Bakan Yılmaz: Şubat'ta öğretmen ataması yapacağız
- Milli Eğitim Bakanı Yılmaz:
- "Ağustos ayında öğretmen ataması yapmıyoruz. Yeni bir uygulama başlattık, bundan sonraki öğretmen alımını şubatta yapacağız"
- "Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak değeridir. Eğer bir parti ya da bir grup özellikle sahiplenir de 'Siz bunu sahiplenmiyorsunuz, saldırıyorsunuz' gibi olursa, bu doğru bir yaklaşım olmaz"
- "Bize tepki gösteren her öğrencinin yetişmesinde bizim payımız var. Bir öğretmene sırtını döneceğine, pankart ile 'sizinle aynı fikri paylaşmıyorum' demek daha demokratik, değerlerimize daha uygun tepki olur"
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, ağustos ayında öğretmen ataması yapmayacaklarını belirterek, "Yeni bir uygulama başlattık, bundan sonraki öğretmen alımını şubatta yapacağız." dedi.
Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Maarif Vakfı Tasarısı'nın tümü üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Yılmaz, şu anda Türkiye'de 67 bin öğretmen açığı olduğu halde, bazı illerdeki öğretmen sayısının, sağlık, mazeret atamaları ve eş tayini gerekçeleriyle ihtiyacın da üzerinde olduğunu dile getirdi.
Yılmaz, "Dolayısıyla atanamayan öğretmenler sorunu var ama ihtiyacın 67 bin olduğu yerde '100 bin öğretmen atamasını bekliyoruz. 400 bin öğretmen bekliyor' sözü... Yani, gerçekçi olmamız gerekir. Çünkü, bugün iktidarda biz varız, yarın siz olursunuz." diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, şunları kaydetti:
"Biz, ağustos ayında atama yapmıyoruz. Biz, yeni bir uygulama başlattık. Şubatta atadığımız 30 bin öğretmeni uyum, adaptasyon sürecinden geçiriyoruz ve eylül ayında, yeni eğitim yılıyla birlikte hepsini görevlendireceğiz. Bundan sonraki öğretmen alımını da şubatta ihtiyaçlarımızı dikkate alarak yapacağız."
Uşak'ta görevlerinden alınan okul müdürlerinin mahkeme kararlarıyla görevlerine döndüğünü hatırlatan Yılmaz, "Bizim olduğumuz dönemde mahkeme kararının gereği aynen yerine getirilir. Gerek bürokrasinin, gerekse bu görevi yapan siyasilerin mahkeme kararını yerine getirmemesi hukuk ihlalidir. Ehil, ehliyetli, liyakatli olan herkes müdürlük yapabilir. Hukuk devletinin gereği mahkeme kararlarına uymaktır." diye konuştu.
Bakan Yılmaz, bir eğitim kurumunda hukuka aykırı işlem veya eylem yapılması durumunda savcılıklara suç duyurusunda bulunulması gerektiğini söyledi.
- "Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak değeridir"
Başka bir soru üzerine İsmet Yılmaz, şöyle devam etti:
"Hepimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e şükran borçluyuz. Cumhuriyetimizin kurucusudur, Meclisimizin ilk başkanıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimizin ortak değeridir. Eğer bir parti ya da bir grup özellikle sahiplenir de 'siz bunu sahiplenmiyorsunuz, saldırıyorsunuz' gibi olursa, bu doğru bir yaklaşım olmaz. Dolayısıyla Atatürk'ü itibarsızlaştırmak söz konusu değildir. Ona uygunsuz kelimeleri kullanmak, kullananı yıpratır."
