Biyoçeşitliliği etkileyen faktörler nelerdir
Artan Dünya nüfusunun gıda, sağlık ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması ve teknolojinin hızla ilerlemesi ile birlikte insanın doğadan daha çok yararlanma isteği, ekosistemlerin bozulmasına, dolayısıyla biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olmaktadır. Örneğin insanların neden olduğu aşırı otlatma, orman yangınları, çevre kirlilikleri, yanlış tarım uygulamaları, tarımda aşırı kimyasal kullanımı, kontrolsüz avlanma, yol ve baraj inşaatları, nüfus artışı nedeniyle yeni yerleşim alanları açılması gibi faktörler ekosistemleri, dolayısıyla biyolojik çeşitliliği tehdit etmektedir. Bundan dolayı da Dünya’nın hemen hemen her ülkesinde nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan birçok bitki ve hayvan türü vardır.
Biyoçeşitliliği etkileyen faktörler
- İklim; Bitkiler ve hayvanlar her iklimde yaşayamazlar. İklimin soğuk, sıcak ve ılıman yapıya sahip olması bölgedeki canlı çeşitliliğini etkiliyor.
- Doğal afetler; Bölgenin deprem, çığ ve sele müsait olması canlı çeşitliliğini etkiliyor.
- Coğrafi konum; Bölgenin dünya üzerindeki konumu da canlı çeşitliliğini etkileyebiliyor.
- Toprağın yapısı; Toprakta yer alan minerallerin zenginliği ile toprağın verimliliği canlı çeşitliliği üzerinde rol oynayabiliyor.
- Yeryüzü şekilleri; Bölgenin, dağlık, ova, vadi gibi coğrafik özelliklerinin olması canlı çeşitliliğini etkiliyor.
- İnsanlar; Dünya nüfusunun hızla artması ve buna bağlı olarak tüketimin de artması, madencilik ve tarımsal faaliyetler, şehirleşme ve aşırı enerji kullanımı biyoçeşitliliğin yok olmasına neden oluyor.
Aşırı avlanma, çevre kirliliği, meraların tahrip edilmesi de biyoçeşitliliğin yok olmasına yol açan faktörlerdir.
Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi, bireylerin yaşam düzeylerinin artması ve şehirlerin giderek büyümesi doğal çevrenin değişmesine, birçok canlı habitatının ortadan kalkmasına ve Dünyanın her geçen gün daha da yaşanması güç bir hale gelmesine sebep olmaktadır. İletişim organlarında, dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkan çevre sorunlarıyla ilgili haberlere sürekli tanık oluruz.
Biyoçeşitlilik zenginliğine örnek verecek olursak ülkemizde;
- 161 çeşit memeli hayvan,
- 466 çeşit kuş,
- 141 çeşit sürüngen,
- 22 çeşit kurbağa,
- 70.000 çeşit omurgasız hayvan,
- 480 çeşit deniz balığı,
- 236 çeşit tatlı su balığı,
- 13 bine yakın bitki çeşidi bulunuyor.
Van kedisi, Ankara kedisi, Kangal köpeği, Türk tazısı, Denizli horozu, Ankara tavşanı, Kazdağı köknarı, Sığla ağacı, Datça hurması, kral eğreltisi, Ankara keçisi gibi bazı canlı türleri sadece ülkemizde yaşıyorlar. Kelaynak, Akdeniz foku, Caretta Caretta, Ceylan, Sülün, Alageyik, Bozayı gibi canlıların da nesilleri tükenme tehlikesi altındadır.
Biyoçeşitliliğin önemi
- Ekosistemin işleyişini kolaylaştırır. Ekosistem dengede kalır.
- Doğal zenginliktir.
- Fazla olması tarım ve sanayi alanında katkı sağlar.
- Doğa turizmine katkı sağlar.
- İnsan sağlığını olumlu destekler.
Biyoçeşitliliğin azalmasının sonuçları
- Canlı çeşitliliğinin yok olmasına, .
- Çevre kirliliğine,
- İklim değişikliklerine,
- Eko sistemlerin bozulmasına neden olabilir.
Biyoçeşitliliğin önemi dışında etkileyen pek çok faktörde bulunmaktadır. Bu faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Fiziki Etmenler: İklim, kara ve denizlerin dağılışı, yer şekilleri, toprak
- Biyolojik Etmenler: İnsanlar ve diğer canlılar
- Paleocoğrafya: Kıtaların kayması ve iklimdeki değişiklikler
Son yıllarda ülkemizi çevreleyen denizlerde görülen kirlilikler sonucunda balık türlerinde ve sayısında azalma olmuştur. Denizlerimizdeki kirliliğin en önemli nedeni, başka ülkelerden geçerek denizlerimize dökülen akarsuların sanayi ve çevresel atıklarla kirlenerek gelmesidir. Sulardaki kirliliğin etkisi bazen göllerde ve akarsularda ortaya çıkan toplu balık ölümleriyle görülebilmektedir.
Dünyadaki çevre sorunlarından biri ormanların tahrip edilmesidir. Ormanlar birçok canlının habitatıdır. Ormanlar kereste elde etmek, tarım alanı ve yerleşim alanı açmak, yol yapmak vb. nedenlerle kesilerek ve yakılarak tahrip edilmektedir. Böylece birçok canlının habitatı kaybolmakta, bu da canlıların nesillerinin tükenmesine yol açmaktadır.
Güneş’ten gelen ışınlar atmosferi geçerek yeryüzünü ısıtır. Isının atmosfere yükselmesiyle yeryüzü ısı kaybeder ve böylece sürekli ısınmaktan korunur. Dünyanın etrafını saran atmosferde azot, oksijen, argon, karbon dioksit, hidrojen, su buharı gibi çeşitli gazlar bulunur. Atmosferdeki bu gazlar, özellikle karbon dioksit, yeryüzündeki ısının bir kısmını tutar ve atmosferde yükselmesini önleyerek yeryüzünün sürekli ısı kaybetmesini ve aşırı soğumasını engeller. Böylece bir denge oluşur. Kömür, doğalgaz ve petrol ürünleri gibi fosil yakıtlar kullanıldığında çok fazla karbon dioksit açığa çıkar ve atmosfere karışarak karbon dioksit oranının yükselmesine neden olur.
Sanayi kuruluşları, fabrikalar, iş yerleri, evler ve otomobillerin çevreye verdikleri atık gazlar havanın bileşimini değiştirir. Havaya karışan bu gazlardan özellikle kükürt dioksit ve azot dioksit havanın nemiyle birleşerek bazı asitli bileşikleri oluşturur. Bu asitli bileşikler yağışlara karışınca asit yağmurlarına neden olur.
Dünya’mız için tehlikeli olan bir çevre kirliliği kaynağı da biyolojik silahlardır. Bu amaç için üretilmiş bir virüsün nerede ve kime karşı kullanıldığı önemli değildir. Çünkü toplumlar ve ülkeler arası insanların hareketliliği ve ulaşım kolaylığı salgın hastalıkların çok hızlı yayılmasını sağlamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.