9. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 162-163-164-165-166 Cevapları Ödev Yayınları

Sayfa 162

“Bir gün, bir öğleüstü idi. Kahvenin çardağı altında oturuyorduk. Bizim Mehmet Ali, Bekir Çavuş, Salih Ağa ve Muhtar, hep orada idiler. Bahis, harp üzerine ve onun akıbetlerine dairdi. Oniara “İstanbul’un dört devletin askerî işgali altında olduğunu, İzmir’in ta Bursa’ya kadar Yunanlılar tarafından istila edildiğini, Adana’dan henüz Fransızların el çekmediğini, Urfa’da, Antep’te kanlı olaylar cereyan etmekte olduğunu haber veriyor ve her birinin yüzüne ayrı bir dikkatle bakıyordum. Hiçbirinde ne hayret ne dehşet ne de alelade bir alaka izine tesadüf etmedim. Ateşin içinden henüz çıkmış olan Mehmet Ali bile artık bunları geçmiş zamana ait bir masal gibi dinliyordu.”

1. Yaban romanından alınan parçadaki zamirleri bulup zamirlerin cümledeki işlevlerini belirleyiniz.Yaban romanından alınan parçadaki zamirler ve işlevleri:

• Bizim: Kişi zamiri
• Orada: İşaret zamiri
• Onun: İşaret zamiri
• Onlara: Kişi zamiri
• Birinin: Belgisiz zamir
• Hiçbirinde: Belgisiz zamir
• Bunları: İşaret zamiri

2. Aşağıdaki cümlelerde yer alan dönüşlülük zamirlerinin hangi kişi zamiri yerine kullanıldığım tabloda ilgili bölüme işaretleyiniz.

3. “O” kelimesini aşağıdaki tabloda verilen görevlerine uygun birer cümlede kullanınız.

İşaret zamiri, Okuyacaksan onu kitaplığa bırakır mısın?
Kişi zamiri, Kardeşinin sınavı kazanması onu çok mutlu etmişti.

Kitabın tüm cevapları burada... 9. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Cevapları Ödev Yayınları

Sayfa 163

4. Aşağıdaki cümlelerde yer alan belgisiz sıfatları, belgisiz zamir olarak birer cümlede kullanınız.

5. Aşağıda verilen cümlelerde altı çizili kelimelerin türünü işaretleyiniz.

6. Aşağıdaki parçada noktalama yanlışlarını bulunuz, bulduğunuz bu yanlışları düzeltiniz.

“Eşiklerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz çocukların, ellerinde ekmek kabuğuyla ve çerden çöpten yapılmış oyuncaklarla, ağır ağır, düşünerek ve gülmeden oynadıkları bu evlerin arasında kendi evimi ararım ve âdeta güç bulurum; çünkü bunların hepsi benim evim gibidirler.”
Cevap: “bulurum; çünkü” noktalı virgül yerine virgül gelmelidir: “bulurum, çünkü” şeklinde yazılmalıdır.

“Eşiklerinde soluk yüzlü, çıplak ayaklı, ürkek ve sessiz çocukların, ellerinde ekmek kabuğuyla ve çerden çöpten yapılmış oyuncaklarla, ağır ağır, düşünerek ve gülmeden oynadıkları bu evlerin arasında kendi evimi ararım ve âdeta güç bulurum, çünkü bunların hepsi benim evim gibidirler.”

Sayfa 164

ETKİNLİK

Okuduğunuz bir romanın bir kesitini, bakış açısını ve anlatıcısını değiştirerek yeniden yazınız.
Cevap: Dostoyevski’nin Suç ve Ceza adlı romanından bir kesit aldık. Bu kesitte ilahi bakış açısı kullanılıyor. Biz ise değiştirerek kahraman bakış açısıyla yeniden yazdık.

Orjinal Kesit (Özet): Raskolnikov, yaşadığı suçluluk duygusuyla yatağında uzanıyordu. Odaya annesi geldi, oğlunun bu halini gördü ve endişelendi. Raskolnikov, annesine bakarak içini döktü.

Değiştirilmiş hali: “Yatağımın üzerinde uzanırken suçluluk duygusunun ağırlığı beni ezdi. Annemin odaya girdiğini duydum ve endişeli gözlerle bana baktığını gördüm. Ona ne söyleyeceğimi, nasıl bir açıklama yapacağımı bilmiyordum.”

Bakış açısı veya anlatıcı değişikliğinin romanın içeriğini ve anlatımı nasıl etkilediğini değerlendiriniz.
Cevap: Bakış açısı veya anlatıcı değişikliği, okuyucunun hikayeyi algılamasını ve karakterlere empati kurmasını etkiler. Farklı bakış açıları, hikayenin tonunu, derinliğini ve okuyucuyla olan bağını değiştirir.

Sayfa 166

ETKİNLİK

Belirlediğiniz bir konuda hazırlıklı konuşma uygulaması yapınız.

Konu: Dostluk

Giriş: Merhaba sevgili dinleyiciler, bugün hepimizin hayatında büyük bir öneme sahip olan, belki de var olmamızın en büyük sebeplerinden biri olan “dostluk” konusunu ele alacağım.

Gelişme: Dostluk, hayatımızın her anında yanımızda olan, bizi iyi ya da kötü günlerimizde destekleyen kişilere verdiğimiz isimdir. Gerçek dostlar, sadece güzel günlerimizde değil, zor anlarımızda da yanımızda olurlar. Onlarla güzel anılar biriktiririz, bazen üzülür, bazen kahkahalarla güleriz. Ancak dostluk sadece güzel anılar biriktirmek değil, birbirimizin sorunlarına çözüm aramak, birbirimize destek olmak demektir. Dostluk, hayatta kazandığımız en değerli hazinelerden biridir.

Sonuç: Son olarak, dostlukları değerli kılan şey, onların samimiyeti ve içtenliğidir. Gerçek dostlar, zaman ve mekân tanımazlar. Onlar her zaman yanınızdadırlar. Hayatınızda böyle dostluklara sahipseniz kendinizi şanslı sayın. Ve unutmayın, gerçek dostluklar para ile satın alınamaz, onlar kalpten gelir ve kalpte yaşarlar.

Teşekkür ederim.