Arefe gününü nasıl değerlendirebilirim
Arefe gününün sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalıdır.
Teşrik tekbirlerine Kurban bayramından bir gün önce yani Arefe günü sabah namazında başlanır. Kurban Bayramının 4. günü ikindi namazında isebitmek üzere toplam 23 vakit devam eder. Farzların arkasından selam verir vermez birer defa getirilen bu tekbirlerin hükmü vaciptir.
(Allahu ekber. Allahu ekber. Lailâhe illallahü vallâhü ekber. Allahu ekber ve li'llâhi'l-hamd)
Arefe günü oruç tutulmalıdır
Ebu Katâde (ra) der ki: Resulullah’a (asm) arefe günü oruç tutmak hakkında soruldu. O da, şöyle buyurdu: “O gün tutulan oruç, geçmiş ve gelecek senenin günahlarına kefaret olur.” (Müslim)
Beyhakî’nin bir rivayetinde Hz. Aişe (ra) şöyle demiştir: Resulullah (asm): “Arefe gününün orucu bin gün oruç tutmak gibidir.” derdi. (Taberanî)
Arefe günü çokça istiğfar etmeli ve günahtan kaçınmalıdır
"Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah'ın kıymet verdiği bir gündür." (Deylemî)
Arefe günü alimler bin ihlas-ı şerif okunmasını tavsiye etmişlerdir
Hadis-i şeriflere göre ihlas suresini okumak kul hakkı hariç diğer bütün günahların affına vesiledir.
Arefe günü kılınacaknamazın mükâfatı büyüktür
Arefe günü, öğlenle ikindi arasında iki rekât namaz kılınır.
Bu namazın her rekâtında; Fatiha suresinden sonra, elli kere ihlâs suresi okunur. Allah-ü Teâlâ, bu namazı kılan kimselere şu ihsanları yapar:
Kendisi için bir milyon sevap yazar.
Kur'ân’da bulunan her harf sayısı kadar onun için cennet derecesini yükseltir. Bu derecelerden birinin diğerine uzaklığı beş yüz senelik yoldur.
Allah-ü Teâlâ o kimseyi, Kur'ân’daki harflerin sayısı kadar huri kızı ile evlendirir. Her insanın yanında yetmiş bin sofra vardır ki; inci yakut işlemelidir. Her sofrada, yetmiş bin çeşit yeşil kuş eti vardır. Soğuklukta kardan daha soğuktur. Tatlılıkta baldan daha tatlıdır. Kokuda miskten daha güzel kokuludur. Onun pişmesinde ne ateş vardır ne de demir.
O kimse bunları yerken, ilk başta nasıl lezzet alırsa; sonunda da öyle lezzet alır. Böylece bıkıp usanmadan yer durur.
Daha sonra oradakilerin sofrasına bir kuş konar ki; iki kanadı kırmızı yakuttan ve gagası altındandır. Bu kuşun kanatlarının sayısı yetmiş bin tanedir.
Oraya gelen bu kuş, öyle güzel bir sesle seslenir ki; onun gibisini hiçbir kimse duymamıştır. Şöyle der:
“ Merhaba, ey Arefe gününü ihya edenler…”
Daha sonra Resulullah Efendimiz (asm) şöyle anlattı:
“ Bu kuş oradakilerden her birisinin tepesine düşer. Onun her kanadının altından yetmiş türlü yemek çıkar. O kimse bunlardan bıkıp usanmadan yer.”
Sonunda o kuş çırpınır uçar gider.
O kimsenin kabrine konduğu zaman, Kur'ân’daki harflerin sayısı kadar kendisine nur aydınlığı gelir. O kimse bu nur sayesinde, Kâbe-i Muazzama’yı tavaf edenleri görür.
Onun için, kabrinde iken cennetten bir kapı açılır. Cennette kendisi için hazırlanan o kadar çok sevap ve ikram görür ki; dayanamayıp şöyle der:
“ Rabbim, kıyameti oldur...” (Gunyet’üt Talibin_ Abdül Kadir Geylani)
Arefe günü yapılacak hususi dualar
Peygamberimizin (asm) arefe günü okuduğu dualar:
Hz. Ali (ra) Resulullah (asm) Efendimiz’den rivayetle şöyle buyurmuştur:
“Allah’ım, bizim dediğimizden hayırlı olarak, Zât’ının buyurduğu gibi hamd sana mahsustur. Allah’ım namazım, sair ibadetlerim, ölümüm, yaşamam senin içindir. Kalan varlığım da Zât’ın içindir. Allah’ım kabir azabından, kalp fitnesinden, işlerin bozulmasından sana sığınırım. Allah’ım esen yelin getirdiği şeyin hayırlısını senden dilerim.”
