10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Sayfa 256-257-258-259 Cevapları Öğün Yayınları
Metni Anlama ve Çözümleme
1. Okuduğunuz metinden alınmış aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili kelime ve kelime gruplarının anlamını metindeki bağlamından hareketle tahmin ediniz. Tahmininizi kaynaklardan yararlanarak kontrol ediniz.
Zavallı anneciğim, babamın hastalıklarıyla uğraşmaktan başını kaşıyacak, etrafına bakacak vakit bulamadığı sırada bile kaç kere bu hâllerimi görüp -sanki ben de tehlikeli bir hastalığa tutulmuşum gibi- telâş ve endişeye düşmemiş miydi?
Uğraşmak: Çabalamak.
hal: durum
başını kaşıyacak vakit bulamamak: Boş vakti olmamak
endişe: kaygı
2. Anının ilk örneği Eski Yunan’da Ksenophon’un (Senefon) yazdığı Anabasis’tir. Rönesans ile birlikte anı, Batı’da gelişimini artırmıştır. 18. yüzyılda Rousseau (Russo), Saint-Simon (Sen-Simon), Goethe (Göthe); 19. yüzyılda Victor Hugo (Viktor Hügo), Stendhal (Sitendal), Tolstoy anı türünde eserler yazmışlardır. Bu kısa bilgiyi de dikkate alarak anı türünün ortaya çıkmasında sözlü ve yazılı kültürün, toplumsal değişimlerin ve etkileşimlerin, yayın organlarının ve teknolojinin etkisini tespit ederek anı türünün ortaya çıkışı ve tarihsel dönemle ilişkisini belirleyiniz.
Cevap: Bilim, sanat, politika alanında ün yapmış kişilerin başlarından geçen önemli olayları yahut yaşadıkları dönemin önemli olduğunu düşündükleri özelliklerini gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları edebi türdür. Anı’nın eski karşılığı ‘hatıra’dır. Edebî bir tür olarak anı, bir kişinin aklının erdiği dönemden itibaren görüp yaşadığı, kendisi ve toplum için önemli gördüğü olayları ve durumları belli bir sistem içinde yazıya döktüğü, genellikle, otobiyografik metinlerdir. Anıya konu olan olaylar ve kişiler gerçek olduğu için yazar bunları değiştiremez.Ancak anıyı sıkıcı bir anlatımdan yüzde yüz objektiflikten ve belgesel bir kimlikten kurtarmak için araya yeri geldikçe izlenime dayalı yorumlar da katmak gerekir.
3. Özümüzde bir iz bıraktığı için unutulmayan ve anılmaya değer bulduğumuz olayları anlatan yazı türünün anı olduğunu düşünerek okuduğunuz metin ile metnin konusu, amacı ve hedef kitlesi arasındaki ilişkiyi belirleyiniz.
konu: Yazarın çocukluk anılarından bir kesit sunması
amaç: Okuruna nasıl bir çocukluk yaşadığını anlatma ve eserlerinde çocukluğun izlerini gösterme
hedef kitle: Tüm okurlar müfredata göre ise 10. sınıf öğrencileri
4. Ana düşünce, parçada yazarın okuyucuya vermek istediği mesajdır. Ana düşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlayan, onu daha belirgin hâle getiren, işlediği konunun sınırlarını çizen düşüncelere de yardımcı düşünce denir. Buna göre siz de okuduğunuz metnin ana düşüncesi ve yardımcı düşüncelerini belirleyiniz.
Ana düşünce: Yazarın çocukluğunda yaşadığı anne ve babasıyla olan ilişkileri ve bu ilişkilerin kendisinde nasıl derin izler bıraktığını anlatması
Yardımcı düşünce: Çocukluğunda anasının davranışları, babasını kaybetmesi, ilk okul yılları
5. Anlatımı gerçekleştirirken başvurulan yöntemlere anlatım biçimleri denir. Siz de okuduğunuz metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirleyiniz.
