Uzay kirliliğinin yol açabileceği sonuçlar nelerdir
Ödev cevabı kısaca,
Şimdilik uzay kirliliğinin insanların günlük yaşamlarına doğrudan bir etkisi yoktur. Bu nedenle genellikle göz ardı edilen ya da unutulan bir sorun olmuştur. Yörüngedeki uyduların büyük bir kısmının ömrü tükenmiştir. Bu uydular, şu anda uzayda başıboş dolanmaktadırlar. Tüm bu işe yaramayan cisimler, roket parçaları, ölü uydular, yakıt tankları ve uzay aracı artıkları günümüzde Dünya çevresinde dolanan bir çeşit hurda yığını oluşturmuştur. Bugün uzay araştırmaları tüm hızıyla sürmektedir. Yörüngedeki bu hurda yığını da aynı hızla büyümeye devam etmektedir.
Ödev cevabı çok kısa,
Uzay kirliliği, uzayda biriken artık ve atıkların oluşturduğu bir sorundur. Bu kirlilik uzay araçlarına ve uzay istasyonlarına zarar verebilir, çarpışma tehlikesi yaratabilir, yörünge kirliliği oluşturabilir ve gelecekteki uzay keşiflerini tehdit edebilir. Bu nedenle uzay kirliliğiyle mücadele önemlidir.
Uzay kirliliği son 40 yılda ortaya çıkan bir sorundur. Dünya’ya yakın yörüngelerde dönen uydular için bir başka tehdit de uzay kirliliğidir.
Uzay kirliliğinin sonuçları,
- Uzayda bulunan uydulara zarar verebilir,
- Dünyaya inerek insanlara çarpabilir,
- Astronotların rahat çalışmasını engelleyebilir,
- Uzay mekiklerinin zarar görmesini sağlayabilir,
- Uzayda sağlıklı görüntü alınmamasını sağlar,
- Görüntü alanının engellenmesini sağlar.
Dünya’nın çevresinde, değişik yörüngelerde dönen ve artık herhangi bir işlevi olmayan, insan yapımı cisimlerin tümü, uzay kirliliği olarak adlandırılır. Bunların arasında ömrünü tüketmiş uyduların yanı sıra roketlerin uzaya bırakılan üst aşamaları ve yörüngede oluşan patlamaların artıkları vardır. Uzay kirliliğinin şimdilik insanların günlük yaşamlarına doğrudan bir etkisi yoktur. Bu nedenle de genellikle göz ardı edilen ya da unutulan bir sorun olmuştur. Hatta insanların büyük bir bölümü böyle bir sorunun varlığından bile habersizdir.
Ancak eğer önlem alınmazsa, uzay kirliliği önümüzdeki 25-30 yıl içinde uzay araştırmaları açısından çok ciddi bir sorun olacaktır. Denebilir ki uzay kirliliği sorunu, insan yapımı ilk uydu Sputnik I’in, 4 Ekim 1957’de fırlatılmasıyla ortaya çıkmıştır. Sputnik I yörüngede üç ay kalmıştır, ama çalışma süresi daha kısadır; yalnızca üç hafta. Bu yüzden de uzay çağını açan Sputnik I, gerçekte uzay kirliliğine güzel ve somut bir örnektir. Ömrü tükenen uydu Dünya’nın çevresinde, yüksek bir hızla boş yere iki aydan fazla dönüp durmuştur. Sonra da Dünya’ya düşmüştür.
Sputnik I’den günümüze değin geçen 40 yıl içinde uzay araştırmaları alanında çok sayıda ve çok önemli gelişmeler yaşandı: Ay’a, Mars’a ve Venüs’e sondalar, uzay araçları gönderildi, Ay’a inildi, Mars’ın çevresine uydular yerleştirildi, Jüpiter’e, Satürn’e, asteroidlere, kuyrukluyıldızlara hatta Güneş sisteminin dışına uzay araçları yollandı, değişik amaçlı binlerce uydu Dünya’nın çevresine yerleştirildi, uzay istasyonları kuruldu, farklı dalga boylarında uzayı inceleyen uzay teleskopları yörüngeye yerleştirildi.
Tüm bunları gerçekleştirmek için dört binden fazla, çok aşamalı roket uzaya gönderildi. Bunların üst aşamaları hep uzaya bırakıldı. Bu yolculuklar sırasında kimi zaman roketlerde, kimi zaman da taşıdıkları yüklerde patlamalar oldu; patlamaların enkazı uzaya yayıldı. Yörüngedeki uyduların büyük bir bölümünün ömrü tükendi; şu anda başıboş dolanıyorlar.
Tüm bu işe yaramayan cisimler, roket parçaları, ölü uydular, yakıt tankları ve uzay aracı artıkları, günümüzde Dünya çevresinde dolanan bir çeşit hurda yığını oluşturdular. Bugün uzay araştırmaları tüm hızıyla sürüyor. Yörüngedeki bu hurda yığını da ne yazık ki giderek büyüyor.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.