Oyun ve oyuncak konulu hikaye

Çok küçükken bir oyuncağım vardı. Oyuncağımı cok severdim. Bir gün okulda yazılı sonuçları açıklanmıştı ve sınavdan düşük not almıştım. O an aklıma oyuncağım geldi eve gidip bir an önce oyuncağımla oynamak istiyordum. Eve gittim çantamı bir kenara bırakıp, anneme oyuncağım nerde dedim. Hangi oyuncağın bir sürü oyuncağın var dedi. Bende anne sürekli yanımda taşıdığım dedim. Annemde; komşumuz Safiye Hanım küçük kızı ile bizim eve geldiler. Bir süre sonra kızı ağlamaya başladı.

Bende kızı susturmak için senin o en sevdiğin oyuncağı ona verdim dedi. Bir an çok sinirlenmiştim. Ağladım o benim en güzel oyuncağım dedim. Sonra yanıma yeni bir oyuncak aldım ve komşumuzun evine gittim. Yağmuru çağırdım gel oyun oynayalım dedim tamam dedi ve çok sevindi. Bugün bizden aldığın oyuncağı getir onunla daha guzel oynanılıyor dedim. Oda olur dedi ve oyuncağı getirdi.  Birlikte parka gittik oyun oynamaya başladık ve beraberce güzel oyunlar oynadık. Sonra eve gitme vakti gelmişti. Sen o oyuncağı bana ver bende sana bendeki oyuncağı vereyim dedim. Oyuncakları değiştik ve birlikte evlerimize gittik.

Farklı bir hikaye

Çocukken, sürekli oyun oynamak için dışarı çıkardım. Ben ve arkadaşlarım oyun oynamaktan asla yorulmazdık. Okula gidip geldiğimizde okulda, sonrasında dışarıda ve en sonunda evde oyunlar oynayıp dururduk. Oyun ve oyuncaklar bizim dünyamızda oldukça önemli bir yere sahiptir.

Bir küçük arabam vardı. Kırmızı, geri çekince kurulan ve ileriye doğru hareket eden kırmızı küçük bir araba… Babamın hediyesi olduğunu hatırlıyorum. Ben oyuncaklarımla yatardım ve o arabayı da yanı başımdan ayırmazdım. Nasıl olduysa onu kaybettim ve oyuncaklara olan güvenim azaldı.

Aradan yıllar geçti ve benim arabalara olan ilgim değişmedi. Uzaktan kumandalı araçların nasıl olup da hareket ettiğini çözmem zaman almadı. Bir gün çok pahalı bir uzaktan kumandalı araba almaya karar vermiştik. Ve bunu yaptık. Aldığımız gün şarjlı olduğunu söylediklerinden şarja takmışım.

Biraz sonra dayanamayıp kullanmaya başladığımda evde odadan odaya dolaşıyordum. Daha dışarı çıkmadan pili bitti, pil aldım ve yeniden kulladım. Daha sonra şarj ettim ve sanırım aracın içinde bir şeyler yanmıştı. Araba çalışmamaya başladı. Üzüldüm ve üzülerek de iade ettim.

Yerine, marketin alışveriş reyonlarından yağ, makarna, pirinç, şeker gibi şeyler aldık. Bir oyuncak ve oyun hevesi, bize hayatı vermiyordu. İşte bu olay bunun en büyük ispatı olmuştu.