Kuvvetler ayrılığı esasını ortaya atan düşünür kimdir

Kuvvetler ayrılığı esasını ortaya atan düşünür kimdir
Kuvvetler ayrılığı esasını ortaya atan düşünür kimdir sorusunun cevabını vereceğiz.

Soru : Kuvvetler ayrılığı esasını ortaya atan düşünür kimdir

A- Montequieu
B- Fred Rich Hegel
C- John Locke

D- Jean Jacques Rousseau

Doğru Cevap:Montequieu

Kuvvetler ayrılığı veya güçler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma'da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığında güçler normal olarak yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kola ayrılmaktadır.
 
Kuvvetler ayrılığı sistemi; yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin değişik yollardan göreve gelen ve aralarında fren ve denge mekanizması bulunan farklı organlara verilmesi (Soysal, 1990:47) olarak tanımlanmıştır. Devletin yasama ve yargı dışındaki faaliyetleri yürütme işlevidir. Yasama kural koymak; genel, sürekli, objektif, kişisel olmayan işlemler yapabilmektir. Yargı; yasama ve yürütme organından 'bağımsız mahkemelerce görevlerin yerine getirilmesini ifade etmektedir. Yargıçların bağımsızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar.

Montesquieu'nun üç kuvvetli sistemi

Montesquieu, Yasaların Ruhu adlı eserinde kuvvetler ayrılığını açıklamıştır.
Üç parçalı sistem terimi Fransız Aydınlanma çağı siyaset bilimi düşünürü Baron de Montesquieu'ya atfedilmektedir. Montesquieu politik gücün ayrılmasını; yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlamıştır. Bu modeli Roma Cumhuriyeti ve Birleşik Krallık anayasal sistemi üzerinden geliştirerek açıklamıştır. Montesquieu bu bakış açısını Roma Cumhuriyetindeki ayrılmış güçlerden hiçbirisinin bir diğerinin gücünü elde edemiyor oluşundan almıştır. Locke, Montesquieu’dan önce, yönetimin mutlak gücünün özgürlükçü ve eşitlikçi bir çerçevede ele alınarak mutlaka belirli bir düzeye indirilmesi gerektiğini ve bunun ancak kuvvetler ayrılığı ilkesiyle gerçekleştirilebileceğini savunmuştur. Locke’un yasama ve yürütme güçlerinin birbirinden ayrılığı olarak açıkladığı kuvvetler ayrılığı ilkesi; Montesquieu tarafından yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığı olarak geliştirilmiştir.
 
Montesquieu, İngiliz kralının avam ve lordlar kamarası olarak ayrılmış ve bir diğerini denetler biçimdeki parlamentosunun yasama işleviyle dengelenmiş bir yürütme uygulaması yaptığını gözleminde bulundu. Ardından bunu bir adım ileriye götürerek yürütme ve yasama güçlerinin yanında yargı sisteminin de bağımsız oluşuyla tam bir denge kurulmuş olacağından bahsetti. Montesquieu, iyi bir demokrasi için en iyi hükümet biçiminin yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrıldıkları, her birinin bir diğerini denetleyebildiği ve herhangi birinin aşırı güçlü hale gelmesini engellebildiği hükümet biçimi olabileceği sonucuna ulaştı.

Kaynak:Eğitim Sistem

4
0
0
0
0
0
1
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.