Yabancılaşma kavramı, günümüzde yaygınlaşmaya başlayan popüler bir kavram olmakla birlikte , kimine göre sanayileşmenin getirdiği bir son , kimine göre insanın yaratılışından beri varolan bir fenomendir. Her çağda farklı bir görünüm arz eden yabancılaşma, bu bulanık çağda, ciddi bir kültür ve kimlik sorununa işaret eder.
Ali Şeriati’ye göre yabancılaşma; “makinenin insanın insanlığına müdahale etmesi sonucunda ortaya çıkan ve insani yaratıcılığı yok ederek, insanın kendisine, diğer insanlara ve çevresine karşı duyarlılığını yitirmesine yol açan bir süreçtir.’’(1)
İnsanı, varlığın merkezi unsuru olmaktan çıkaran bu kozmik bütünlükten kopuş, bireyin kendinden uzaklaşması, garip olması hatta kaybolmasına kadar varan bir olgudur. Hayatın öznesi iken nesnesi olma sürecidir. Kişinin kendi varlığına ve gerçekliğine karşı uyguladığı filtredir. Belirsizlik ve mutsuzluğun aynasına bakıp kendi yüzünü görememesidir. Hayatı tek boyutlu yaşaması, zamanın içini boşaltıp, kendi oluşturduğu prangayla git gide kendini köleleştirmesidir.
Kendine ve hayata yabancılaşan insanın üzerine giydiği her elbise bedeninden önce ruhunu sıkar. Ne kadar uyusa da gündüzler gece gibidir. Lügâtındaki tüm kelimeler ordan burdan devşirme , duyduğu sesler ise birer yanılsamadır. Uçmaktan korkar onca büyük kanatlarına rağmen. Vitrindeki bir manken yada programlanmış robot gibi duygusuzca bekler bi kenarda. İçinden geçen ‘’ Sussam ölüm, konuşsam intihar ‘’ gelgiti onu yer bitirir.
Kişinin kendisini itilip dışlanmış hissettiği, değersizlik duygusu oluşturan bu acımaz olgu, caddeleri, evleri, kalpleri istila eden ağır bir durumdur. Öyle ki , kişinin hayatın hakikatinden uzaklaşıp kopması beklide bir daha bulamaması ile sonuçlanabilir. Nuri Pakdil ‘’Ne var ki ilk parçalanan ruhumuz olmuş.Yabancılaşma bıçaklarıyla doğramışlar yüreklerimizi..’’ ifadesiyle, durumun vahametini ortaya koymuştur.
Modernleşmenin yarım bırakışları, makineleşme, küresel köy haline gelen dünyanın iletişim araçları ile diğer kültürlerden aşırı dozda etkilenmesi , sanal bir yanılsama üreten medya, sosyal izolasyona neden olabilen internet, yapaylaşma, kentleşmenin doğurduğu bunalımlar , insanı metalaştıran kapitalizm ve piyasa mekanizmalarının yönettiği toplumsal hayat yabancılaşmaya neden olan etkenlerden bazılarıdır.
Yabancılaşma, evvelemirde modern insanın tabiattan kopuşuyla başlıyor. İnsan, tabiatı tahrip ediyor, onu gayrişahsi hale getiriyor, nesneleştiriyor ve sonunda ona diz çöktürmek, onu yağmalamak istiyor. Kendimizi daha geniş bir bütünün parçası saymıyor, tabiatla aramıza duvarlar örüyoruz. O duvarlar sonra bizim zindanımız oluyor. Evren bir ahenk üzere var. Kaos kuramıyla sisteme ufak girdilerin ne denli büyük çıktılara yol açabileceğini öğrenmiş bulunuyoruz. Özne ve nesne, ben ve dışarıdaki dünya arasındaki bu köktenci bölünmenin aşılması, akıl ile kalbin buluşması gerekiyor.(2)
Günümüz Amerikan sosyologlarından Melvin Seeman ise yabancılaşmayı beş ayrı kategoride ortaya çıkan; güçsüzlük, anlamsızlık, kuralsızlık, soyutlanma ve kendine yabancılaşma gibi yapılar olarak tanımlar. Seeman'ın yabancılaşma formları daha ziyade
toplum bireylerinin psikolojik dünyalarıyla yakından ilgilidir. Onun düşüncesinde yabancılaşma” toplumsal bir doyumsuzluğun” neden olduğu düzensiz bir yapıdır.(3)
Bireyin toplumsal, kültürel ve doğal çevresine olan uyumunun ve bunlar üzerindeki denetiminin azalması, bunların beraberinde getirdiği yalnızlık ve çaresizlik hissi yabancılaşmanın boyutlarını ifşa ediyor. Doğan Cüceloğlu Savaşçı adlı kitabında; ‘’Başkalarının nasıl varoluşuna bakarak, kendi varoşlunu başkalarınkiyle kıyaslayarak yaşayan kişi, yabancılaşma duygusu içine girer…’diyor.
Yabancılaşmaya karşı atılacak ilk adım, yaratılış amacıyla bağını koparmış insanın,’’ben kimimi?’’ diyerek, varlığını anlamlı kılma mücadelesine başlamasıdır. Unutulmamalıdır ki , bu maveradan kopuşa, bu genel kayıtsızlığa başkaldırı olmadıkça, global dönüşler hep kısır kalacaktır.
1) Makineleşmenin Tuzağında İnsan, İnsan ve Teknoloji / Ali Şeriati
2) Yavaşla / Kemal SAYAR
3) www.milatgazetesi.com / Hikmet KIZIL
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.