Toplumsal ilgi adını verdiğimiz davranış dizisi, normal bir insanın uyum sağlayabilmesi için kesinlikle zorunlu bir öğedir. Bu tür davranışların geliştirilmediği durumlarda kişilik bozukluğu ortaya çıkabilir.

       Toplumsal ilginin ilk geliştiği ortam ailedir. Çocuğun ilk karşılaştığı yer olan ailede annenin yeri ve önemi tartışılamaz.

       Yoksul ailelerin çoğunlukta olduğu toplumumuzda, annelerin çocuklarıyla ilgilenmelerini engelliyor. Çünkü yoksul aileler en çok çocuğa sahip olan ailelerdir.

         Diğer taraftan, toplumsal ilginin arttırılmasında, okullar başlı başına rol oynuyor. Gerçekten, bu rol yerine getiriliyor mu, okullar tarafından. Adeta yarış atı gibi değerlendirilen çocuklarımız, onlarca sınava tabi tutuluyor. Bu onlar arasında toplumsal ilginin azalmasının yanında çatışmaya yol açıyor. Çünkü, çocuklar arasında rekabetçi bir iklim hüküm sürüyor.

         Yine, öğrenciler arasında toplumsal ilgiyi artıracak onlarca öğretim ilke ve yöntemleri varken, halen okullar da düz anlatım yöntemleri kullanılıyor.

           Diğer taraftan, küreselleşmenin/neoliberalizmin eğitim proğramına yansımış olmasına ne demeli? Özünde bireycilik barındıran ve neoliberilizmin bir yansıması olan eğitim proğramımız, değil toplumsal ilgisi yüksek bireyler yetiştirmek, tam tersi olarak bireyci, toplumsal ilgisi düşük, kendini düşünen bireyler yetişiyor.

           Yine, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin vurgulandığı ders kitaplarıyla, öğrencinin toplumsal ilgisi yüksek olabilir mi?

          Toplumsal ilgi aynı zamanda dünya ekonomik sistemi ve onun felsefesiyle de ilgilidir.

           Bilindiği üzere, dünya ekonomik sistemi küreselleşmeye/ neoliberalizmeye entegre olmuş durumda. Neoliberalizmin özünde bireycilik bulunuyor.

           Küresel güçler, kültürünü bizim gibi çevre ülkelere yayıyor. Bunun için de bireycilik bulunuyor.Neoliberal sistemin istediği kendini düşünen, toplumsal çıkarı ikinci pılanda düşünen bireyler yetiştirmektir.

             Sonuç olarak, hem yurttaşlarımızı hem de toplumuzu pek iyi günler beklemiyor. Bu nedenle de toplumsal ilgi eksikliği bireylerde kişilik sorunları da beraberinde getiriyor.