11. Sınıf Ekoyay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı On Üçüncü Mektup Cevapları
11. Sınıf Ekoyay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 150 Cevabı
Bayram geleneklerimizi hatırlayıp sınıfınızda arkadaşlarınıza anlatınız. Bu geleneklerin önemi hakkında gruplar oluşturarak belirlenen kısa süreler içinde düşüncelerinizi belirtiniz.
Cevap: Ramazan ya da Kurban hiç fark etmez, bayram denince akla gelenekler gelir. Hazırlıklar günler öncesinden başlar, büyük küçük herkesi bir heyecan sarar ve yüzyıllık bayram gelenekleri yeniden hayat bulur.
Her bayram öncesi büyük küçük herkesi tatlı bir telaş alır. Günler öncesinden başlayan hazırlıklarla memlekete bir anda bayram havası yayılır. Küslüklerin bittiği, kavgaların son bulduğu ve eş, dost, akraba herkesin bir araya geldiği bayramlar her yıl yeni heyecanlarla hayatımızı renklendirir. Bu yüzden bayram denince insanlarda bir umut, memlekette barış havası esmeye başlar.
11. Sınıf Ekoyay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 152 Cevabı
1. Okuduğunuz metinde geçen “sefa”, “bohça”, “tertip etmek”, “cana can katmak” gibi kelime ve kelime gruplarının anlamını metnin bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahminlerinizi sözlükten kontrol ediniz.
- sefa:kaygısız ve sakin olma, gönül rahatlığı, rahatlık
- bohça: içine çamaşır, giysi gibi şeyler konulup sarılan ya da bağlanan dört köşe kumaş
- tertip etmek:hazırlamak, düzenlemek.
2. Okuduğunuz metnin konusunu açıklayınız.
Cevap: Bayram günlerinde çocukların yapmaları gerekenler
3. Okuduğunuz metnin ana düşüncesini ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.
Cevap: Bayram günleri çocukların mutlu olmaları yapmaları gereken şeyler
Yardımcı düşünce olarak bayram geleneklerimiz, çocukların yapmaları gerekenler, ailelerin yapmaları gerekenler
4. Okuduğunuz metnin tür özelliklerini belirleyiniz.
Cevap: Karşılıklı konuşma şeklinde yazılan bu metin SOHBET türüne örnektir.
11. Sınıf Ekoyay Yayınları Türk Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı Sayfa 153 Cevabı
5. Okuduğunuz metinde yazara özgü dil ve anlatım özellikleri nelerdir? Belirlediğiniz özellikleri, metnin türü ile ilişkilendiriniz.
Cevap: Yazar gündelik hayatın dilini yazısına aktarmıştır. Bundan dolayı sanki arkadaşıyla veya çocuklarla konuşurmuş gibi bir dil kullanır. “Aman ha!, Haydi göreyim bakayım” gibi kullanımlardan bunu çıkarabiliriz.
6. Okuduğunuz metin türünün gelişiminde, Türk yazılı kültürünün ve ülkemizdeki toplumsal–teknolojik değişimlerin ne tür etkileri olmuştur?
Cevap: Türk yazı kültüründe özellikle Tanzimat edebiyatı ve bu dönemdeki batılılaşma hareketlerinin büyük etki ve değişimi görülür. Tanzimatla beraber yazı kültürümüze giren Gazete ve gazete etrafında kendini geliştiren yeni türler olan makale, fıkra, deneme, sohbet gibi türler gittikçe yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Bu yazının türü olan sohbet yazıları da böyle bir ortamda ortaya çıkmıştır.
7. Metnin yazıldığı dönemdeki bayram geleneklerimiz ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Arife günü hamamlar sabah kadar açık ve tıklım tıklım olur, şekerciler de geç saatlere kadar çalışırdı. Ramazan ayı arifesinde kapatılan meyhaneler, bayramın birinci günü açılırdı. Meyhane sahipleri müdavimlerinin evlerine bayram sabahı midye veya uskumru dolması gönderirdi.Evlerde Ramazan ayının ortasında başlayan bayram hazırlıkları, ev temizliği ile başlardı. Yeni giysiler alınır veya dikilmeye başlanır, pırıl pırıl ayakkabılar bayram sabahını beklerdi. Bayramda gelecek misafirler için yemekler, ikram edilecek şekerler, kolonyalar alınırdı. Bayram günü geldiğinde, önce bayram namazına gidilir, ardından mezarlıklar ziyaret edilirdi. Bayram namazını kadınlar da cami etrafındaki pencere ve damlardan izlerdi. Ardından evde topluca yemek yenir, bayramlaşma faslı başlardı. Eller öpüldükçe bayram harçlıkları toplanırdı. Çocuklara çeşitli hediyeler verilir, kapıya gelen davulcu, bekçi, çöpçü gibi kişiler de bahşiş toplardı.
8. Okuduğunuz metinle ilgili yapılan aşağıdaki değerlendirmeyi okuyunuz. Kendi yorumlarınızla karşılaştırınız.
“Edebiyatımızda yaşadığı çevreyi, şehri, gündelik hayatı yazıya dökme alışkanlığı yaygın olmadığı
için Ahmet Rasim’in Şehir Mektupları’ndaki tanıklığı daha da değer kazanıyor. Ancak bu yazıların hem
yayımlandığı günlerde hem edebiyat tarihi içinde kazandığı ünde Ahmet Rasim’in dilinin de büyük payı
olduğunu söylemeliyiz. Sokağın, devlet dairelerinin, gazete idarelerinin, eğlence mekânlarının, ev içlerinin,
çocuk oyunlarının dilini bütün renkleriyle yakalayıp aktarabilen bu canlı ve kıvrak dille Ahmet Rasim,
gördüklerini anlatmayı ve en sıradan olayların hikâyesini bile tatlı tatlı dinletmeyi bilir.” (Handan İnci,
Ahmet Rasim, Şehir Mektupları)
9. Günümüzde de çocuklara bayram öncesi kıyafet alınıyor mu, bayramlarda harçlık veriliyor mu? Gözlemlerinizi anlatınız.
Cevap: Evet veriliyor, hatta çocukların en çok mutlu oldukları an hem hediye adlıkları hem de harçlık toplayabildikleri bu anlardır.Çünkü bayram çocukları sevindirmenin bir diğer adıdır.
10. Yazarın çocuklara duyduğu sevgi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Cevap: Yazar çocukların mutlu olmasını istemektedir. Onlara sevgi dolu bir yaklaşımı hemen hissedilir. Onların küçük isteklerinin yerine getirilmesi gerektiğini düşünerek ailelere seslenir.
11. Metinden, bildiğiniz oyuncakları ve yiyecekleri belirleyiniz. Bunlardan yola çıkarak metnin yazıldığı dönemin, sosyal ve kültürel koşullarıyla ilişkisini değerlendiriniz.
Cevap: Kuru üzüm, fındık, horoz şekeri, Şam fıstığı, mandalina, kestane, Ballıbaba tatlısı, kozhelvası gibi yiyecekler ile Dönme dolap, salıncak, atlıkarınca, feleğin merkebi, mercanın atı, top, macuncu fırıldağı gibi oyuncaklar yer alır. Bu oyuncak ve yiyecekler o dönem insanının yaşantısını ve kültürünü bizlere sunar.
Kaynak:Eğitim Sistem
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.