11. Sınıf Meb Felsefe Sayfa 66-68 Cevapları
ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME
11. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 66 Cevabı
1. Tanrı kanıtlamalarında 2-15. yüzyıl felsefesinde Ontolojik ve Kozmolojik kanıtlar kullanılmıştır.
2. Hristiyan felsefesi Patristik ve Skolastik dönem olarak ikiye ayrılır.
3. Tümellerin ayrı bir varlık olarak Tanrının zihninde olduğu düşüncesi Kavram realizmi olarak adlandırılır.
4. Beytü’l Hikme, İslam coğrafyasında Bağdat’ta bulunan çeviri merkezidir.
Aşağıda Romen rakamlarıyla verilen önermeler ile harf ile verilen kavram ve filozofları doğru olacak şekilde eşleştiriniz.
- a) İbn Rüşd
- b) İbn Haldun
- c) Meşşailik
- ç) Augustinus
- d) Dehriyye
- e) Ochamlı WiUiam
Cevap: I-ç, II-a, III-e, IV-c, V-b
I. İnsanın ölünce bu dünyada bedenini bıraktığını, ruhunu ise öteki dünyaya götürdüğünü ifade eden filozoftur. (ç)
II. İnayet ve ihtira delilini savunan filozoftur. (a)
III. Tümellerin soyutlama olduğunu belirten filozoftur (e)
IV Akla dayanan inancı savunan İslam felsefesi görüşüdür. (c)
V. Devleti canlı organizma gibi doğan,büyüyen,ölen bir varlık olarak gören filozoftur. (b)
Aşağıda verilen açık uçlu soruların cevaplarını ilgili alanlara yazınız.
6. MS 2-MS 15. yüzyıl felsefesini MÖ 6-MS 2. yüzyıl felsefesinden ayıran temel farklar nelerdir? Açıklayınız.
M.S 2. - M.S 15. yüzyıl felsefesini M.Ö 6 - M.S. 2 yüzyıl felsefesinin arasında bazı farklar bulunur.
M.Ö 6 - M.S. 2. yüzyıl felsefesi, genel olarak bilgi, varlık üzerine düşünceler üretir ve sorular sorar. Aynı zamanda bu felsefe insanın kendini tanıması, kendine yönelmesi üzerine düşünceler üretir. Bu felsefe doğa olayları üzerinde durur, doğanın işleyişini anlamaya çalışır. Bu felsefenin ürettiği düşünceler değer sorunları ile ilgilenmiştir. Bu felsefe düşünürleri, insanın varoluş amacını da sorgular.
M.S 2. - M.S 15. yüzyıl felsefesi ise yukarıda açıkladıklarımızdan oldukça farklıdır. Bu felsefe daha çok dini ele alır ve dini sorgular. Bunun nedeni bu dönem filozoflarıın din adamlarından oluşmasıdır.
7. İslam coğrafyasında 8-12. yüzyıl çeviri faaliyetlerinin İslam felsefesinin gelişmesine katkısı nelerdir? Açıklayınız.
11. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 67 Cevabı
8. Augustinus, “İtiraflar” adlı eserine göre Tanrının hakkaniyeti dürüst olmayan kişilere hoş gelmez. Kötüler aşağı seviyelere daha çok uyum sağlayarak iyi insana olan benzerliklerini yitirirler. Tanrı’ya benzemeye çalışanlar ise üstün yaratılanlar ile daha çok uyum içine girerler.
Metinden hareketle insan iyiliği ve kötülüğü nasıl edinir? Belirtiniz.
Augustinus’a göre bazı insanlar Tanrının inayetinden pay almazlar. İyilik Tanrının insana verdiği bir şeydir, bazılarını da bundan mahrum tutmuştur. Fakat şu şekilde açıklamak gerekirse:İnsan, iyiliği; kendi inancı doğrultusunda (Augustinus’a göre) Tanrının gölgesinde ve emirlerinin doğrultusunda hareket etmek, örneğin, Tanrının istediği gibi fakir ile ekmeğini paylaşmak, yalan söylememek, yardıma muhtaç hastalara yardım etmek, başkasının müsaadesi olmadan malına el sürmemek gibi … (örnekler daha da çoğaltılabilir.)
Bütün bu saydıklarımız, Tanrının sıfatlarıdır ve bu sıfatlara uygun hareket ettiğimizde Tanrıya benzeyen daha doğrusu onun gösterdiği yolda giden ve dolayısıyla Tanrıya yaklaşmış dürüst, iyi, güvenilir ve ahlaklı insanlar oluruz. Böyle güzel ahlaka sahip kişiler çevrelerinde her zaman daha fazla sevilir ve saygı duyulurlar. Bu nedenle Tanrı’ya ait bu vasıfların insanlarda olması güzeldir ve Tanrı’da zaten bunu ister.
İnsanlar fıtrat gereği çabuk etkilenen ve karşısındakine hemen meyleden varlıklardır. İnsanın iyi olması önce ailede başlar ve çevrede devam eder. Eğer hep iyi insanların yakınında durulursa iyiye doğru bir etkileşim olur ve insan bu güzel huyları edinerek sevilen biri haline gelir.
Ancak kötü huylu kişiler yapılan bu iyilik ve yardımları bir türü kabul edemez ve yardım eden kişiler bile öfke duyarak onlara düşman olurlar.
