LYS, Tercihler ve Kariyer
Lise son sınıf öğrencileri bu günlerde zorlu sınavlara giriyor.
Sınav sonuçlandıktan sonra tercih dönemi başlayacak.
Bu dönem hayatlarının en önemli “karar anları” olacak.
Tercih yapmak çok dikkat isteyen bir husustur.
Bu aşamada bir “tercih yapmak” ya da “karar vermek” birden fazla parametrenin optimizasyonunu gerektirir.Puan durumu,ilgi,yetenek,aile baskısı,şehir vs.
Öncelikle ilgi alanı tercihi belirler.Ama cepteki puanlar bunu kısıtlar.
Diyelim ki puan sıkıntısı yok; o zaman ilgi alanımıza giren bir meslek belirleyebiliriz.
Tabiki bu ilgi alanının yetenek ve kabiliyetlerimizle uyumlu olması gerekir. Bazen ilgi sandığımız şeyler o mesleğin maddi manevi getirileri olabilir. Çok kazanan, iyi bir hayat yaşamayı vaad eden meslek, bizim ilgi alanımız gibi görünebilir.
İlgimiz olduğu halde yetenek ve kabiliyetimiz yoksa ya da kişilik özelliklerimize uygu değilse,kuru bir ilgi ile başarı sağlanamaz.
Söz gelimi kandan ve hastaneden korkan nasıl doktor olabilir.? Konuşma ve ikna gücü zayıf olan biri nasıl hukukçu olabilir.?Asabi biri nasıl polis olur?
Bu aşamada uzmanlar tarafından kişilik testi ile ve mesleki yatkınlıklar iyi analiz edilip bilinçli bir yönlendirme yapılmamlıdır.
Vaktiyle ben de böyle bir vartaya düşmüştüm.
Bizim zamanımızda Ferdi Tayfurun ve Orhan Gençabay’ın filimleri çok seyredilirdi. O filmlerden birisinde sevdiği kızı alabilmek için Ziraat Mühendisi oluyordu kahramanımız. O film benim Ziraat Fakültesi tercih etmeme neden oldu. Okulda annemden emdiğim süt fitil fitil burnumdan geldi.Görmediğimiz ders, okumadığımız bilim kalmadı. Kimyanın,fiziğin ve biyolojinin her çeşidini okuduk.Mikrosu,makrosu,mekaniği,fiziği,fizikokimyası,genetiği hiç bir şey bırakmadan iktisattan jeolojiye,mineralojiden meteorolojiye kadar hepsini okuduk.
Neyse devam edelim tercih meselesine.
Diyelim ki puan,yetenek,ilgi alanı uyuştu.Şimdi ne yapacağız?
Şimdi üniversite seçeceğiz.Namı,şanı meşhur üniversiteler tercih sebebidir.Puanları yüksektir.Burada da karşımıza şehir kısıtı çıkar. Uzak mı,yakın mı olmalı. Eğer çok idealist değil isek,yani “bitsede gitsek formatında” okuyacak isek aynı puanlara sahip üniversitelerden bize en yakın olanını tercih edeceğiz.
Bunları sıralarken de en çok istediğimiz bölümleri ilk sıralara koyacağız. “Ölü tercih” yapmacağız. Yani,aynı puan türündeki bölümleri sıralarken puanı yüksek olan bölümü alt sıralara yazmayacağız.
Ah anneler, ah babalar..
Siz yok musunuz dayılar, amcalar..
Ya siz teyzeler ve halalar..
Tercih aşamasındaki gençlerimize hepiniz kendinizin olamadığı mesleği,hayal edipte okuyamadığınız okulları yazmasını söylemez misiniz?
Sizi gidi çok bilmişler..
Gençlerimize yol gösterelim diye onları stres ve sıkıntıya sokarsınız.
En ilginci de gençleri başka gençlerle kıyas edip,onlarla yarıştırırsınız.
Böyle bir durum karşısında genç arkadaşıma tavsiyem şudur:
“Bana ne..
Ahmetin Mehmetin çocuğundan bana ne..
Nerede okuduğundan bana ne?
Hayat benim.
Ve ben istediğim,severek okuyacağım bir okulu ve ileride severek çalışacağım bir mesleği istiyorum” deyiniz.
Gelelim kariyer meselesine.
Kariyer iş hayatı demektir.
İş hayatında insanların yaptığı görevler ve işler kişinin kariyer yolunu gösterir.Bu yol inişli çıkışlı ve engellerle doludur.
Bazen yetenek ve bilgi ile bu zorluklar aşılır bazende kişilik özellikleri ile.
Yeni dünya düzeninde kişilik özellikleri mesleki özellikler kadar önemli, hatta bazen daha öndedir.
İnsan bir okulu bitirdiğinde mesleğe yönelik herşeyi öğrenmiş olmaz. Okunan okul, ilgili meslek hakkında bir formasyon ya da mesleki nosyon verir.
İş hayatına başlayınca mesleğin incelikleri öğrenilir.Ama temel mesleki yetkinlikler iş hayatında zor öğrenilir.
Uyumlu olmak,insani ilişkilerinin güçlü olması..
Kariyerin devamı bunlara bağlıdır.
Eğer istediğiniz bir bölümü bu sene kazanamayacaksanız,ya da yeterince hazırlanamadınız ise; hiç kimseden çekinmeyin, bir yıl daha hazırlanın. Boş kalmamak için,laf olsun diye tercih yapıpta gelecek yıl girdiğinizde puan kaybı yaşamayın.
İsaların iş hayatında bir yılı çok da önemli değildir.Sevmediğiniz,istemediğiniz bir bölüm okumaktansa bir yıl daha bekleyin.
Şimdi ne mi yapıyorum?
Şimdi sevdiğim ve hoşlandığım bir işi, yönetim ve organizasyon alanında şirketlere danışmanlık yapıyorum.
Bizim kuşakta benim gibi çok insan vardır.Vaktiyle kimse elinden tutup meslekler ve kişilikler hakkında bilgi verilmemiş. Onlarda hayatın akışı içinde zamanla kendilerine uygun bir pozisyon ve rol sahibi olmuşlardır.
Şükür ki,ben sevdiğim bir alana yönelmiş oldum.
Bu yazıyı şu an eski kimliğimle,öğretmenlik ve rehberlik kimliğimle yazmış oluyorum.
Umarım faydalı olabilmişimdir.
Tüm öğrenci arkadaşlara başarılar dilerim.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.