlı olarak değişir. Oysa bilimde, böyle bir değişim yoktur.
Sanat, yapan kişi tarafından gördüklerini istediği şekilde gösterebileceği bir alanı ifade eder.

Yukarıdaki metinden hareketle 6-9. soruları cevaplayınız.

6. Metnin konusunu ve ana düşüncesini belirleyiniz.
Cevap
: Metnin konusu edebiyatın kendine has özellikleridir. Ama ana düşüncesi edebiyatın diğer sanatlarla ilişkisidir.

7. Metindeki yardımcı düşünceleri belirleyiniz.
Cevap
: Edebiyatın kullandığı malzeme itibari ile diğer sanatlardan olan farkı, edebiyatın diğer sanatlarla olan ilişkisinin açıklandığı kısımlardır.

8. Metinden edebiyatın güzel sanatlar içindeki yeri ile ilgili hangi sonuçlara ulaşılabilir?
Cevap: Edebiyat güzel sanatlar içinde en soyut olan güzel sanat dalıdır. Çünkü malzemesi dildir. Malzemesinin “dil” olması onu herkes için olmanın yanı sıra hudutları en dar ve milli olan tek sanat dalı haline de getirir.

9. Metinde düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır?
Cevap
: Metinde karşılaştırma, tanımlama gibi düşünceyi geliştirme yollarından faydalanıldığını görmekteyiz.

10. Bir gün Çanakkale’ye giden bakanlardan birine Atatürk:
— Orada Mehmetçik Anıtının başında şehitleri anacaksın. Siz olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelik kalelere karşı siper etmeseydiniz Boğaz elden gider, İstanbul elden giderdi, diyeceksin.
— Evet efendim.
Falih Rıfkı Atay, Babanız Atatürk
Falih Rıfkı Atayan bu metni iletişim öğeleri bakımından değerlendirildiğinde aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Gönderici: Atatürk
B) İleti: “Orada Mehmetçik Anıtı’nın başında şehitleri anacaksın. Siz olmasaydınız, siz göğüslerinizi çelik kalelere karşı siper etmeseydiniz Boğaz elden gider, İstanbul elden giderdi, diyeceksin”
C) Alıcı: Çanakkale’ye giden bir bakan
D) Dönüt: “Evet efendim.”
E) Bağlam: Çankaya Köşkü
Cevap: E

11. Bir toplumu ulus yapan bağların en güçlüsü, dildir. Bireyleri ulusuna, yurduna, geçmişine sıkı sıkıya bağlar; kuşaktan kuşağa aktarılarak gelen dil, bireyi geçmişle gelecek arasındaki zincirin bir halkası durumuna getirir.
Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil
Bu parçayla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?

A) Düşünceyi geliştirme yollarından tanık gösterme kullanılmıştır.
B) Geçmişle gelecek karşılaştırılmıştır.
C) Dilin önemi vurgulanmıştır.
D) Konusu ulus sevgisidir.
E) Ana düşüncesi ulusal bilinçtir.
Cevap: C

12. Aşağıda verilen cümlelerdeki boşlukları uygun şekilde tamamlayınız.

a) Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan yazılı kaynaklarla izlenebilen koluna şive denir.
b) Edebî eserde güzele ulaşma öğretici metinlerde eserde faydacılık amaçlanır.
c) Sanat eserinde kelimeler yan ve mecaz anlamıyla kullanılır.
ç) Edebiyat ve müzik fonetik sanatlardandır.