Bir milletvekilinin "eğitimde geriye gidiliyor, iyi eğitim verilmiyor" dediğini aktaran Yılmaz, "Tevhid-i Tedrisat anayasaya girmiştir, adeta anayasal bir hüküm haline gelmiştir. Dolayısıyla kimsenin anayasayı değiştirmeden Tevhid-i Tedrisat'ın dışına çıkabilmesi mümkün mü? Mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Yılmaz, şu andaki eğitimin, eskiye oranla çok iyiye gittiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Geçen hafta TEOG sınavının sonuçları açıklandı. Sınava 1 milyon 300 bine yakın öğrencimiz girdi. 980 öğrencimiz 120 tam puan aldı. Bu öğrencilerin her birisinin nerede olduğunu görürsek, Türkiye'de eğitimin nereye gittiği konusunda bir fikrimiz olur. Van Erciş, Balıkesir Edremit, Ağrı Diyadin, Şırnak İdil, Muş Varto ile Tunceli Çemişgezek ve Pülümür'den öğrencilerimiz 120 tam puan aldı. Varto'da bir mezrada kalan, hiçbir dershaneye gitmeyen Ezgi kızımız taşımalı eğitimle eğitim görüyor. Tunceli'den Mahir çobanlık yapıyor, ailesine yardım ediyor ve 120 tam puan alıyor. Bu gençlerin olduğu bir Türkiye'de eğitimin geriye gittiğini söylemek veya 'Türkiye karanlığa gidiyor' demek doğru değildir. Biz bu güvendiğimiz gençlerimizle geleceğimizi daha sağlam bir şekilde inşa edeceğiz. Bizim onlara güvenimiz var."
Üniversitelerin, demokratik düşüncelerin, özgür bir ortamda tartışıldığı kurumlar olduğunu belirten Yılmaz, her ile bir üniversite, hatta bazı illere iki üniversite kazandırdıklarını anlattı.
- "Demokratik çerçevedeki her tepki hoşgeldi, sefa geldi"
Fikri ve vicdanı hür gençler yetiştirdiklerini vurgulayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bize tepki gösteren her öğrencinin yetişmesinde de bizim payımız var. Biz fikri hür olsun, vicdanı hür olsun, demokratik çerçevede bize gösterdiği her tepki, hoşgeldi, sefa geldi; biz bundan dolayı da gurur duyarız. Bundan hiçbir rahatsızlık duymayız. Ama biz bekleriz ki evrensel değerlere açık, yerli değerleri benimsemiş evlatlarımızın kendi değerlerimize uygun şekilde demokratik tepkilerini kullanmasını bekleriz. Yani bir öğretmene sırtını döneceğine, pankart ile 'sizinle aynı fikri paylaşmıyorum veya bu yaptığınız yanlıştır' demek daha demokratik, geleneğimize ve değerlerimize daha uygun tepki olur."
Millet tarafından seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, milletin birliğini temsil ettiğini ve devletin başı olduğunu belirten Yılmaz, "Bazı arkadaşlardan 'siyasi yapıyorsunuz' diye eleştiri alıyoruz. Bizi burada konuşturan ve buraya getiren siyasettir. Geçmiş dönemin alışkanlığıyla siyaseti böyle kötülersek milletin önüne nasıl gideriz. Siyaset kötü bir şey değildir, milletini taleplerini hayata geçirmektir, milletin taleplerine karşı duyarlı olmaktır. Sayın Cumhurbaşkanımız da milletin oyuyla seçilmiştir. Hükümet atayacak, ama milletten aldığı yetkiyle... Bugün iktidarda biz varız, biz atarız; yarın CHP, MHP, HDP olur, onlar atar. Milletin taleplerini yerine getirmekten rahatsız olmamak gerekir." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, başka bir soru üzerine, özel sektörün bastığı yardımcı yayınların bakanlık denetiminde olmadığını aktardı.
Yunus Emre Vakfı kurulurken de şimdi olduğu gibi benzer itirazlar geldiğini anımsatan Yılmaz, iktidarlarında Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Türk Konseyi'nin kurulduğunu söyledi.
TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi.
Bahçekapılı, aranın ardından komisyon ve hükümetin yerini almaması üzerine, saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapattı.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.