Aslında hiç kimse “kötü” biri olarak doğmaz. İnsanı kötü yapan aile ve yaşadığı çevredir. Güzel bir atasözü var. “Üzüm üzüme baka baka kararır” diye. İşte iyi insanlarda kötülükleri ağır basan kişilerle sürekli bir arada olurlarsa mutlaka bir süre sonra onlara benzeyecekleridir. Çünkü çekim kuvvetliden zayıfa olur. Eğer siz iyilik yönünüzden zayıfsanız çevrenizdeki kişileri iyi yönde etkileyemez ve siz onların ağır basan kötülüklerine ortak olursunuz.
9. Gazâlî’nin “el-münkız mine’d-dalâl(hakikate giden yol)” adlı eserine göre insan, hakikatin bilgisine ulaşmak için akıl ve deneyi geride bırakmalıdır.
Gazâlî’nin bilginin kaynağına yönelik eleştirisinin temel dayanağı nedir?
Pozitif bilimlerde bir bilginin doğruluk kaynağı ancak bilimsel araştırmalarla ispatlanmış olmak zorundadır. Bilimsel araştırmalar ise, deneysel çalışmalar, deneyimler ve gözlem yoluyla bir bilginin kesinliği bilinebilir. Gazali’de önce duyu organlarına bakmış ve akıl prensipleri dışında olan bilgilerin doğruluğu hakkında şüpheye düşünmüştür. Bunun nedeni ise duyu organlarındaki en kuvvetli olan gözü düşünmüş ve gözümüzle dünyayı ve yıldızları incelediğimizde, yıldızların küçük ve parlak olduklarını görebildiğimizi söyler.Ancak astronomi bilgisi yıldızların aslında küçük değil dünyadan kat ve kat daha büyük olduğunu savunur. İşte tam burada gözle görülenlerin bilgisinin yetersiz olduğu ve akıl tarafından tam olarak kabul edilmediği ortaya çıkar. Gazali akılla kabul edilen bilgilerin de bir süre sonra duyu organlarında olduğu gibi başka bir delille çürütülüp geçersizliği konusunda birçok şüpheye düşer.
Bu tür vesveselerden kurtulmak için çareler arayan Gazali, ancak Allah’ın yardımıyla akli bilgileri kabul etmeye başlar. Artık vicdanı rahatlamış ve zorunlu akli bilgileri geçerli görmeye, onların doğruluklarını kabul etmeye ve güvenmeye başlamıştır. Bu durumu pozitif bilimler açısından açıklamak biraz güçtür. Gazali’nin bur durumdan kurtuluşu “Tasavvuf” ilmiyle açıklanabilir.
10. Patristik felsefe ile skolastik felsefe arasındaki temel farklar nelerdir?
Patristik felsefede Platon'un öğretileri ve Platonculuk ön plana çıkmaktadır.
M.Ö. 8. yüzyıldan sonra etkisini kaybetmiştir.
Platon felsefesi daha çok tanrının bilinmeye çalışılması üzerine durur.
Düşünceler inanç temellidir ve tanrı çerçevesinde şekillenir. Hatta inanç akıldan daha üstün görülmüştür ve bu yüzden akıl ile elde edilemeyen sonuçlara inanç ile varılmaya çalışılmıştır.
Skolastik felsefede ise Aristoteles ve onun öğretilerinin etkisi görülür.
8. ve 15. yüzyıllar arası varlığını sürdürmüştür.
Aristoteles filozofları bilgi arayışına teşvik ettiği için skolastik dönemde insanlar olgular dünyasıyla da ilgilenmeye başlamıştır.
Skolastik felsefenin akla yaklaşımı patristik felsefeninkinden farklıdır. akıl daha önem kazanmıştır.
Skolastik felsefenin en önemli farkı, bu aşamada din ile felsefenin birbirinden ayrılmaya başlamasıdır.
11. Tasavvuf düşünürleri, insan ile ilgili konuları ele alırken İslam’ın tavsiye ettiği insan modelini yorumladıkları görülür. Düşünürlerin insan konusundaki görüşlerinde benzer yönler var mıdır? Açıklayınız.
Tasavvuf düşünürleri insanı ele alırken İslami düşüncenin temelinden hareketle düşüncelerini ortaya koymuşlardır. Özellikle bu dönemde görüşleri önemli olan bazı düşünürler insanın yaratıcı tarafından yaratıldığını kabul etmektedir. Eşari, bu konuda insanın olgunluğa geçiş dönemini kendi başına sağlayamayacağını ve bunun ancak bir yaradan sayesinde gerçekleşebileceğini savunur. Ayrıca insanın yaratılmasında delil olarak Kuran-ı Kerim’den ayetlerle ispatlar. El Kindi ise Dünya aleminde bir düzen olduğunu ve bu düzende var olan insanların bir yaratıcı sayesinde var olduklarını düşünmektedir. İbn Rüşt ise tabiattaki her şeyin insanlarla olan uyumundan bahseder. Tabi ki bu uyumunda mutlaka bir sağlayıcısı vardır. Bu sağlayıcısı da elbette yaradan olarak görmüştür.Dolayısıyla genel olarak baktığımızda İslam filozofları insan hakkındaki görüşlerini açıklarken farklı yolları seçse de yolların birleşimindeki varılan sonuç aynıdır. Hepsi insanın bir yaratıcı sayesinde akıl ve inanca sahip olduklarını dile getiriyorlar. Dünya hayatında bir düzen, bir sistem varsa bu tamamen yaratıcı olduğunun kanıtıdır. İnsan konusundaki düşünceleri de bu şekilde benzerlik göstermektedir.
11. Sınıf Meb Yayınları Felsefe Ders Kitabı Sayfa 68 Cevabı
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.