Hangi konular özel hayatın kapsamına girmektedir
Bir toplumda insanlara din ve inancından dolayı baskı uygulandığında ne gibi sorunlar yaşanır? Tartışınız.
İnsanların bir dine inanmaya veya o dinin ibadetlerini uygulamaya zorlanması, İslam’ın özüne aykırıdır. Çünkü İslam’da samimi iman, “özgür irade” ve “vicdani bir kabul” ile mümkündür. Elbette Müslümanlar birbirlerini Kuran’da bildirilen ahlaki vasıfların uygulanması için teşvik edebilirlerAyrıca insanların ibadet yapmaya zorlandıkları bir toplum modeli, Allah Katında da makbul olmayabilir. Çünkü inanç ve ibadet, sadece Allah’a yönelik ve kişinin kendi seçimiyle olduğunda bir değer taşır. Eğer bir sistem insanları inanca ve ibadete zorlayacak olursa, bu durumda insanlar o sistemden korktukları için görünüşte dindar olabilirler. Din ahlakı açısından makbul olan ise, vicdanların tamamen serbest bırakıldığı bir ortamda Allah rızası için din ahlakının yaşanmasıdır.
“Ve de ki: Hak Rabbinizdendir. Öylese dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin…” (Kehf suresi 29. ayet.)
Yukarıdaki ayeti de dikkate alarak İslam’ın din inanç özgürlüğüne verdiği önemi değerlendiriniz.
İslam dininde inanç özgürlüğüne verilen önemi araştırınız. Allah, peygamber ve kitaplar göndererek insanlara iyi ve doğruyu öğütlemiştir. Ayrıca onları kötülüklerden sakındırmıştır. Ancak hiçbir zaman insanları herhangi bir şeyi tercihe zorlamamıştır. Bu gerçek, “Dinde zorlama yoktur. Doğruluk ve eğrilik birbirinden ayrılmıştır…” ayetinde belirtilmiştir.Allah kendi buyruk ve öğütlerini bildirmiş, bunları kabul etmeyi ise insana bırakmıştır. Her insan, herhangi bir dine inanıp inanmamakta serbesttir. Bu durum, Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde ifade edilmiştir: “De ki: İşte Rabb’iniz tarafından hak (Kur’an) geldi. Öyleyse dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin…” Bu ayetleri kendisine ilke edinen Peygamberimiz, hiçbir zaman insanları zorlamamıştır. O, sadece insanlara doğruları anlatmış ve davranışlarıyla örnek olmuştur.
Hz. Peygamber, hayatının hiçbir döneminde insanlara baskı yapmamıştır. Mekke fethedildiği ve insanların endişe içerisinde olduğu bir zamanda Mekkelilere şöyle seslenmiştir: “Bugün artık hiçbir şekilde hor görülmeyeceksiniz. Haydi, şimdi dağılın. Hepiniz hür ve serbestsiniz.”
Din ve vicdan özgürlüğü insanın sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerdendir. Anayasanın 24. maddesinde kişinin din, mezhep ve düşüncelerinden dolayı kınanamayacağı ve suçlanamayacağı açıkça belirtilmiştir. Özgürlük, her insanın doğal hakkıdır. Bunun içindir ki Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, “Din bir vicdan işidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.”diyerek vicdan ve düşünce özgürlüğüne verdiği önemi ifade etmiştir.
İnanç ile ibadet arasında nasıl bir ilişki vardır?
İnanç bir şeye inanıp güvenmektir. İbadet ise inandığı şeye karşı görevleri yerine getirmektir. Müslümanlar Allah’a inanırlar ve bu yüzde ona ibadet olarak namaz kılıp, oruç tutarlar.
Hangi konular özel hayatın kapsamına girmektedir?
Kişinin başkalarının görmesini, duymasını ve bilmesini istemediği yani gizli tuttuğu özel hayatıyla ilgili alana başkalarının nüfuz etmesi, onun sırlarını öğrenmesi ve onu başkalarına aktarması da kişilik haklarından birinin ihlal edilmesi demektir. Kişinin evi, cüzdanı, çantası, sırları, telefon görüşmeleri, günlükleri özel hayatın kapsamına girmektedir.
Başkalarının özel yaşamını araştırmak ne tür sorunlara yol açar? Tartışınız.
İnsanın doğuştan kazanmış olduğu haklardan biri de özel yaşamın gizliliği hakkıdır. Özel yaşamın gizliliği; konut dokunulmazlığı, özel eşyanın gizliliği ile haberleşme hürriyeti ve haberleşmenin gizliliği hakkını içerir.Başkalarının özel yaşamlarını araştırmak, toplum içerisinde güvensizlik duygusuna, mahremiyet diye bir şeyin kalmamasına, insanlar kendilerini ilgilendiren konuların başkaları tarafından bilinmesinden rahatsızlık duymalarına, tartışmalara, çatışmalara ve kargaşa ortamına neden olur.
İnsanların ekonomik haklarının yasalarca güvence altına alınması niçin önemlidir?
İnsanların ekonomik hakları yasalarla güvence altına alınmıştır. Bu sayede insanların ekonomik haklarına saygılı olmak bir zorunluluk haline getirilmiştir. Eğer ekonomik haklar yasalarla güvence altına alınmasaydı herkes bir birinin bu hakkı kullanmasına karışabilirdi. İnsanlar mal mülk edinme ve artırma hak ve yetkisine sahip olamazlardı. Bu yüzden ciddi sorunlar yaşanırdı.
“İşçiye ücretini alın teri kurumadan verin.” (İbni Mâce, Büyû, 4.)
Yukarıdaki hadisi İslam’ın ekonomik haklara verdiği önem açısından yorumlayınız ve düşüncelerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
İslam dini emeğe saygı duyan bir dindir.
İnsanın hak ve özgürlüğünün bir sınırı var mıdır?
Evet, özgürlüğümüzün sınırları vardır. Başka birinin özgürlüğünün başladığı yerde kişinin özgürlüğü sona ermiş sınırlanmış olur. Kişi özgürlüğüne dayanarak başka birinin haklarını ihlal edemez.
Hak ve özgürlüklerimizi kullanırken nelere dikkat etmemiz gerekir? Sınıfça konuşunuz.
Haklarımızı kullanırken sınırlarımızı aşmamalıyız. Mesela özgürlük hakkımız var diye bizim cinayet vb. şeyler yapamayız çünkü herkes özgürdür ama haklarını sorumluluklarını bilmeli ve de sınırlarını aşmamalı!
İçki içmek ve uyuşturucu kullanmak gibi kötü alışkanlıklar, hak ve özgürlüklerin kullanımını nasıl etkiler?
Kendimize, ailemize ve çevremize zarar vereceğinden dolayı bizim özgürlüklerimizi kısıtlar.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.