Bilim, toplumu geliştirebilir mi
Bilim, incelenecek konunun gözlem ve deneyle inceleyip araştıran sistemli bir bilgi etkinliğidir. Bilim, her şeyden önce objektif bir karakter taşır. Bilimsel bilgi dediğimiz zaman, hangi konunun nasıl analiz edildiği, yapılan deney sonuçlarının ve ulaşılan sonuçların açıkça ortaya konulduğu verilerdir. Bilimsel açıklamalar kişiden kişiye veya toplumdan topluma değişiklik göstermez, herkes tarafından aynı şekilde anlaşılır. Çünkü ortaya çıkan tüm bilgiler doğrulanmış bilgilerdir.
Bilim, bireysel veya örgütlü olarak geliştirilen bir toplumsal etkinlik olarak tüm toplumları etkiler. Daha açık söylemek gerekirse bilim, sosyo-ekonomik bir alt yapının ürünü olduğu için ister bireysel ister örgütlü olsun ideolojik bir yapıya sahiptir. Bu nedenle bilimin gelişimiyle birlikte toplumların çağa ayak uydurma çabası ve geleneksellikten kopuş süreçleri hızla gerçekleşmiştir.
Bilimin giderek hayatın her alanına güçlü bir şekilde müdahale etmesi ve köklü bilimsel atılımların yaşandığı 16. Ve 17. Yüzyıllarda yaşanmıştır. Bu dönem eğitimin kurumsallaştığı, ekonomik ilişkilerin karmaşıklaştığı ve dinin insanlar üzerindeki etkisinin giderek azaldığı bir dönem olmuştur. Ayrıca sermaye karını arttırma güdüsüyle ortaya çıkan kapitalizmin gelişimi de bu dönemde gerçekleşmiştir.
20.yüzyıla gelindiğinde gelişen teknoloji ve yapılan tüm bilimsel çalışmalar toplumların üzerindeki etkiyi artırmıştır. Tüm bu gelişmeler her dönemde toplumların üzerinde olumlu veya olumsuz etkilerin yaşanmasına neden olmaktadır. Toplumların elde ettiği bilimsel bilgiler doğru ve yerinde kullanıldığı zaman kendilerini her yönden geliştirme fırsatı bulurlar.
21.yy artık bilim çağıdır ve tüm toplumların çağın gerektirdiği bilgi ve donanıma sahip olmaları gerekmektedir.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.