Lys ve Stratejik ya da Vizyoner Tercih
Bir önceki yazımda üniversite adaylarına “klasik tercih” yapmanın bir iki inceliğini izah etmiştim.
Bu gün “stratejik tercih” yapmak üzerinde duracağım.
“Klasik tecih nedir? Stratejik tercih nedir?” dediğinizi duyar gibiyim.
Klasik tercih; ilgi alanımıza, yeteneğimize,kişilik özelliklerimize ve puanımıza bakarak yaptığımız tercihtir.
Klasik tercihte hedef, kendimize en uygun bir mesleği seçmektir. Çevre faktörleri ve dış dünya çok fazla dikkate alınmaz.
Önce okul hedeflenir, iş sonraya bırakılır.
Stratejik tercihte ise, öncelikli hedef iş ve işyeridir, yani kariyerdir.
Bu tercih vizyoner bir tercihtir.
Önce vizyon belirlenmelidir.
Yani “ben okulu bitirince Türkiye’nin saygın, kurumsal bir firmasında çalışacağım.”
Ya da “akademik çalışmalar yapacağım” diyerek bir vizyon belirlenir.
Veya “babamın iş yerinde çalışacağım orayı daha iyi bir yere taşıyacağım” da denebilir.(Murta Ülker örneği gibi)
Ve o vizyona göre amaçlar,bu amaçlara ulaşacak stratejiler,bu stratejileri gerçekleştirecek hedefler, bu hedefler için de performans göstergeleri belirlenmelidir.
Vizyon bizim dört veya beş sene sonunda ulaşmak istediğimiz yeri gösterir.
Amaçlar,hedefler ve stratejiler de bu vizyona nasıl ulaşacağımıza dair planları belirtir.
Stratejik plan yaparken kendimizin güçlü ve zayıf yanlarını gözden geçirmeli. Bunları dikkate alarak dış dünyaya bakmalı,oradaki fırsat ve tehditleri de masaya yatırmalıyız.
Bunların akabinde seçeceğimiz meslekle ilgili bir kaç tane iş ilanı da incelemeliyiz.
Söz gelimi okulu bitirince Türkiye’nin en saygın …… Holdinginde çalışmayı istiyoruz. Bizim için beş yıllık i vizyonumuz budur.
Bu holding kurumsal bir yerdir, toplumda saygınlığı olan bir yerdir, mesleki gelişim ve kariyer imkanları çok geniş ve ücret politikaları çok iyidir, vs vs.
Bu holdingin bir şirketinde uzman yardımcısı pozisyonunda işe girmek istiyorsanız,daha şimdiden bununla ilgili o holdingin iş ilanını inceleyin.
Ne tür yetkinlikler,kişsel özellikler isteniyor,bakın.
Adaylardan hangi özelliklere sahip olmaları bekleniyor?
Hangi üniversite mezunları tercih ediliyor ?
Yabancı dil seviyesi ne olmalı?
Kişilik özellikleri nelermiş, bi’ bakın.
“Daha önümüzde up uzun bir üniversite yaşamı var,gerisini sonra hallederim”
“Şimdilik üzerimdeki şu baskıdan bir an önce kurtulmam lazım.”
“Aileme arkadaşlarıma ve hısım akrabaya karşı mahcup olmayayım” deyip işin kolayına kaçmayın.
Kafanızı rast gele bir okula,üniversiteye sokmayın.
Zira o up uzun dediğiniz dört beş yıllık üniversite hayatı su gibi akacak,rüzgar gibi geçip gidecek.
Geçip gidecek de bu kez başka baskılara maruz kalacaksınız.
Daha son sınıftayken başlayacaklar sizi baskılamaya:
“ Ee söyle bakalım, bu kadar okumayla ne çıkacaksın?
Nereye gireceksin,nerede çalışacaksın?”
Şeklinde her önüne gelen sizi sorguya çekecek.
Sizi çalışacağınız iş,sektör ve iş yeriniz ile kıyaslama yapacaklar.
“Filanın kızı çoktan iş bulmuş hatta evlenmiş bile”
Ya da “felanın oğlu çok paralı bir iş bulmuş.”
Yani “ sen ne yaptın? Bunca zaman okudun,babanın parasını yedin ama bi’baltaya sap olamadın” demeye getirecekler.
Kısaca fakülteyi bitirdikten sonra üzerinizdeki yük ve baskı daha da fazla olacak benden söylemesi.
Bu nedele daha şimdiden stratejik planınızı yapın. Yani iyi bir iş bulabilmek üzere tercihlerinizi belirleyin.
Mühendis olmak,işletmeci olmak yetmiyor. O eskidendi.
Gün geçtikçe üniversite sayısı artıyor,kalite ve yetkinliklerle ilgili beklentiler yükseliyor.
Üniversite mezunlarından işsizler ordusu oluşuyor.
*Bazı mesleklerde okunacak üniversitenin çok etkisi vardır.
Söz gelimi teknik ve mühendislik bölümleri ve sosyal bilimlerle ilgili okullarda üniversite çok etkilidir.
Yani işletme,kamu yönetimi ve maliye gibi bölümlerde ayrıştırcı etken okunacak üniversitenin adıdır.
Bu tür bölümlerde yabancı dil özellikle ingilizce eğitim veren üniversiteler tercih edilmelidir.
