Öğrenen insan olmak kolay değil Ramazan Tanman Mektubu
İlginçtir, her geçen hafta, her geçen ay, yaşama yeni bir açıdan bakma deneyimini yaşıyorum. Ömrümün sonuna kadar devam edeceğini anlamış durumdayım ve bundan çok mutluyum; yaşamım heyecan verici bir zihinsel macera; keşfedilecek çok şey var, sınırsız. Ramazan Tanman’ın aşağıdaki mektubunu okuduğum zaman ‘bilen’ ve ‘öğrenen’ insan arasındaki fark üzerinde düşündüm. Kendisinin izniyle, Gerçek Özgürlük isimli kitabımı okuduktan sonra bana yazdığı mektubu aşağıda paylaşıyorum.
''Yakup Bey'in Timur’dan istediği gibi hitap edeceğim. Doğan bey, 61 yaşında emekli bir eğitimciyim. Kitabınızı, üç günlük okuma süresi sonunda bitirdim ve hemen size yazmaya karar verdim. Yirmi yedi yıl öğretmenlik yaptım. Yirmi yıldır 446 konutlu bir sitenin yöneticisiyim. Emekli olduktan sonra, bir dönem Edirne'nin ikinci büyük mahallesinde muhtarlık yaptım. Yirmi yıl Edirne Kırkpınarlarda ve resmi törenlerde sunuculuk yaptım. Yirmi sekiz yıllık evlilik yaşamımdan sonra eşimi kanser hastalığı nedeniyle kaybettim. İkinci evliliğimi yaptım. (Bunları bu kadar detaylı yazıyorum ki çevresinde bu kadar sosyal etkinlik içinde bulunan birinin iç dünyasındaki hesaplaşmayı bu kitapla nasıl aştığı görülsün istedim.) Eğer bu kitap bundan iki yıl önce yazılmış olsa ve ben bu kitabı okumuş olsa idim, ikinci eşimden ayrılmazdım. Eğer, bu kitabı Yirmi yıl önce okumuş olsaydım, bugün, ulusal kanalların birinde önce sunucu, sonra yapımcı, sonra da yönetici idim. Böyle bir eseri Türk toplumuna sunduğunuz için size minnettarım. Sizin tanıklığınızda, farkında olmanın bilinciyle, öğrencilerimden, öğretmen arkadaşlarımdan, site sakinlerinden, muhtarlığını yaptığım mahalle halkından, rahmetli eşimden ve hepsinden önemlisi de, bana birer torun veren kızım ve oğlumdan özür diliyorum. Sevgiler, selamlar.''
Ramazan Tanman bilen insandan öğrenen insana olmaya önemli bir adım attı. Mektuptan anlayacağınız gibi bu adım kolay olmadı. Özellikle bir öğretmenin öğrenen insan olmasını önemsiyorum. Bilen insan kapalıdır, o konuşmayı, nasihat etmeyi sever, bildiğine göre olayları değerlendirir ve yargılar. Öğrenen insan yaşama açıktır, o dinlemeyi, sohbet etmeyi sever; olayları gözlemlemeye ve anlamaya çalışır. Yaşam sürekli değiştiği için bilen insan kaygılıdır, eski bilgilerinin yeni durumları anlamada ve yönetmede yetersiz kaldığını görmek istemez. Ve yaşamın değişimine öfkelidir; durdurmak, set çekmek ister. Öğrenen insanın yaşamı ise hiç bitmeyen bir maceradır; her olay, her ilişki, her bakış ve her söz onun zihninde yeni bir boyut açabilir. Bilen baba çocuğunu kalıplar. Öğrenen baba çocuğuyla birlikte gelişir. Bilen kendiyle aynı düşünen insanlar arar; öğrenen insan farklı düşünenler arar sohbet etmek için.
Kendini özgürce açabilme cesareti gösteren değerli okurum Ramazan Tanman’ı kutluyor, kendisine selam ve saygılarımı sunuyorum.
Doğan Cüceloğlu(15.01.2015) Tıklayınız
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.