Bayrama kavuşmanın şükrü: Fitre
Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennem azabından kurtuluş olan bu kutlu ayın son günlerini, yani en kıymetli zaman dilimlerini yaşıyoruz şu sıralar. Orucu, iftarı, sahuru, teravihi, yardımlaşmasıyla gönlümüze eşsiz tatlar bırakan Ramazan bizlere veda etmeye hazırlanıyor. Bununla beraber yoksulun, yalnızın halinden anlamamız için bizlere birer reçete sunuyor. İslam dini bu noktada yardıma muhtaç kişilere nefsimizden fedakârlık yaparak yardım etmeyi, sadaka vermeyi emrediyor. Nebiler Serveri’nin (sas) sadakanın ömrü uzattığı, kötü ölümden koruduğu, kibri giderdiği noktasındaki beyanları sadakanın ehemmiyetini anlama adına önemli bir ölçü. Ramazan-ı Şerif de ahiretimiz adına büyük kazançlar elde edebileceğimiz bir ay. Zira Allah’ın (cc) bize emrettiği ve Kâinatın Efendisi’nin (sas) tavsiye buyurduğu her şey, bu kutlu zamanda katlanarak dönüyor. Fıtır sadakası ya da halk arasında daha çok bilinen adıyla fitre de Ramazan’ın bereketli ikliminde eda edilen malî bir ibadet.
Fitre, kitaplarda yer alan tarife göre “Ramazan Bayramı’na kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle mükellef oldukları mali bir ibadet.”
Fitre veya fıtır sadakası, Ramazan ayına özel bir sadaka. Hanefi mezhebine göre vacip olan fitre, diğer mezheplerde farz. Belaların def edilmesine vesile bu sadaka, bu mübarek zaman diliminde vermekle mükellef olduğumuz mali bir ibadet. Üzerimize vacip olan fitrenin yükümlülüğü, oruç tutsak da tutmasak da ortadan kalkmıyor. Bu sene Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından asgari 10 TL olarak belirlenen fitre, bir fakirin bir günlük yemek miktarına göre hesaplanıyor.
Zenginlerin malı fıtır sadakasıyla temizlenir
Fıtır sadakasını, aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı (zenginlik ölçüsü) mala sahip olan herkes vermekle mükellef. Bu malın üzerinden zekâtta olduğu gibi bir yıl geçmesi de şart değil. Bayram namazından hemen önce nisap miktarı mala kavuşan bir kimse fıtır sadakasını vermekle mükellef oluyor. Nisap ölçülerine sahip olmayan fakir Müslümanlar da durumları müsaitse fıtır sadakasını verebilir. Dinimizce böylesi daha faziletli. Peygamber Efendimiz (sas) konuyla ilgili şöyle buyurur: “Allah zenginlerin malını fıtır sadakasıyla temizler. Fakirler ise verdikleri zaman Allah fazlasıyla yerini doldurur.” Bir fitre ancak bir kimseye verilir. Fitre verilirken içten fitre niyetiyle verilmesi kâfi. Fitrenin verilme zamanı, dört mezhebin ortak görüşüne göre, Ramazan Bayramı’nın bir veya iki gün öncesinden bayram namazına kadar. Hanefîler ve Şafiîlerce yaygın görüşe göre ise fıtır sadakası Ramazan ayı içinde de verilebilir. Bayram namazından sonraya kadar verilmemiş olan bir fitre, zimmetten düşmez ve ilk fırsatta kazaen verilmesi gerekir. Fitreyi, herkesin kendisi verebileceği gibi, aile fertleri namına aile reisi de verebilir. Bayram gecesi doğan çocuğun fitresini de aile reisi vermeli.
Yaşlılık ve iyileşme imkânı olmayan hastalık gibi bir özürden dolayı oruç tutamayan kişilerin de tutamadıkları her bir oruç için bir fitre miktarı fidye vermeleri gerekiyor. Fidye veremeyecek kadar durumları müşkül olan kimseler ise Allah’a (cc) iltica ederek afv ve mağfiret dilemeli. Geçici olarak hastalananlar ise fidye veremez, iyileşince oruçlarını kaza eder.
Kaynak:
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.