Pedagog Dr. Adem GÜNEŞ

Pedagog Dr. Adem GÜNEŞ

Çocuklar masumdur

Çocuklar masumdur

Savaş hukukunda bile üç mekân kutsaldır. Bunlardan biri “hastanelerdir”. Tedavi bekleyen “hastaya hürmeten” ne hastaneye ne doktora ne de hasta bakıcıya dokunulur.
Kişi, idamlık suçu olsa bile önce doktor kontrolünden geçer, tedaviye ihtiyacı varsa tedavi edilir, yoksa cezası ne ise yerine getirilir.
“Hastaya hürmet” insanlık değeridir.
Hastaneler gibi “ibadethaneler” de kutsaldır. İster Müslüman olsun ister Hıristiyan, ister Budist olsun ister Mecusi fark etmez; “insana hürmet” eden, onun ibadet ettiği mekâna da hürmet eder.   
Düşmanınızla savaşabilir, topraklarını yakabilir, yıkabilirsiniz… Uçaklarınızla onların şehirlerini bomba yağmuruna tutabilirsiniz… Ama “ibadethaneye dokunmak, insan olmaktaki eksikliktir.”
İşte en acımasız örnek, Nazi Almanya’sı. Rotterdam’ı bombalarla yerle bir ettiklerinde şehirde iki bina ayakta duruyordu, bunların ikisi de kilise idi. Bugün Rotterdam’da bu iki kilise dışında tarihî mekân yoktur. Bütün binalar savaş sonrası inşa edilmiştir.
İbadethaneler gibi “okullar” da kutsaldır. “Çocuğa hürmeten” okula dokunulmaz.
Yetişkinler birbirlerine yaka paça girseler de, kanlı bıçaklı olsalar da nefret çocuğa yansıtılmaz. Kindarlığa çocuk alet edilmez. Onun yanında anne babası küçük düşürülmez. Çocuğun gittiği okuldan intikam alınmaz. Devlet görevlileri silahla okul basmaz, çocukların çantası aranmaz…
Eğer bu mekânlarda hukuka aykırı işler yapılıyorsa, çocuğa hürmeten nazik olunur. Titiz davranılır. Saygıda kusur edilmez…
Geçen günlerde bazı özel okullara yapılan baskınların gazetelere yansıyan resimleri gurur verici değildi.
Eğer bir acil durum söz konusuysa ve çocuklar okulda iken polis eşliğinde baskın yapılmak zorunlu ise görevliler arasında bir “pedagog” veya “çocuk psikoloğu” olmalıydı. Hatta üzerlerine “Spiderman” kostümü giymiş kişilerle çocuklar keyifli dakikalar geçirmek için oyun bahçesine alınmalıydı, korku dolu gözlerle öğretmeninin kucağında apar topar dışarı çıkartılmamalıydı…
Olayları sadece televizyondan izlememeli... Bir an durup empati kurmak da gerekir söz konusu çocuksa eğer…
Polisleri görünce ağlayan çocuk sizin çocuğunuz da olabilirdi mesela.
Öğretmeninin kucağında alelacele dışarı çıkartılan çocuk, yatarken hikâyeler okuyup dua ederek uyuttuğunuz sizin çocuğunuz da olabilirdi örneğin…   
Okulda arama yapılan çantalardan biri sizin çocuğunuzun çantası olabilirdi. Hani onun bir çizgi film kahramanının resmi olsun diye ısrarla aldırdığı çanta... Çantadan çıkartılıp incelenen defter size dahi dokundurtmadığı resim defteri olabilirdi; düşünün lütfen… Ve üzerindeki çöp bacaklı resim siz, üçgen etek giymiş çöp kadın da eşiniz olabilirdi… Ve ikisinin arasına eğri büğrü çizgilerle çizilmiş ama sizin için dünyalara bedel olan bir kalp resmi olabilirdi görevlinin kenara özensizce attığı resim… Belki de o gün panoya asılacak heyecanı ile akşam çantasına kırıştırmadan koyduğu resim…
Hangi çocuk olursa olsun fark etmez, çocuktan izin alınmadan onun eşyası kurcalanmaz… Pedagojik bir kuraldır bu. Yabancıların izinsiz kullandığı eşyayı çocuk bir daha kullanmaz. O eşyaya kötü ruh sinmiştir çocuk için zira.
Çocukların bulunduğu bir mekânda bunlar yaşanırken, hiç kimseye “Ama bunlar da hak ettiler zaten” demek yakışmaz… Zira çocuk, anne babasına değil, bütün insanlığın vicdanına emanettir… Ve masumdur çocuk, velev ki anne babası suçlu olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Pedagog Dr. Adem GÜNEŞ Arşivi