Toplumsal Kopma ve Eğitim
Bireylerin, toplumsal grupların başka birey ya da gruplarla hem fiziksel hem de toplumsal bağlantıyı yitirmeleri, hem bireysel hem de toplumsal sonuçları bulunuyor.
Kopma, bireylerin yabancılaşmasına, o da bu bireylerin toplumsal çözülmeye bir adım yaklaştığını gösteriyor. Kuşkusuz, böyle bir süreçte uygun ve etkili olmayan eğitim sisteminin önemli bir payı bulunuyor.
Ülkemizde; özellikle yoksulluk içinde bulunan yurttaşların çocukları, gelecek yaşantılarında toplumda kopma noktasına gelebilir. Bu durum bir realitedir. Eğitimin şu sorunları toplumu kopma noktasına getirmiştir:
Özellikle; yoksul ailelerin öğrencilerini okutmak güç bir durum haline gelmiştir. Öyle ki; ilköğretim okullarında öğrencilerde onlarca kalem harç alınmaktadır. Bu nedenle, bu yoksul öğrencilerimiz bin bir güçlükler içinde okumakta ve bazen okulu terk edebilmektedirler.
Diğer taraftan; yoksul öğrencilerin çocukları yükseköğrenim görme imkanları büsbütün yok olmaktadır.
Tabi ki; bu durumun topluma maliyeti ağır olmaktadır. Çok farklı boyutlarda maliyeti var; ancak yabancılaşma duygusuna değinmek istiyorum.
Bu yoksul yurttaşların çocukları gelecekte belki bir insan için en kötü bir duygu olan yabancılaşma duygusunu ile karşılaşmaları muhtemeldir.
Elbette, bu durum hem birey hem de toplum için istenmeyen bir durumdur. Çünkü bu çocuklarımız gelecekte toplumla bir bütün olarak hissetmeyecektir. Yani bu çocuklar toplumdan kendini yalıtılmış hissedecektir.
Bunun sonucu, bu çocuklarımızın gelecekte toplum değerlerinde, ideallerinde kopuş anlamına geliyor. Bu durumda toplumsal çözülme halkasına bir adım daha yaklaşmak demektir.
Sorunun çözümü bir ölçüde, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinde yatmaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.