Öyküleme: Yazar anı türünde yazdığı için öyküleme türünden faydalanmaktadır.
Betimleme: Burada yazarın özellikle kitap satıcılarını başarılı şekilde betimlediğini görürüz.
6. Bazı metin türlerinde resim, karikatür, fotoğraf, çizim, grafik, tablo, diyagram, istatistiksel veri gibi unsurlar, metnin anlatımına katkı sağlayarak metni daha anlaşılır kılar. Siz de okuduğunuz metnin görsel unsurlarla ilişkisini belirleyiniz.
Cevap: Metnin görselini incelediğimizde yazarın orta yaş sonrası 50 li yaşlarındaki bir fotoğrafı yer alır bu da bizlere zamanın nasıl yazarı olgunlaştırdığını göstermesi bakımından önemlidir.
7. Okuduğunuz metnin cümle yapısını, varsa deyimleri, kelime kadrosunu, söz sanatlarını, akıcılık, nesnellik, öznellik, duygusallık, coşkunluk gibi hususları dikkate alarak metnin üslup özelliklerini belirleyiniz.
Cevap: Yazar akıcı, sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Anı türünde yazarken amaç okura ağır süslü bir dille seslenmek değil sade günlük yaşamdan alınan bir dil ile seslenmektir.
8. Okuduğunuz metinde, metnin yazıldığı dönemin gerçekliğini yansıtan unsurları ve metnin dönemin gerçekliğiyle ilişkisini tespit ederek metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal ve tarihî öğeleri belirleyiniz.
Cevap: İçerik toplumun yapısıyla uyumludur. O dönemlerde günümüzdekine benzer şekilde olan anne baba ilişkisinin okul hayatının bir çocukta bıraktığı izler toplumun nasıl şekillendirdiği anlatılmaktadır.
9. Okuduğunuz metinde ortaya konulan bilgileri ve görüşleri; gerekçe, kanıt, tutarlılık, geçerlilik, doğruluk açısından değerlendirerek metinde ortaya konulan bilgi ve yorumları tespit ediniz.
Cevap: Metinde yazarın yaşamı incelenirse babasını genç yaşta kaybettiği kanıtlanabilir. Bu bakımdan metin gerçekçilik bakımından değerlendirmeye açıktır.
10. Okuduğunuz metinde yazarın konuyu hangi açıdan ele aldığını, yönlendirme yapıp yapmadığını, taraf olup olmadığını, öznel veya nesnel davranıp davranmadığını tespit ederek metinde yazarın bakış açısını belirleyiniz.
Cevap: Bence yazar yönlendirme yapmamaktadır. Çünkü amacı okurun okuma konusunda kendi serüveni hakkında bilgi edinmesine yardımcı olmaktır. Bu bakımdan kimi yerde öznel davransa da nesnel bir bakış açısı ağır basmaktadır.
11. Okuduğunuz metni ve yazarın biyografisini de dikkate alarak yazar ile metin arasındaki ilişkiyi değerlendiriniz.
Cevap: Metin yazıldığı dönemin gerçekliğini özellikle aile bağları ve sonrasındaki okul yıllarının izlerinin bir ömür boyu kendisini etkilediğini topluma ait kültür ortamı üzerinden olduğu gibi aktarmaktadır.
12. Türk edebiyatındaki bildiğiniz anı yazarlarını ve eserlerini yazınız.
- Namık Kemal: Magosa Mektupları
- Ziya Paşa: Defter-i Amel
- Ahmet Mithat Efendi: Menfa
- Muallim Naci: Ömer’in Çocukluğu
- Ahmet Rasim: Eşkal-i Zaman, Falaka, Muharrir Şair Edib
- Halit Ziya Uşaklıgil: Kırk Yıl, Saray ve Ötesi
- Hüseyin Cahit Yalçın: Edebi Hatıralar
- Yakup Kadri Karaosmanoğlu: Zoraki Diplomat, Vatan Yolunda
- Halide Edip Adıvar: Türkün Ateşle İmtihanı
Hüseyin Cahit Yalçın’ın İlk Çocukluk adlı metniyle Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bir Ruh Krizi adlı metnini aşağıdaki tabloda verilen ölçütlere göre karşılaştırınız.
