Dünya ve ahiret dengesi denince aklınıza neler geliyor
‘Allah’ın birbirinden kesin sınırlarla ayrılmamasını istediği şeylerden biri de dünya ahiret ilişkisidir. Dünyayı ahiretten kopardığınızda, hırs insanın gözünü bürüyecek, hak mefhumu kaybolacak, sosyal adaletin tesisi imkânsız hale gelecektir. Ahiret adalettir, insanın dünyada yapıp-ettiklerinden ötede hesap vereceğini bilmesi/inanması, adil davranışın en büyük garantisidir. Dünya –ahiret bağlantısı mü’minlerine öğrettiği şu dua ile dile getirilir:
‘Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.’ (Bakara, 2/201)
‘Ahiret de dünya da Allah’ındır.’ (Necm, 53/25)”
Yüce dinimiz İslam, insanlardan hayatlarını sürdürürken dünya ve ahiret dengesini gözetmesini ister. Kur'an-ı Kerim'de ve Peygamberimizin (s.a.v.) hadislerinde hem dünya hem de ahiret için çalışmamızı isteyen birçok emir ve öğüt yer alır. Bu konuyla ilgili olarak bir ayette şöyle buyrulur: “Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma...” (Kasas suresi, 77. ayet.) Başka bir ayette de “... Ey Rabb'imiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver...” (Bakara suresi, 201. ayet.) buyrulur. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), hayatı boyunca dünya ve ahiret dengesine büyük önem vermiştir. Allah Resûlü (s.a.v.) din ve dünya işlerini bir denge ve uyum içinde yerine getirmeyi ilke edinmiştir. O, bir yandan insanları İslam'a davet edip peygamberlik görevini yerine getirirken bir yandan da geçimini sağlamak için çalışmayı, ailesine zaman ayırmayı, devlet başkanı olarak görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyi ihmal etmemiştir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.