13. Aşağıdaki sanat dallarından hangisi plastik sanatların içinde yer almaz?

A) Resim B) Heykel C) Minyatür D) Tezhip E) Sinema
Cevap: E

14. “Bir dilin, yazılı kaynaklarla izlenebilen tarihî gelişimi içinde ayrılmış kollarıdır” Tanım! verilen terim aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şive B) Lehçe C) Ağız D) Jargon E) Argo
Cevap: A

15. Bilim ve sanatın karşılaştırıldığı aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) Bilim de sanat da insanın doğayı, yaşamı, kendini anlama ve bunu diğer insanlarla paylaşma ihtiyacı sonucu doğmuştur.
B) Bilim, deney ve gözleme; sanat ise duygu ve hayale dayanır.
C) Bilim nesnel, sanat özneldir.
D) Bilim olayları olduğu gibi aktarır, sanat yeniden kurgulayarak aktarır.
E) Bilim gerçeği estetik bir kalıp içine alarak anlatır, sanat ise olduğu gibi aktarır.
Cevap: E

16. Bilimle ilgili aşağıdaki cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?

A) Bilim akıl ve mantık ilkelerini kullanır.
B) Bilim deney ve gözleme dayalıdır.
C) Bilimsel bilgi, bireyin kişisel görüşünden bağımsızdır.
D) Bilim, doğada meydana gelen olayların nedenlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini bulur; onları genelleştirir.
E) Üretim ve anlamlandırma bakımından bireyseldir.
Cevap: E

17. Aşağıdakilerden hangisi iletişim öğelerinden biri değildir?

A) İleti B) Alıcı C) Gönderge D) Şifre E) Kanal Cevap: C

18. Aynı meslek ve topluluktaki insanların ortak dilden ayrı olarak kullandıkları özel dildir. Örneğin gemici dili. Tanımı verilen terim aşağıdakilerden hangisidir?

A) Lehçe B) Şive C) Jargon D) Ağız E) Argo
Cevap: C

19. Yüzümü usulca göğe yasladım. Gözlerimde kanat çırpıyor martılar. Bulut bulut parçalanmış gökyüzünü seyrediyorum. Bulutlar mı üstümüze koşuyor yoksa ben mi bulutların altındayım, bir türlü kestiremiyorum. Saklambaç oynarcasına bir görünüp bir kaybolan güneş de alıp götürüyor beni düş dünyamın derinliklerine. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Sözcükleri gerçek anlamlarının dışında kullanma
B) Karşılaştırmalar yapma
C) Benzetmeye başvurma
D) Betimleyici öğelerden yararlanma
E) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtma
Cevap: B

20. Andersen’i özgün kılan bir özellik, çevremizdeki sıradan nesneleri kişileştirip birer masal kişisine dönüştürmesidir. Öykülerinde küçücük nesneler, nesne niteliklerini hiç yitirmeden insanlarınkine benzer serüvenler yaşar: Kurşun asker, yıkımdan yıkıma sürüklenirken gözü pekliğinden ve iyimserliğinden bir şey yitirmez; tencere vurulur, çömlek ve masa konuşur. Bunun yanında Andersen bize, kişileri hiç de masalsı sayılamayacak, oldukça gerçekçi masallar da anlatır: Eski Ev, Kapıcının Oğlu. Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?

A) Tanık gösterme
B) Tanımlama
C) Örneklere yer verme
D) Betimleme
E) Tartışma
Cevap: C

21. Uzakta bir sürü gördük. Bizim yaklaştığımızı anlayınca otlamak için yere eğilmiş olan başlar, hep birden dikildi. Ceylanlar hiçbir tayda görmediğim ince, çevik, zemberekli bir hareketle koşmaya başladı. Arka ayakları pervane gibi işledi, kumu birden köpürttü. Biraz ötede askerce bir düzenle yine durdu. İçlerindeki teke aralarından ayrıldı, geriye döndü, dikildi ve bekledi. Bu, sürüsüne kaçma fırsatı vermek için kendisini feda etmek istediği anlamına geliyordu. Biz de onun kaçıp rahatça sürüsüne katılması için otomobili durdurduk. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmamıştır?

A) Betimlemeye B) Öykülemeye C) Karşılaştırma D) Benzetmeye E) Kanıtlamaya
Cevap: E

22. Aşağıdakilerden hangisi anlatmaya bağlı metinlerden değildir?

A) Masal B) Hikâye C) Roman D) Tiyatro E) Destan
Cevap: D

18001
4230
12243
1755
1784
2505
5040
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
5 Yorum