Ölçüt | İlk Çocukluk | Bir Ruh Krizi |
Konu | Yazarın çocukluk yılları ve okumaya olan merakının nasıl geliştiği | Yazarın çocukluk anılarından bir kesit sunması |
Ana Düşünce | Okurlara okuma sevgisi aşılanması | Okuruna nasıl bir çocukluk yaşadığını anlatma ve eserlerinde çocukluğun izlerini gösterme |
Anlatım Biçimi | Yazar anı türünde yazdığı için öyküleme ve betimleme türünden faydalanmaktadır. | Yazar anı türünde yazdığı için öyküleme ve betimleme türünden faydalanmaktadır. |
Üslup | Yazar akıcı, sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Anı türünde yazarken amaç okura ağır süslü bir dille seslenmek değil sade günlük yaşamdan alınan bir dil ile seslenmektir. | Yazar akıcı, sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Anı türünde yazarken amaç okura ağır süslü bir dille seslenmek değil sade günlük yaşamdan alınan bir dil ile seslenmektir. |
Edebî Akımların Yansıması | Realizmin ve romantizmin etkileri vardır | Realizmin ve romantizmin etkileri vardır |
İleti | Okurlara okuma sevgisi aşılanması | eserlerinde çocukluğun izlerini gösterme |
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bir Ruh Krizi adlı metninden alınan aşağıdaki parçada geçen cümlelerin çeşitlerini bulunuz. Bunların işlevlerini belirleyiniz.
Size anlattığım bu devre, sanırım ki, çocukluk hayatımın en kesin dönüm noktalarından biridir. Kaç zaman sürdüğünü pek tayin edemediğim bu devreden sonra, huyum yavaş yavaş değişmeye başlayacaktır. Eski usluluğum, eski nazlılığım yavaş yavaş sinsi bir yaramazlığa, sinsi bir haytalığa dönme emarelerini gösterecektir. Daha doğrusu, içerimde birbirine zıt iki hüviyet, iki benlik hasıl olacak ve bir çatı altında, bir yatakta, yan yana, burun buruna yaşamağa mecbur ayrı mizaçlı, ayrı karakterli iki kardeş gibi birbiriyle durmadan çatışacak; kâh birinin ettiğinden öbürü, kâh öbürünün eylediğinden beriki sıkılacaktır.
Cevap: Sıralı cümleler ile açıklayıcı cümleler vardır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Bir Ruh Krizi adlı metninden alınan aşağıdaki parçada geçen altı çizili kelimelerin yazımını kontrol ederek doğru yazılıp yazılmadıklarını belirtiniz.
Lâkin, sekiz yaşında ya var, ya yok basit bir çocuk ruhu üzerinde bu kadar derin tahlillere girişmeye ne hacet? Hem bu (ikilik) in bende babamın ölümüyle beraber başladığını kim iddia edebilir? Sözün doğrusunu söylemek lâzım gelirse, ben, asıl Çaybaşı ilkokuluna girdikten ve ders saatlerinde Mıstafendi Hocanın rahlesi önünde diz çöküp kafa sallayan, paydos saatlerinde mektep avlusunu çekirge istilâsına uğramış bir tarlaya çeviren haşarı çağdaşlarımın arasına katıldıktan beri değil midir ki farkına varmaksızın her gün biraz daha eğriliyor, bükülüyor, her gün biraz daha iki parçaya bölünüyordum? Annemin, limonlukta bir narin fidan yetiştirir gibi bin ihtimamla işlemeye çalıştığı benliğim o kıraç yere gide gele her gün biraz daha hüdainabitliğe yüz tutmamış mıydı?
Cevap: hüdainabitlik: yanlıştır doğrusu hüda-i nabitlik olmalıdır / lazım: doğrudur / ya var, ya yok: yanlış çünkü virgül konmaz.