*Bazı meslekler “jenerik meslek” tir.
Diplomanın olması yeterlidir.Üniversitenin etkisi çok hissedilmez. Mesela öğretmenlik,hukuk ya da doktorluk..
Tabiki puanınızın yettiği en üst seviyedeki üniversiteyi tercih edeceksiniz.
Ama “İlle de filan üniversite olacak, ya değilse okumam, gitmem” demek çok anlamlı değildir.
O nedenle bu tür mesleklerde puanınızın yettiği bir üniversiteyi tercih edebilirsiniz.
Bununla birlikte teknik ve uzmanlık gerektiren yani daha spesifik bölümler öyle değildir. Elektrik-Elektronik Mühendisliği,bilgisayar mühendisliği gibi bazı mühendislikler ve (benim favorim olan) işletme öyle değilidir.
Bu tür bölümlerde üniversitenin çok büyük etkisi vardır.
Bu bölümleri okumak isteyenler iyi üniversiteleri özellikle ingilizce eğitim veren üniversiteleri tercih etmelidir.
*Diğer bir konu da, GELECEĞİN MESLEKLERİ ve EĞİLİMLERİDİR.
Bunlar tercihlerimizde bize yol gösterir.
Günümüz dünyasında küresel bazda çok sert rekabet yaşanmakta. İletişim ve etkileşim çok hızlı olmakta.
Bu da beraberinde yenilik ve değişimi tetiklemektedir.
Sizin çalışacağınız pozisyona yurt dışından birileri de talip olabilecek.
Gelecekte yeniliği ve gelişimi kontrol eden ve bu alanlara yatırım yapan kişi ve kuruluşlar ve dahi devletler sürdürülebilir rekabet üstünlüğü sağlayacaklar.
Ayrıca gelecekte sosyal bilimler ve sosyal bilimlerle ilgili meslekler de öne çıkacak.
İşletmelerin en büyük sermayesi artık iyi yetişmiş insan kaynakları ve iyi yönetimdir.
Yöneticilik,insan kaynakları, yönetimde bilgi teknolojileri,bilgi yönetim sistemleri gibi meslekleri önemini artırmaktadır.
Sosyal bilimlerin önemini artıran diğer etkenler de küresel çapta yaşanan terörizm,etnisite ve ayrıştırmacı politikalardan kaynaklanan tehditlerdir.
İnsanlığın en büyük problemi haline gelen bu konular üretimle,teknoloji ile,yaşam kalitesini yükseltmekle,marsta şehir kurmakla çözülecek gibi değildir.
Bu sorunlar sosyoloji,psikoloji,tarih ile,sosyal psikoloji ile, sosyo-kültürel çalışmalarla çözülecektir. Bu yüzden sosyal bilimlerin özellikle yönetim bilimlerinin önemi daha da artacaktır.
Stratejik tercih yaparken bu eğilimleri de dikkate almak gerekir.
Peki herkes o kadar mükemmel midir?
Arz kısıtlı, talep çok.
Nasıl herkes aynı anda başarılı olabilir?
Mükemmel olabilir?
Yani herkesin çok kaliteli üniversiteler girme şansı var mı?
Tabiki yok.Burada da strateji gereklidir.
İmkanları ve kapasitesi sınırlı olan arkadaşlarımızda pek ala iyi bir plan yapabilir.
Liseden sonra sonra kalitesiz bir lisans ya da ön lisans okumaktansa, hemen çalışma hayatına başlamak daha iyidir.
Hem vakit hem de nakit avantajınız olur.
Çalışırken AÖF okursunuz. İşiniz garanti olduğundan AÖF ni bitirdirdiğinizde kariyerinize iyi bir katkı sağlamış olarak çalışmaya devam edersiniz.
Benim böyle bir arkadaşım var. Beraber çalıştığımız şirketin muhasebe sorumlusu iken açık öğretimi bitirdi. Arkasında yüksek lisans yaptı. Şimdi gayet dolgun bir maaşla iyi bir şirkette çalışıyor. Laf aramızda geçenlerde benim iş teklifimi bile beğenmeyip geri çevirdi.
Son olarak bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum.
Bazen iyi bir üniversitede isteğimiz bir bölüme girmeye "alan puanı"mız yetmeyebilir.
Böyle bir durumda gerekirse alanınızı değiştirip o üniversitede okuyabilirsiniz.
Bir öğrencim Bilkentte okumak istiyordu. Bilkent Üniversitesi’nde burslu mühendislik okuyacak ama önünde çok iyi rakipleri var. Sayılı öğrenci alınıyor.
Oturduk birlikte stratejik bir plan yaptık.
Ona geleceğin mesleklerini anlattım.
Alan değiştirmesini söyledim.
Onun güçlü yanlarına dikkat çektim. Matematiği ve türkçesi iyi idi.Biraz sosyal çalışmalıydı. Bana inandı ve sayısal yerine eşit ağırlıktan sınava girdi.
Sıkı durun sonuç ne oldu biliyor musunuz?
O öğrencimiz Bilkent işletme bölümünü kazandı. Hemde TM Türkiye derecesi yaparak.
Tekrar hepinize başarılar dilerim. Yolunuz açık olsun.Emekleriniz zayi olmasın. Ülkemiz için en iyi yerlerde okuyun.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.