Çocukları bekleyen gizli tehlike: Erken ergenlik
Asiye Hanım, çalışan bir anne. Hayatının en zor dönemini, 7 yaşındaki kızının erken ergenliğe girdiğini öğrendiğinde yaşamış. Ancak bu durumu fark ettikten sonra gittiği doktorlardan netice alamamış. Kendisi de bir sağlık çalışanı olan Asiye Hanım, kızının çok küçük yaşta yaşadığı fiziksel değişimi idrak edemediği için zorlu bir süreç geçirmiş ve bu durumla bir yıl boyunca mücadele etmeye çalışmış. Doktor doktor gezen genç anne, nihayet bir tanıdığının tavsiyesi üzerine Çocuk Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Hasan Önal’a gider ve kızının hormon gelişiminin normalden çok daha hızlı tamamlandığını öğrenir. Doktor, bu durumu yaşayan pek çok aile olduğunu söyleyince bir nebze rahatlar Asiye Hanım. “Kızım hâlâ bebeklerle oynuyor. Hiçbir şeyin farkında değil, işte beni de en çok bu durum üzüyor.” diyen genç anne, kızını yanlış beslediğini düşünerek başta kendisini suçladığını fakat doktorun kendisini rahatlattığını ifade ediyor. Bir yıl önce tedavisine başlanan küçük kızın 28 günde bir yapılan iğneler ile büyümesi durduruluyor. Birçok ailenin bu hastalığın farkında olmadığını söyleyen Asiye Hanım, “Aileler şartlarını zorlayıp mutlaka hastaneye gitmeli. Benim başlangıçta çok tereddüdüm vardı. Ama getirisini düşünüyorum.” uyarısında bulunuyor.
Doç. Dr. Hasan Önal ise erken ergenlik nedenlerini şöyle anlatıyor: “Büyüme hormonu eklenerek yetiştirilen meyveler (salatalık, çilek) sebzeler (domates, brokoli vs.), yine hormon (özellikle östrojen) eklenerek hızlı büyütülen tavuklar ve yumurtalar, etler ve sütler çocuklarda hormon uyarısını artırıyor. Aynı zamanda katkı maddeleri kadar olmasa da iklim değişiklikleri ve fiziksel koşullar, kullanılan plastik malzemeler, oyuncaklar içindeki hormon benzeri etki oluşturan kimyasallar da erken ergenliği başlatabiliyor. Fast food tarzı ve yapay endüstri ürünleri ile beslenme alışkanlıkları obeziteye sebep olurken vücut yağ oranını artırmak koşuluyla erken ergenliğe neden olabiliyor.” Ailelerin çocuklarını mümkün olduğunca doğal, taze, temiz besinler ile beslemeleri gerektiğini belirten Önal şu önerilerde bulunuyor: “Aileler, şişmanlığı bir hastalık olarak görmeliler ve çocuklarını yapay endüstri ürünlerinden uzak tutmalılar. Bu sadece erken ergenlik için değil, aralarında hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi pek çok hastalığın önlenmesi sağlıklı bireylerin yetişmesi için önemli. Ayrıca erken ergenlik bulgularının kız çocuklarında 8 yaş, erkek çocuklarında ise 9 yaştır. Aileler bu yaş sınırlarında çocuklarına dikkat etmeli. Özellikle de erkek çocuklarda görülüyorsa daha da şüpheli yaklaşmak gerekir. Altta yatan ciddi bir hastalık olabilir.”
Tedavide ilk adım aileyi eğitmek
Erken ergenlik sürecini değerlendiren uzman pedagog Mehmet Teber, erken ergenlikte kendilerine gelen hastaların sorunlarının normal ergenlikle aynı olduğunu söylüyor. Teber, “Bu süreçte çocuk kurallara karşı çıkmaya, asi davranmaya başlar. Okul başarısı düşebilir, âşık olabilir, cinsel eylemleri görülebilir. Aileler yukarıdaki nedenlerle genelde müracaat ediyorlar.” diyor. Anneleri en çok üzen şeyin çocuklarının cinsel olarak bu kadar çabuk olgunlaşması ve ‘Âşık oldum.’ söylemleri olduğunu belirten Teber, “Terapide ilk adım ailenin ergenlik konusunda eğitilmesidir. Çünkü bu dönemde neyin normal, neyin normal olmadığının bilinmesi gerekiyor. Ergenle iletişim kurmak da diğer bir adımdır. Çocuklar için zor olan konu ise bedenin ergen olmasına karşın zihnin hâlâ çocuk olarak kalmış olmasıdır. Çocuğun aile ile işbirliği içinde bu sürece adaptasyonu çok önemlidir. Ailelere genel tavsiyem, ergenlik dönemi hakkında oldukça bilgi edinip küçük iletişim sorunları nedeni ile çocuklarını kendilerinden uzaklaştırmasınlar.” açıklamasını yapıyor.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.