Hüseyin Cahit Yalçın’ın ilk Çocukluk adlı metninden alınan aşağıdaki parçada geçen noktalama işaretlerinin hangi amaçla kullanıldığını belirtiniz.
Yaylalarda, ormanlarda, kırlarda gezer, koşar, tehlikelere atılır, derin derin yaşardım. Şimdi çocukluğumu düşünürken kafamın, ruhumun ve bedenimin koşut ve uygun olarak gelişmiş olduğunu görüyorum. Hiçbir zaman yitirmediğim dengemi bu güzel rastlantıya borçlu olduğumu anlıyorum.
Bir gün, ansızın içimde garip bir istek canlandı. “Ben de bir şey yazayım” dedim ama daha bunu düşünürken utandım, vazgeçtim. Öyleyken içimdeki daha güçlü bir şey, bu tasarıdan bir türlü vazgeçmiyordu. Dileğim güçlendikçe, “Ben nasıl yazabilirim?” diyerek onu susturmaya çalıştım. Sonunda bir gün, kurşun kalemini elinde buldum. O, bana başkaldırmış durumda, kendi kendine, ne olursa olsun bir şey doğurmak istiyordu. Yeşil Serez Ovası’nın uzaklıklarında Tahyanos Gölü parladı: İşte konu. Okuduğum eserlerden aklımda kalmış bir cümle ile “Afitâb-ı cihân-tâb tulü etmiş…” (Dünyaya sıcaklık ve ısıveren güneş doğmuş…) diye başladığımı hatırlıyorum. Yazık ki (!) bu üstün eserin müsveddesi yırtılmıştır.
Ünlem: Heyecan bildiren ifadeleri göstermek için kullanılmıştır.
Nokta: Biten ifadelerden sonra kullanılmıştır.
Tırnak işareti: Özellikle vurgulanmak istenen ifadeleri göstermek için kullanılmıştır.
YAZMA ÇALIŞMALARI
1. Hazırlık
Aşağıda belirtilen çalışmaları ve ünite genelinde öğrendiklerinizi de dikkate alarak siz de bir anı örneği yazınız.
a) Anılar, geçmişte yaşananlara sanatsal, siyasal ve bilimsel açıdan ışık tutmaları açısından önem taşıdıkları için siz de bu kriterleri göz önüne alarak ilgi çekici bir konu tespit ediniz.
b) Yazacaklarınız yeni nesillere ders verici, onları iyiliklere özendirici olmalıdır.
ANI ÖRNEĞİ
Köy çocukları iyi bilirler, hele de eskiler. Çocukluğumda, bana da diğer tüm çocuklar gibi, sadece kara lastik ayakkabılar alınırdı. Hatta bu ayakkabıların da iki numara büyüğü alınır, böylece 4-5 yıl o ayakkabıyı giymemiz sağlanırdı. Doğrusu hasrettik spor ayakkabılara. Ancak televizyonlardan görür, ”Ahh, acaba bizim de olur mu bir gün?” diye iç geçirirdik. İlkokul 4. sınıf öğrencisiydim.
Babam o zamanlar İstanbul’a gider, dört beş ay kadar çalışır sonra bir süreliğine dönerdi. Bu dönüşlerden birinde bana sonsuz bir mutluluk yaşatmıştı. Gelen hediyelerden birisi de beyaz bir spor ayakkabıydı. O günkü mutluluğumu, belki de ömrüm boyunca hiç yaşamadım. Hatta öylesine abartmıştım ki ilk gece spor ayakkabımı giyip öyle uyumuştum. Sonraki gün, hemen sokağa fırlamış, kim var kim yok ayakkabımı göstermek için can atıyordum.
Sanki memleketin en yakışıklı, en karizmatik erkeği benmişim gibi… Sonrasında ne mi oldu? Bir ay sonra ayakkabıda hal kalmadı, yanlardan atmaya başladı. Anladım ki spor ayakkabı, biz dağ taş gezen köy çocukları için uygun değilmiş. Kara lastik ayakkabılarımıza tekrar döndük ve uzun yıllar mutlu mesut yaşadık onlarla.
