Mümtaz nedir
- Seçkin.
Bütün hayatını Allah ve Resulü uğrunda vakfeden mümtaz bir sahabedir. - Ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş, imtiyaz tanınmış.
İnsan, bütün hayvanlardan mümtaz ve müstesna olarak latif bir mizaç ile yaratılmıştır.
(ﻣﻤﺘﺎﺯ) sıf. (Ar. imtiyāz “üstün olmak, ayrı durmak”tan mumtāz)
1. Seçilmiş, seçkin: Kimse tanzîr edemez Gālib bu nazmım etse ger / Sâmî-i hoş-gû gibi bir şâir-i mümtâz eder (Leskofçalı Gālib). Türlü türlü mîmârî şâheserlerinin içinde yaşayan Kâbe! Sana insanların en mümtâzı olan Muhammed, hiçbir nâsûtî dehânın hiçbir âbideye veremediği mânâyı hayret-bahş bir sâdelik içinde nasıl nefhetmiş!… (Rûşen E. Ünaydın). Ben şeâmetlerimle mümtâzım (Hâlit F. Ozansoy).
2. İmtiyazlı.
3. i. ve sıf. Osmanlı askerlik teşkîlâtında 1908’de lağvedilen, kurmay sınıfına benzer üstün bir sınıf ve bu sınıfa mensup asker: “Emekli mümtaz topçu binbaşı.” Erkân-ı harp olarak ayrılanlar yakalarına erkân-ı harp armasını, mümtaz olarak kalanlar da yakalarına yalnız yıldız takarlardı (Mehmet Z. Pakalın).
● Mümtâze (ﻣﻤﺘﺎﺯﻩ) sıf. Mümtaz kelimesinin tamlamalarda ortaya çıkan aynı mânâdaki müennes şekli: “Eyâlât-ı mümtâze: İmtiyazlı eyâletler.” Zîra şeytanın sıfât-ı mümtâzesinden biri de inattır ve hak ve hakîkati adem-i kabulde taannüttür (Ahmet A. Konuk).
Mümtaz ile ilgili cümle örnekleri
- Geçen hafta tanıştığımızda Mümtaz birisi olduğunuzu fark etmiştim.
- Sayın Asım Kocabıyık'ın 40 yılı aşan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği üyeliğindeki Mümtaz kişiliği ise sadece ekonomi tarihimiz açısından değil, Cumhuriyet tarihimiz açısından da alınacak derslerle doludur.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.