Nasıl dua etmeliyiz

Nasıl dua etmeliyiz
Hangi konuda olursa olsun, inanarak ve hissederek yapılan dua, mutlaka neticeye ulaştırır. Böyle bir dua ile de insan istediği şeyi elde eder.

İnsanlığın yaşadığı kargaşa ortamı, buhranlar, savaşlar, bir yığın manevi ve psikolojik rahatsızlıklar acizliğimizi ortaya koydu.

Bu durum, topyekûn insanlığı, elinden tutup kurtaracak, şikâyet ve dertlerini dinleyip anlayacak, sığınacak bir yer aramaya sevk etti.

Herkesin ve her şeyin üstünde bir güç olmalıydı ki, olanlara “dur!” diyebilsin; çıkarsız, beklentisiz bir sevgi ve şefkatle sevip istek ve ihtiyaçlarına cevap verebilsin…

Dünya üzerinde ne böyle bir makam ve mevki var, ne de böyle bir güç ve kuvvet sahibi başka bir varlık…

Sadece O’na ( Celle Celaluhu) dua etmek gerekiyor 

Bu makam ve mevki, ancak ve yalnız, insanlığın tek yaratıcısı, bize bizden daha yakın olup her çağrımıza “Lebbeyk: buyur ey kulum” diye cevap veren Rabb’imiz olabilirdi. Bu yüzden sadece O’na dua etmek gerekiyor!

İster maddî, ister manevî hiçbir üzüntü O’nun izni olmadan bize gelip musallat olamaz. İşte bu inanç ve anlayışla yapılan bir dua ve yakarış, işlerimizi tahmin ettiğimizden daha fazla kolaylaştıracak, sıkıntılarımızı giderip dert ettiğimiz şeyleri bizden uzaklaştıracaktır. Çünkü başımıza gelen her türlü bela ve musibeti bir imtihan unsuru, bir tekâmül vesilesi olarak “gönderen O’dur” demesek de davet eden biz olduğumuz için izin verip gelmesine yol açan O’dur.

O hâlde: “Ey göklerin ve yerlerin hâkimi! Ey bütün mahlûkatın sahibi ve ey her şeyin olduğu gibi benim de Rabb’im!” diye, yine O’ndan yardım istemek gerekmez mi?

İhtiyaçlarımızı dua ile O’na arz etmeliyiz

Hatta O’na seslenip “Beni taciz eden, yaralayan, üzen ve ezen şu zararlı mahlûkatını, taciz eden varlıklarını geri çağır, üzerime çullanmasınlar, onları benden uzak tut, beni kurtar. Aç bîilaç kaldım, bahtına düştüm, Sen’den başka kimsem yok… Bana biraz ekmek, biraz katık, biraz süt, biraz yoğurt, biraz da bal-kaymak ver…” diye, dua edip ihtiyaçlarımızı arz etmek ve sadece O’ndan istemek gerekmez mi?

Hissedilerek yapılan dua mutlaka neticeye ulaşır

Hangi konuda olursa olsun, inanarak ve hissederek yapılan dua, mutlaka neticeye ulaştırır, böyle bir dua ile de insan istediği şeyi elde eder. Zaten hadislerde de işaret edildiği ve bu işareti güzel algılayan Hazreti Mevlana’nın da dediği gibi, “Senin O’na dua etmen, O’nun kabulü sayesindedir.” Başka bir deyişle, eğer senin duanı kabul etmeyecek olsa sen dua edemezdin, ettirmezdi, kapısında yalvartıp -temsilde hata olmasın- başını şişirmene izin vermezdi. Bediüzzaman Hazretleri’nin dediği gibi “Vermek istemese, istemek vermez; sana istetmezdi…”

Bir mümin yüce Allah’tan istekte bulunduğu zaman vereceğine inanmalı ve ümit etmelidir. Çünkü Allah (c.c), kullarının kendisine boyun bükerek dua edip yalvarmalarından hoşlanır, mahzunca ve gözyaşıyla dua eden kulunu ise daha çok sever.

Kuranı Kerimden Dua Ayetleri

  • “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.” (A’raf Suresi, 55)
  • “İsimlerin en güzeli Allah’ındır. Öyleyse O’na bunlarla dua edin. O’nun isimlerinde ‘aykırılığa (ve inkâra) sapanları’ bırakın. Yapmakta oldukları dolayısıyla yakında cezalandırılacaklardır.” (A’raf Suresi, 180)
  • “Rabbimiz, şüphesiz Sen, bizim saklı tuttuklarımızı da, açığa vurduklarımızı da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (İbrahim Suresi, 38)
  • “Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım.Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşad olurlar.” (Bakara Suresi, 186)
  • “.. Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi?” (Furkan Suresi, 77)
  • “Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. Şüphesiz Rabbinin Katında olanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler…” (A’raf Suresi, 205-206)
  • “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir” (İsra Suresi, 11)
  • “Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki: O, ne yaşlı, ne körpe, ikisi arası bir sığırdır. Haydi emrolunduğunuz işi yapın.” Bakara (68)
  • Onlar, “Bizim için Rabbine dua et de, rengi neymiş? açıklasın” dediler. Mûsâ şöyle dedi: “Rabbim diyor ki, o, sapsarı; rengi, bakanların içini açan bir sığırdır” dedi. Bakara (69)
  • “Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın. Çünkü sığırlar, bizce, birbirlerine benzemektedir. Ama Allah dilerse elbet buluruz” dediler. Bakara (70)

Kaynak:Eğitim Sistem

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.