2. Planlama
a) Anlatacaklarınızı hangi sırayla ve nasıl anlatacağınızı belirleyiniz.
b) Yazacağınız anı; ders verici, özendirici, duygusallıktan uzak ve gerçekçi olmalıdır. İyi hatırlanmayan olayları, bilgileri yazıya almayınız. Abartılı anlatımdan sakınınız.
c) Kısa, ilgi çekici bir başlık bulunuz.
3. Taslak Metin Oluşturma
a) Taslak metninizi oluşturunuz.
b) İyi bir anlatımda bulunması gereken açıklık, akıcılık, yalınlık, duruluk gibi özellikleri dikkate alınız.
c) Anınızı kaleme alırken kip ve zaman kullanımında mutlaka bir uyum olmasına dikkat ediniz.
ç) Yazdığınız metni yazım, noktalama yönünden kontrol ettikten sonra varsa anlatım bozukluklarını düzeltiniz.
B. Uygulama
Son şeklini verdiğiniz metninizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
SÖZLÜ İLETİŞİM ÇALIŞMALARI
A. Sözlü İletişim Tür ve Tekniklerini Tanıma
Hayatınızda bir önemli bir yer tutan ve anılmaya değer bulduğunuz bir anınızı sınıf ortamında arkadaşlarınıza anlatınız.
B. Uygulama
Arkadaşlannızın anlattıkları anıları dinlerken aşağıdaki bilgileri göz önünde bulundurunuz.
Etkili Dinleme Davranışları
1. Konuşma sırasında karşıdaki kişinin tepkilerini izlemek,
2. Konuşmacının sözünü kesmeden dinlemek, olumlu ve olumsuz fikirleri dile getirmek,
3. Konuşmacının konuşması bittikten sonra söze başlamak,
4. Yargılamadan dinlemek,
5. Dinlerken konuşan kişiye bakmak,
6. Dinlerken yüz ifadesi ve beden dili ile anlatılanlara uygun işaretler vermek,
7. Dinlerken başka bir işle, kişiyle ya da nesneyle ilgilenmemek,
8. Dinlediğini belirten kısa sorular sormak,
9. Konuşan kişinin karşısında, sıkılgan tavırlar içerisine girmemek.
Etkili Dinleme ve Anı Paylaşımı
Bir yaz tatilinde ailemle birlikte doğa yürüyüşü yapmıştık. Ormanın içinde yürürken kuşların cıvıltısını duyuyorduk. Yemyeşil ağaçlar arasında ilerlerken, bir açıklığa çıktık ve önümüzde büyülü bir göl vardı. Gölün yüzeyi sakin ve berraktı, etrafı dağlarla çevriliydi. Güneş batarken gölün üzerinde yansıyan renkler o kadar güzeldi ki, anı hafızamda sonsuza kadar kaldı. O anın huzurunu ve doğanın güzelliklerini paylaşmak istedim.
Etkili Dinleme Çalışmaları:
- Dinleme Tekniği: Empati kurarak dinleme tekniğini tercih ettim.
- Konu ve Ana Düşünce: Anımda doğa yürüyüşü ve göl manzarası ana konuydu.
- Konu Akışı: Anımdaki olayları sırayla anlattım.
- Soru Sorma: Arkadaşlarımdan anımla ilgili sorular aldım.
- Özetleme: Anımdaki detayları özetledim.
- Doğrulama: Anımdaki bilgileri daha önceki deneyimlerimle karşılaştırdım.
- Tutarlılık Kontrolü: Anımdaki olayların tutarlılığını düşündüm.
- Açık ve Örtük İletiler: Anımda doğanın güzellikleri ve huzuru örtük olarak iletiliyordu.
Bu etkili dinleme çalışmaları, anımı daha iyi ifade etmeme yardımcı oldu.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.