Kur’an-ı Kerim’e göre insanın yaratılış amacı
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım!” (Zâriyât, 56)
Âyette yaratılışın gâyesi olarak zikredilen “kulluk” öyle şerefli bir mertebedir ki, onun bu yüce mevkii, kelime-i şehâdette de görülmektedir. Nitekim orada Peygamber Efendimiz’in önce “kul” sonra “resûl” olduğu ifâde edilmektedir. Bu da kulluğun daha öncelikli, risâletin ise kulluğun sınırları dâhilinde olduğunu göstermektedir.
Resûlullâh -sallellâhu aleyhi ve sellem- kendisine aşırı tâzim gösteren kimselere; “Siz beni, hakkım olan derecenin üzerine yükseltmeyiniz! Çünkü Yüce Allah, beni resûl edinmeden önce kul edinmişti.” (Heysemî, Mecmeu’z- Zevâid, IX, 21) ikâzında bulunarak kul olmanın kıymetini bildirmiştir.
İnsanla diğer varlıkların yaratılış gayesi tabii ki farklıdır. Çünkü Allah insana akıl, irade gibi diğer varlıklarda bulunmayan özellikler vererek onlardan üstün kılmıştır. Onun için Kur’an’da yaradılış amacı konusunu insan ve insan dışındaki varlıklar olmak üzere ayrı ayrı ele almak gerekir. Kur’an’ın birçok ayetinde yaratılışın sebep ve hikmetlerinin olduğu; yaratılanların boş yere, anlamsız, oyun ve eğlence olsun diye yaratılmadığı vurgusu yapılır. Şu ayet özel olarak insanın boş yere yaratılmadığından bahseder:
“Yoksa sizi boş yere yarattığımızı ve bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız” mealini vereceğimiz şu ayetlerde ise yaratılan bütün varlıkların boş yere, gayesiz yaratılmadığı bildirilir:
“Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş yere yaratmadık; bu inkâr edenlerin zannıdır”
“Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri oyuncular olarak -oyun ve eğlence olsun diye- yaratmadık. Bunları sadece gerçekle yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.”
“Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık. Eğer bir eğlence edinmek isteseydik onu kendi katımızdan edinirdik. Yapacak olsaydık böyle yapardık”
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.