Romanda anlatım teknikleri nelerdir
1. Anlatma Tekniği: Anlatma, anlatıcının birtakım olayları ve bu olaylar çevresindeki insanları, belli bir mekân ve zaman çerçevesinde okuyucuya nakletmesidir. Bu tekniğin kullanıldığı yerlerde okur, metinle kendi arasındaki anlatıcının bakış açısıyla, onun sunumu ve tercihleriyle sınırlı kalır ve olaya belli bir mesafeden bakmak zorundadır.
“Küçük Ağa şafağa yakın girdiği yatağında, ağzında ekmek doğrayıp içtiği bir kâse sütün tadı, bu inancı ile güvenini ilk defa açık açık düşünüyor ve Çolak Salih’i minnetle hatırlıyordu.” Tarık Buğra, Küçük Ağa
2. Gösterme Tekniği: Varlıklar, kişiler, olaylar arada kimse olmadan doğrudan okuyucuya aktarılır. Bu teknikle roman kişilerinin iç dünyalarının verilmesi amaçlanır. Yazar aradan çekilir, okuyucu olaylarla baş başadır. Daha çok modern romanlarda görülür. Çocuk ehemmiyet vermek istemeyen bir tavırla başını salladı ve elini uzattı: “
Odaya girdiğimde anam daha canlı idi. Debeleniyordu. Hemen eşkıyanın üstüne atıldım, azıcık boğuştuk, ama anacağızım depreşmez oldu, ben de yakasını bıraktım. Sonradan bir baktım, dövüşürken parmağım kesilmiş, çok acıdı, çok acıdı ama şimdi biraz hafifledi...” Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf
3. Özetleme Tekniği: Anlatıcının kişileri ya da hakkında bilgi vermek istediği herhangi bir şeyi özetleyerek aktarmasıdır. Bu teknik, zaman atlaması ve genellemeler çevresinde oluşur.
“Merhaba Müştat”, diyen sesin daha ilk hecesini duyduğumda tanımıştım onu; Nüzhet’ti. Yirmi bir sene önce beni terk eden kadın. Beni terk ederken bıraktığı o veda mektubunu saymazsak yıllardır tek satır yazmayan, bir kez olsun telefonumun numarasını çevirmeyen, kapımı çalmayan, bir kuru selamı bile çok gören büyük aşkım, kalbimin ve hayatımın sultanı... Sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi, şimdi, “Merhaba Müştak” diyordu telefonun öteki ucunda. Ahmet Ümit, Sultanı Öldürmek
4. Geriye Dönüş Tekniği: Romanlarda anlatıcının olayları açıklamak, bir problemi çözmek için çeşitli yöntemlerle şimdiki zamandan geçmiş zamana dönmesine denir. Bu teknik, romanın gerçekliğine önemli ölçüde etki eder. Olayların arka planıyla ilgili bilgiler verdiği için gelecekte olabilecek olaylar ve kişilerin şu anki konumlarıyla ilgili fikir sahibi olmamızı sağlar.
Birbirlerine sevdalandıklarında Omorfia on altı, Dimitri yirmi iki yaşındaydı. Hop oturup hop kalkmıştı Omorfia’nın babası, “Kızımı çalgıcı parçasına, hele o meyhanecinin oğluna asla vermem!” diye. Canan Tan, Hasret
5. Pastiş: Bir sanatçının üslubuna, tarzına, dil ve anlatım özelliklerine; onu anımsatan, çağrıştıran bir şekilde öykünmeye denir. Pastiş, sanatçının dil ve anlatım özellikleri ile sözleri taklit edilerek gerçekleşir.
Latife Tekin, Sevgili Arsız Ölüm ve Berci Kristin Çöp Masalları adlı romanlarında destan, halk hikâyesi ve masal gibi halk edebiyatının türlerinin üslup özelliklerini, bu türleri hatırlatan bir söyleyiş tarzını sık sık kullanarak pastiş tekniğinden yararlanmıştır.
6. Parodi: Ciddi olarak kabul edilen bir eserin tümünü ya da bir bölümünü biçim ve içerik açısından değiştirerek abartma, çarpıtma yoluyla komikleştirmeye denir. Parodi, içerikle ilgili bir taklit gibidir. Pastiş ise belli bir türün üslubunu, anlatma formlarını taklit eder. Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı tiyatro oyununda Müştak Bey, görücü usulüyle yanlış kızla evlenmiştir. Bu durumun parodisi, Orhan Pamuk’un Kafamda Bir Tuhaflık adlı romanında yer almış; roman kahramanı Mevlüt, yanlış kızı kaçırmış ve onunla evlenmiştir.
7. İroni: Anlatılmak istenenin alay olduğunu belli edecek biçimde tersinin söylenerek anlatılmasına denir. Tersinden anlam yükleme yöntemi ile gerçeğe vurgu yapılarak sarsıcı bir etki yapılır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.