Yine Hz. Ali’den (ra) rivayetle:
Arefe günü Arafat durağında anlatılacak duayı okumaktan daha faziletli ne bir söz vardır ne de bir iş... Bu duayı okuyacak kimse Allah’ın (cc) rahmet nazarına ulaşan ilklerdendir. Bu dua Resulullah Efendimiz’in (asm) okuduğu dua olup şöyle anlatıldı:
Resulullah Efendimiz (asm) Arefe günü Arafat’ta vakfeye durduğu zaman yüzünü önce kıble tarafına çevirirdi. Ellerini dahi dua eden kimse gibi açardı. Bundan sonra üç kere telbiye okur. Şu duasına başlardı:
“Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir. Ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. Öldürür, diriltir. Hayır O’nun elindedir. O her şeye Kâdir’dir.” Bu duayı yüz kere okuduktan sonra yüz kere de şu duayı okurdu:
“Güç ve kuvvet, yüce, azim Allah’ındır. Şahadet ederim ki; Allah her şeye Kâdir’dir. Allah ilim yönü ile her şeyi kuşatmıştır.” Sonra:
“Euzü billahi mineşşeytanirracim. (Yüce dergâhtan kovulan şeytandan Allah’a sığınırım.)” diye okuduktan sonra, üç kere şu duayı okudu:
“Hakiki manası ile gören ve tam manası ile bilen Allah’tır.”
Daha sonra üç kere Fatiha suresini okurdu. Her okuyuşuna da:
“Bismillahirrahmanirrahim. (Rahman Rahim Allah’ın adı ile)” diyerek başlardı. Sonunu da “ Amin” diyerek bitirirdi. Bundan sonra yüz kere şu duayı okurdu:
“Rahman Rahim Allah’ın adıyla... Allah’ım Nebiyy-i Ümmiye salat eyle. Keza Allah’ın rahmeti ve bereketleri onun üzerine olsun.”
Resulullah Efendimiz (asm) anlatılan duaları okuduktan sonra başka ne gibi bir dileği var ise onu dilerdi.
Resulullah Efendimiz (asm) bu duaları okuyan kimse için şöyle buyurdu:
“Allah-ü Teala meleklerine o kulunu gösterir ve şöyle buyurur:
Şu kuluma bakın; beytime yöneldi. Beni büyük bildi, telbiye etti, tevhidimi yaptı, tehlil okudu, bana en sevimli gelen sureyi okudu, Resul’üne salavat getirdi. Şimdi sizi şahit tutuyorum ki onun amelini kabul ettim. Onun için ecri gerekli kıldım. Onun dileklerinin yerine gelmesi için devreye girdim.”
Peygamber Efendimiz’in (asm) ve diğer peygamberlerin okuduğu dua:
Hz. Ali (ra) Resulullah Efendimiz’in (asm) şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
Arefe günü, en çok benim ve benden önceki peygamberlerin okuduğu dua şudur:
“Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir, ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamd O’na mahsustur. Allah’ım kalbime nur ver; gözüme nur ver, kulağıma nur ver. Allah’ım kalbimi genişlet, işimi kolay getir. Allah’ım kalbe düşen vesveseden, kabir fitnesinden, işlerin bozulmasından sana sığınırım. Allah’ım gece gelen şerden, gündüz gelen şerden, rüzgârın estirdiği şerden, zamanın kötü şerlerinden sana sığınırım.”
Hz. İsa’nın (as) duaları:
Hibetullah bin Mübarek (ra) ve bir çok ravi demişlerdir ki:
Bize ulaştığına göre; İsa’ya (as) beş dua hediye edilmiştir. Bu duaları Cebrail (as) getirmiş ve İsa’ya (as) şöyle demiştir:
“Bu beş dua ile dua et. Zira Cenab-ı Hakk’a bu on günlerde yapılan ibadetten daha sevimlisi yoktur.”
Birinci dua: Allah’tan başka ilah yoktur; birdir. Ortağı yoktur. Mülk O’nundur; hamd O’na mahsustur. Öldürür, diriltir. Hayır O’nun elindendir. O her şeye Kâdir’dir.
İkinci dua: Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir; ortağı yoktur. Tek ilahtır; hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Ne kadını vardır ne de çocuğu.
Üçüncü Dua: Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur. Birdir; ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. Öldürür, diriltir: O diridir, ölmez. Hayır O’nun elindedir; O her şeye Kâdir’dir.
