İnanç eğitiminin temel prensipleri
Pedagojinin en karmaşık iki konusu vardır; biri “Mahremiyet Eğitimi”, diğeri de “İnanç Eğitimi”…
Karmaşık olmasına rağmen yazmaya çalışacağım…
Fransız Devrimi ve aydınlanma hareketinin öncüsü Voltaire’in, “Ya yıldızların her biri bir mühendistir veya onları yapan bir mühendis var.” sözünü bilirsiniz…
Sıradan gibi görünen bu etkili söz, aslında oldukça önemli bir pedagojik prensibi de içinde barındırır… Bu prensip, çocuklarda inanç eğitimi “zattan sıfata” değil, “fiilden zata” olmalı prensibidir.
Bu ne demek?
Şöyle ki: Birçok yetişkin, çocuklara Allah’ı anlatırken, onun “iyi” ve “güzel” olduğundan yola çıkar… Bu anlatım pedagojik olarak yanlıştır… Zira burada, iyi olma sıfatını basamak ederek zat olan Allah anlatılmaya çalışılmaktadır… Hem Allah’ın varlığı hem de “iyi” ve “güzel” soyut kavramlardır ve bir soyut kavramı bir başka soyut kavram ile izah etmek hem zor hem de dolambaçlı bir yoldur…
Hele ki bu çocuksa…
Çocuklara soyut kavramlar, somut kavramlardan yola çıkılarak anlatılır…
Eğer bir soyutun, gözle görülür somut icraatları varsa, anlatımlar, bu fiili somut icraatlardan yola çıkarak yapılandırılmalıdır.
Örneğin; yazmak bir fiildir, yazar bir zattır… “Bir kitap kendi kendine yazılabilir mi? Onu bir yazan olması gerekir…” şeklinde izah, yazma fiilinden yola çıkarak o kitabı yazana eriştiren doğru bir pedagojik anlatımdır…
Ya da “Nasıl ki küçücük bir iğne dahi ustasız olmaz…” diye başlayan bir anlatımla, iğne yapımı “fiilinden” yola çıkarak, onu yapan ve fakat o anda orada görünmeyen “ustanın” varlığına erişilebileceği gibi, Allah’ın varlığı da onun icraatları üzerinden, bir başka deyişle, fiilleri üzerinden gerçekleşirse pedagojik olarak doğru olur…
Örneğin; cansız cansız ağaçların bir kurallar dizini içinde rengârenk meyve vermesi, o ağaçların bir yaratıcısının var olduğu bilgisine eriştirir… Gökyüzündeki yıldızların bir düzen içinde akması, o yıldızların bir sahibi olduğunu çağrıştırır…
İnanç eğitiminde yapılan yaygın hatalardan biri de Allah’tan yola çıkarak peygamberlerin anlatılmasıdır.
Yani, Allah’ı ve peygamberleri merak eden çocuklara işin daha başında “Allah insanlara iyilikleri ve güzellikleri anlatması için peygamberler gönderdi” diye başlamak “pedagojik olarak” yanlıştır…
Doğru olan, peygamberlerden yola çıkarak Allah’ı anlatmaktır… Bir başka deyişle, somuttan yola çıkarak soyutu anlatmaktır…
Bunun yanı sıra, peygamberlerin anlatımları ise hem sıfattan yola çıkarak zatı anlatma ve hem de fiilden yola çıkarak zatı anlatma prensipleri uygulanabilir…
Yani; peygamber bir zattır… Onun sıfatları iyilikler ve güzelliklerdir…
Çocuğa peygamberlerin insan, ağaç, kuş, karınca sevgisinden yola çıkarak anlatılması pedagojik olarak doğrudur…
Bununla birlikte, yine peygamberleri anlatırken, “fiilden zat” anlatımı prensibi de kullanılabilir. Örneğin, peygamberlerin, zengin insanlara, fakirlere yardım etmesi için tavsiyelerde bulunduğu; insanların birbirlerinin haklarına saygılı olması için onlara eğitim verdiği; peygamberlerin insana huzur veren bir tebessüm sahibi olduklarından söz edilebilir…
Özetle; Allah’ı fiilden-sıfata anlatmak…
Peygamber ile Allah’ı anlatmak…
Peygamberi “sıfattan-zata” veya “zattan-sıfata” anlatmak, doğru pedagojik yöntemlerdir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.