“İklim ve Saat Değişikliklerinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Yolları”

Bayram tatillerinin bitmesi ile birlikte yaz saati uygulaması sona erdi. Öğrenciler, öğretmenler ve veliler eğitim öğretim sürecini faydalı olarak yönetebilmek için hazırlıklı olmak zorunda. Eğer öğrenciler bu geçiş dönemlerinde zihinsel bir hazırlık yapamazlarsa bundan fazla etkilenebilirler. Bu durumdan olumsuz etkilenmemek adına aile bireyleri organize bir biçimde hareket etmelidirler. Bu dönemde ortaya çıkan bahar yorgunlukları da engellenmelidir. Nasıl ki ilkbahara girilirken bir bahar yorgunluğu yaşanıyorsa sonbahara girerken de insanlar bahar yorgunluğu yaşayabilirler. Yapılan bilimsel araştırmalar iklim ve zaman değişikliklerinin insan psikoloji üzerinde etkisi olduğunu ortaya koymuştur.

Öncelikle güneşin erken batması ve uzun gecelerin yaşanması öğrencive ailelerin birlikte geçirecekleri zamanı arttıracaktır. Eğer bu birlikte geçirilen saatler sağlıklı bir şekilde değerlendirilirse bir değere dönüşebilir. Öncelikle akşamları birlikte yemek yemeğe dikkat etmek gerekir. Akşam yemeği, günün güzel bir değerlendirmesinin yapılması adına önemli bir fırsattır. Akşam yemeğinin ardından birlikte zaman planlaması yapılmalıdır. Birlikte izlenecek filmler, çay ve okuma saatleri gibi planlamaların hayata geçirilmesi önemlidir. Yapılan planlamaya uyku vakti de katılmalıdır. Zira orta okul çocukları da dahil çocukların en geç saat 22.00’de uyumaları onların yararına olacaktır.

Günün erken başladığını ve kahvaltının birlikte yapılmasının önemi dikkate alınırsa uyuma saati hiçte erken sayılmaz. Liseli gençler için ise uyku saati en geç 23.00 olmalıdır. Düzenli yemek yiyip uyuyan öğrenciler güne zinde başlamanın verdiği avantajlar diğerlerine göre daha başarılı olacaktır.

Uyku ve yemek düzeni biyolojik yapıya etki ettiğinden dolayı oldukça önemlidir. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözü bu kanıyı doğrular niteliktedir. Kanuni Sultan Süleyman;  ''Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi''. Diyerek konunun önemine dikkat çekmiştir. Bu sebeple biyolojik saati ayarlamak hem iç hem dış dünyada göstereceğimiz performans açısından önemlidir.

Ebeveynler aile içinden güzel örnekleri kendileri çıkarmalıdırlar. “Kulaklar duymaktan usandı, artık gözlerin örnek göremeye ihtiyacı var.” Sözünün belirttiği gibi örnek bir kişi olabilmeliyiz. İfade etmekten çok uygulayarak örnek olmak en hızlı ve etkili hayata geçirme yöntemidir aslında. Kitap okumanın önemini anlatan uzun ve sıkıcı konuşmalar yerine “kitap okumak” güzel bir eylem, olumlu bir örnek olacaktır. Aile bireyleri doğru ve dürüst evlatlar yetiştirmek istiyorlarsa önce kendileri doğruluk açısından örnek olmalıdırlar. “Örnekleri kendinden bir aile olmak”,  doğru bir nesil yetiştirmenin en kestirme yoldur.

Karşılaşılan sorunları dışardan destek alarak çözmek bir yöntemdir; ancak en güzel yöntem aile içine yoğunlaşmak ve mutluluğun anahtarını içerde aramaktır. Aile, öğrencisini maddi ve manevi olarak güzel noktalara getirmek istiyorsa eğer önce kalenin içini feth etmeli, çocuğunun gönlünü kazanmalı ve örnek olmalıdır.

 Dershanecilik sadece dershanecilik değildir!

 Kariyer Penceresi Dergisi bu sayısında da dopdolu içeriği ile sizlerle beraber. Bu sayımızda dosya konusu olarak ‘Dershaneciliği’ seçtik. Eğitim öğretim sürecinin sınavlara hazırlık ve okul takviye dönemlerine destek olan dershaneler son dönemlerde çok yoğun bir şekilde öne çıktı. Kariyer Penceresi ekibi olarak bu konu üzerine yoğunlaşalım istedik. Bu konuda afakî ve enfüsi konuşmaların ötesinde bilimsel olarak neler söylenebileceği düşüncesinden hareketle önemli çalışmalar yaptık.  Değişik biçimlerde dershaneler ve dershanecilik gündeme geliyor. Sektörün içinden ve dışından eğitimci yazarlarımızla konuya bilimsel bir gözle bakmaya çalıştık.  “Toplumda dershane algısı nedir?” sorusuna cevap aramaya çalıştık. Ayrıca TÖDER tarafından İKSARA Araştırma Şirketine yaptırılmış olan araştırmayı okurlarımızla paylaşıyoruz.

Bununla birlikte “Dershaneler kaldırılsa ne olur ve tek suçlu dershaneler mi?”  başlıklı iki yazı konuya farklı açılardan bakmaya çalıştık. “Dershaneciliğin dünü, bugünü ve eğitime katkısı” başlıklı özel bir yazı ile de konuyu irdelemeye çalıştık. Eğitim konusu oldukça önemli bir konu. Bu konu ile ilgili uzman eğitimcilerin fikirlerini önemsiyor, farklı düşüncelerin bizlerle paylaşılmasını arzuluyoruz. Eğitim konusu ile ilgili görüş ve fikirlerinizi paylaşabileceğiniz mail adresimi yeniden hatırlatmakta fayda görüyorum: acil@fatih.edu.tr

Cebinde kalem taşımanın ne kadar önemli bir konu olduğunu ele alırken, bilgisayar çağında kalemin önemi yitirmediğini hatırlatmaya devam ediyoruz bu sayımızda. Sokak çocukları üzerine yapılmış bir doktora tezinin özet makalesini paylaştık. “Okullarda Gelişimsel Yaklaşıma Susamışlık” başlıklı yazımızda öğrencilere okullarda yapılacak rehberlik çalışmalarına bir ışık tutmaya çalıştık. Bununla birlikte “Resmin Bütününe Bakmak” yazısı ile dünyaya bakışta yeni bir perspektif kazanılmasına katkıda bulunmaya çalıştık.  “Eğitimde İnovasyon” konusunu iki yazarımızla ele aldık. Konuları sadece aktarmakla kalmayıp “eğitim problemleri nasıl çözülür?” gözüyle de değerlendirmeye çalıştık.  Bu ve buna benzer çok önemli konulara temas ettiğimi Kariyer Penceresinin bu sayısında sizlere faydalı olmayı ümit ediyor, güzel günler diliyorum.