Dördüncü dua: Allah (cc) bana yetişir; kâfidir. Allah (cc) dua edenin duasını işitir. Allah’tan öteye bir makam yoktur.
Beşinci dua:
Allah’ım bizim dediğimizden hayırlı olarak, Zât’ının buyurduğu gibi hamd sana mahsustur. Allah’ım namazım, ibadetlerim, ölümüm, dirim senin içindir. Neyim varsa senindir ya Rabbi! Allah’ım kabir azabından, parçalanıp dağılan bozulan işlerden sana sığınırım. Allah’ım esen yelin alıp getirdiği şeyin hayırlısını senden dilerim.
Havariyyun İsa’ya (as) bu duaları sorup dediler ki:
“Bu duaları okuyan kimseye verilecek sevaplar nelerdir?”
İsa (as) şöyle anlattı:
“Bir kimse birinci duayı yüz kere okur ise o gün(kıyamet günü) yer ehlinden kimse onun gibi bir amel işlememiş olur. Kulların en çok sevap alanı o olur.
Bir kimse ikinci duayı yüz kere okur ise Allah-ü Teala onun için bir milyon iyilik sevabı yazar. Onun kadar da günahlarını siler. Cennette de on bin kat derecesini yükseltir.
Bir kimse üçüncü duayı okur ise dünya semasından yetmiş bin melek iner. Onların hepsi ellerini kaldırıp o duayı okuyan kimseye dua ederler. Günahının bağışlanmasını isterler.
Bir kimse dördüncü duayı okur ise bir melek onu alır; Aziz, Celil, Rahman Allah’ın (cc) huzuruna bırakır. Allah-ü Teala dahi o duayı okuyana nazar eder. Allah (cc) bir kimseye nazar ettiği zaman, artık o kimse şaki olmaz.”
Bundan sonra İsa (as) durdu. Onun durduğunu görünce sordular:
“Beşinci duanın sevabı nedir?”
İsa (as) şöyle buyurdu:
“O bana ait bir duadır. Onun sevabı için bir açıklama yapma izni bana verilmedi.”
Hz. Hızır’ın (as) duası:
İbni Abbas (ra) Resulullah (asm) Efendimiz’in şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
Berri ve Bahri, yani: İlyas ve Hızır her sene Mekke-i Mükerreme’de buluşurlar. İbni Abbas (ra) şöyle devam etti:
Bize ulaşan habere göre; iki arkadaş olurlar, biri diğerinin saçını tıraş eder. Biri diğerine şöyle okumasını söyler:
“Allah’ın adı ile... Allah’ın dilediği olur. Hayrı ancak Allah (cc) verir.
Allah’ın adı ile... Allah’ın dilediği olur. Kötülüğü ancak Allah (cc)giderir.
Allah’ın adı ile... Allah’ın dilediği olur. Sizdeki nimetler Allah’tandır.
Allah’ın adı ile... Allah’ın dilediği olur. Güç ve kuvvet ancak Allah’ındır.”
Daha sonra İbni Abbas (ra) Resulullah Efendimiz’in (asm) şöyle buyurduğunu ifade etti:
“Bir kimse üstteki duayı her gün okur ise suda boğulmaktan, yangından, hırsızlıktan ve istemediği hemen her şeyden o günün akşamına kadar emin olur. Bir kimse aynı duayı akşamında okur ise ta sabah oluncaya kadar Allah’ın korumasına girer.”
Cebrail (as), Mikail (as), İsrafil (as) ve Hızır’ın (as) duaları:
Hz. Ali (ra) Peygamber Efendimiz’den (asm) rivayetle şöyle anlatmıştır:
Hemen her Arefe günü Arafat Dağı’nda; Cebrail, Mikail, İsrafil ve Hızır (as) buluşurlar. Cebrail (as) şu duayı okur:
“Allah’ın dilediği olur. Güç ve kuvvet yüce Allah’ındır.”
Onun üzerine Mikail (as) şu duayı okur:
“Allah’ın dilediği olur. Bütün nimetler Allah’tandır.”
Ondan sonra İsrafil şöyle okur:
“Allah’ın dilediği olur. Hayırların tümü Allah’ın elindedir.”
Hızır (as) dahi onlara şu duayı okur:
“Kötülüğü ancak Allah (cc) def eder...”
Bundan sonra dağılırlar. Gelecek senenin aynı gününe kadar toplanmazlar. En doğrusunu Allah bilir…(Gunyet’üt Talibin-Abdül Kadir Geylani)
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.