Mü'minûn suresi kaçıncı cüz kaçıncı sayfada
Mü'minûn suresi 341. sayfadan başlar ve 348. sayfada biter, 18. cüzde yer almaktadır. Mekke döneminde inmiştir ve 118 âyettir. Mushaftaki sıralamada yirmi üçüncü, iniş sırasına göre yetmiş dördüncü sûredir. Enbiyâ sûresinden sonra, Secde sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Sûre, adını birinci âyette geçen “elMü’minûn” kelimesinden almıştır. “el-Mü’minûn”, mü’minler demektir. Müşriklere son uyarı niteliğindeki bu sûrede, mü’minlerin zafere ulaşacakları, kötülerin cezaya çarptırılacağı konu edilmektedir.
Mü’minûn sûresinin konusu
Mü’minûn sûresinin öncelikli konusu inananların üstün nitelikleridir. Daha sonra her bir insanın anne karnındaki oluşum süreci, Hz. Nûh ve adı verilmeyen bir peygamber ile Mûsâ ve Hârûn hakkında ibretli bilgiler, tebliğlerinin ortak noktaları, peygamberlerin yolundan giden ümmetlerin ve onların yolundan sapan inkârcıların başlıca özellikleri, Mekke putperestlerinin, sorulduğunda Allah’ın yaratıcı gücünü kabul etmelerine rağmen O’na ortak koşmaları ve âhirete inanmamaları, bunların âhiretteki acıklı durumları, pişmanlıkları ve karşılık bulmayacak dilekleri hakkında açıklamalar yapılmaktadır. Sûre, “Rabbim! Beni bağışla, bana merhamet et; sen merhametli olanların en üstünüsün!” meâlindeki dua cümlesiyle son bulur.
Arapça 341 nasıl yazılır : ٣٤١
Mü’minûn Suresi’nin Fazilet ve Esrarı
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Her kim Müminun Suresini okumaya devam ederse, ölüm anında melekler, o kimseye cennetlerle onu müjdeler." (Ebu Suud Efendi, Ebu Suud Tefsiri (İrşadü Aklis-Selim), 6/154)
- Abdullah ibni Abbâs (Radıyallahü Anhüma)’dan rivayetle, Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bana on âyet indi ki, kim hakkını vererek (hükmünü yerine getirerek yaşayarak) onları okursa, Cennete girer: Bu, Müminun Suresinin ilk on ayetidir." (Tirmizi, Tefsir, 23; Suyuti, Cami’ussağir, 3/57, no.2733)
Mü’minûn Suresi’nin Sırları Hakkında Rivayetler
- Bu sureyi okuyan kimseler, imani ve itikadi yönden düzelir, imanın kemaline erer.
- İbni Kuteybe (Rahimehullah) şöyle bir rivayette bulunmuştur. "Bir adama deri hastalığı isabet etmiş, cildi soyulmuştu. Her türlü ilacı denediyse de bir derman bulamadı. Sonra derdine derman ümidiyle bir kafileye katılarak Hicaz’a doğru yola çıktı. Hastalığı şiddetlenince Küfe’ye yakın bir yerde kafile-den ayrıldı. Hz. Ali (Radıyallahü Anh)’nin medfün bulunduğu söylenen Meşhed’e gelip orada geceledi. O gece rüyasında Hz. Ali (radıyallahü Anh)’yi gördü. Ona:
-"Ya Ali (Radıyallahü Anh)! Görmüyor musun bana ne oldu! Bana şifa olacak şeyi şöyle!" dedi Hazreti Ali (Radıyallahü Anh) o adama Müminun suresinin 14. ayetini okudu. Adam sabah uyanınca Cilt Hastalığının tamamen iyileştiğini, cildinin gayet güzel bir hal aldığıunı hayretle müşahede etti. Ayeti :Kerime derhal tesirini göstermişti.
Not: Bu ayeti kerime sedef ve her türlü cilt hastalığına tam bir iman ile yedi gün yedişer defa okunmalıdır.
- Yalancılara karşı İlahi yardıma kavuşmak isteyen kişi, Müminun suresinin 26. ayetini okumalıdır.
- Yolculuğunu selametle geçirmek isteyen kişi, ulaşım aracından inerken Müminun suresinin 29. ayetini okumalıdır.
- Kötülük yapmasından korkulan bir kişinin yanına girmeden önce Müminun suresinin 93-94 ayetleri okunursa, o korktuğundan emin olur.
- Belalardan emin olmak ve şeytandan korunmak için Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okumak lazımdır.
İmam Şafii (Rahimehullah) Mısır’a ulaşınca, insanlar onu çok güzel bir şekilde karşıladılar. Herkes İmam Şafii’yi misafir etmek istiyordu. Halifenin adamlarından biri yanına gelerek ona kendisiyle halifeye kadar gelmesini söyledi. İmam Şafii (Rahimehullah) o askeri takip ederek saraya kadar geldi. Saraya girince Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okudu. İmam Şafii Hazretleri bu ayeti okuyunca, ayet derhal tesirini gösterdi ve hakkında kötü düşünen halife onu ayakta karşıladı. Onu meclisinde en iyi yere oturttu. Ayrıca ona bir hediye de sundu.
- Muhammed bin İbrahim (Radıyallahü Anhüma)’dan rivayet edilmiştir. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), bir savaş müfrezesinde bize görev verdi ve sabah-akşam (Müminun suresinin 115-118)ayetlerini okumamızı bize emretti. Biz bu ayet-i kerimeyi okuduk da ganimet elde ettik ve selamet bulduk.(İbnu Sünni, Sahih, 76)
- Abdullah ibni Mesud (Radıyallahü Anh)’a kulağından şikayeti olan bir kimse getirildi. O kimseye Müminun suresinin 115. ayetinden sonuna kadar sureyi okuyarak kulağına nefes etti. O kişi de derdinden kurtuldu. Bu olay Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e intikal edince buyurdu ki:
"Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kimse yakinen inanarak bu ayeti celileleri bir dağ üzerine okumuş olsaydı, dağ yerinden oynardı."(Hazin Tefsiri, 3/313)
- Bunalıma düşen, sinir hastası olan veya sarta hastalığına tutulan veya cinlenmiş kişilerin kulaklarına Müminun Suresinin 115 ve 116 ayetleri okunursa, Allah’ın izniyle şifa olur. Şayet bu hastalıklar geçmezse, 21 gün 21 kere okunur.
Hz. Ömer’den rivayet edilen bir hadise göre Resûlullah, bir ara olağan üstü vahiy hallerinden birini yaşarken kıbleye dönüp ellerini kaldırarak, “Allahım! Bize nimetini arttır, eksiltme; bizi onurlandır, alçaltma; bize ihsan et, mahrum etme; bizi seçkin kıl (düşmanlarımıza karşı) zayıf duruma düşürme; bizden hoşnut ol ve bizi senden hoşnut kıl!” diye dua ettikten sonra, “Şu anda bana on âyet indi; kim bu âyetlerin gereğini yaparsa cennete girecektir” buyurmuş, ardından da bu sûrenin ilk on âyetini okumuştur (Müsned I, 34).1 – 11
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.