Peygamber ve ehl-i beyt sevgisi toplumsal bütünleşmeye nasıl katkı sağlar
Ehl-i Beyt, bir evde yaşayan âile fertleri mânâsına gelir. Peygamber Efendimiz’in âile fertlerinin tamâmını ifâde etmektedir. Bu mânâda Ehl-i Beyt; Peygamber Efendimiz ve âilesi, Ali, Câfer, Akîl, Abbâs ve âileleridir. Resûlullâh’e salât ü selâm getirmek nasıl bütün mü’minler üzerine bir vecîbe ise Ehl-i Beyt’e hürmet ve muhabbetle bağlı bulunmak da bütün müslümanların vazîfesidir.
Resûlullâh şöyle buyurmuştur:
“Allâh’ı, nîmetleriyle perverde kıldığı için sevin. Beni de Allâh’ı sevdiğiniz için sevin. Ehl-i Beyt’imi de beni sevdiğiniz için sevin!” (Tirmizî, Menâkıb, 31/3789)
Yine bir gün Peygamber Efendimiz, mübârek torunları Hasan ile Hüseyin’in (r.a.) ellerinden tutup şöyle buyurmuştur:
“Kim beni, bu ikisini, bunların baba ve analarını severse kıyâmet gününde benimle berâber olur.” (Tirmizî, Menâkıb, 20/3733)
Allâh Resûlü’nün pâk neslinden gelen insanlar, günümüzde İslâm âleminin değişik yerlerinde yaşamaktadırlar. Hüseyin’in (r.a.) neslinden gelenlere “Seyyid”, Hasan’ın (r.a.) neslinden gelenlere de “Şerîf” denilmektedir. Osmanlılar, seyyidlere “emîr”, başlarına sardıkları yeşil sarığa da “emîr sarığı” derlerdi. Resûlullah’ın neslinden gelen kadınlar da başlarına yeşil bir alâmet takarlardı.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.