Tek Formül Var: Bu işin peşini asla bırakmamak
Eğitim Danışmanı Umut Şahin MEB’in kararı ve son gelişmeleriyle ilgili dikkat çekici tespitlerde bulunuyor:
“ MEB, ‘2013 SBS’ye giren tüm öğrencilerin sonuçları yeniden değerlendirildi, 4 öğrencinin puanının bir üst okula, 99 öğrencinin ise bir alt puanlı okula yettiği belirlendi’ demişti.
Yeterli bir açıklama değil. Yaşanan güven kaybını derinleştirmektedir. Bakanlık değişen sıralamaları, tüm adayların görebileceği bir link ile ispat bulacak şekilde ilan etmemiş, yaşanan onca güven kaybından sonra sadece 4 öğrencinin tırmandığına bunun da 99 öğrencinin düşüş yaşamasına sebep verdiğine dair bir açıklamayla yetinmiştir. Yani söylenen, sıralamalarda oluşan değişim hakkında değil, bu değişimin yerleştirme sonuçlarına ne kadar tesir ettiği yönündedir. Bu kısmın iyi anlaşılması önemlidir.
Bu açıklamanın yeterli olabileceğine belki şu sebeplerden dolayı güven duyabiliriz.
1- Sonuçların hesaplanmasındaki hata sadece 718 aday üzerinden yaşanmıştır. Bu 718 adayın da özel okul öğrencileri olduğu, ana yabancı dil derslerinin İngilizce olmamasından anlaşılmaktadır.
2- Puanları yeniden hesaplanan adayların sayısı, tüm adayları muazzam etkileyemeyecek kadar azdır. Ayrıca bu adayların sıralaması, büyük çaplı adayı etkileyecek kadar geniş bir yelpazede dağılmamışsa, sıralama olarak daha dar bir çapta etki yaratır. Yani 4 öğrencinin tırmanması ve bunun 99 öğrencide olumsuz sonuç doğurması matematiksel olarak makul olabilir. Yapılan hatanın daha fazla yerleştirme sonucunu etkilememesi mümkün olabilir. Ancak bahsedilmeyen ve herhangi bir tercihini kıl payı kazanamadığı için açıkta kalan öğrenciler de olabilir. Bu ancak sınav sonucu yeniden hesaplanan öğrencilerin sayısının alt yüzdelik dilimlerinde ne kadar olduğu sorusunun cevabıdır.
Sıralamadaki değişiklikten bahsedilmiyor
3- “4 öğrenci tırmanınca neden 99 öğrenci düşer ki bu sadece 4 öğrenciyi etkilemez mi veya neden daha fazla tırmanma yok, neden daha fazla düşüş yok?” gibi sorular sorulabiliyor. Matematiksel olarak bunun da izahı var. Örnek olarak, sonuçlar yeniden hesaplanmadan önce Türkiye 718’ncisi olan bir aday 40 kişi tırmanmışsa, 40 kişi sıralamasında birer kişi düşüş yaşıyor. Buna benzer biçimde diğer 3 aday tırmanış gösterirken, toplamda sadece 59 öğrencinin düşüş yaşamasına sebep veriyorlar. Bu belli bir aralıkta olduğu için bu aralığında dışında kalan öğrenciler değişimden etkilenmiyor. 4 ve 99 rakamlarına bu şekilde ulaşmak mümkün. Tabii bu senaryo sadece rakamlara nasıl ulaşılabildiğine dair teorik bir açıklamadan ibaret ve başından beridir söylediğimiz üzere bahsedilen 103 öğrencinin sıralamasından değil, yerleştirme sonucundan bahsediliyor. Yani belki binlerce öğrencinin sıralaması değişmiş ama sadece 103 öğrencinin yerleştirme sonucuna yansımıştır.
4- Sralamalardaki değişimden bahsedilmiyor. Yeniden hesaplamanın sıralamalarda yarattığı değişimden sonra, aslında 4 öğrencinin daha yüksek tercihine, 99 öğrencinin de daha alt tercihine yerleştiğini belirten, nihai durumun salt sözel ifadesi var karşımızda. “koparılan kıyamet o kadar büyük değil merak etmeyin” telkini kokuyor. Özetle, kamuoyunun ikna olmamasını, açıklananın imkânsızlığı veya beklentileri karşılamayacak boyutta olmasına bağlamaya gerek olmayabilir. Yani açıklama gerçekten de var olan durumu yansıtıyor olabilir. Ancak bugüne kadar hata üstüne hata yapılması ve bu saatten sonra kime güvenileceğinin bilinmemesi, yeterli bir sebeptir. MEB’in hata yapması kabul edilemez. Tamam kimse kusursuz değildir ama o zaman hatayı en kısa sürede düzeltmelidir.
MEB açıklamaktan vazgeçti, ama şimdilik…
5- Bakanlık, yeni durumun, bu durumdan etkilenen öğrencilerle iletişim kurularak çözüleceğini belirtmiştir. Yani velilerin konu hakkında adım atmalarına olanak tanıyan bir durum görünmemektedir. Ancak Alo Eğitim hattını arayarak tüm velilerimiz, bilgi edinme yasası gereğince, evlatlarının yeni başarı sıralamalarını “belki” öğrenebilir. Bu başarı sıraları edinilince, bakanlık tarafından açıklanmayan yeni bir durumun yaşanıp yaşanamayacağı bireysel olarak kestirilebilir ama bugün yapılan açıklama bunun da işe yaramayacağını gösteriyor çünkü Bakanlık, sıralamaları açıklamaktan vazgeçti… Ama şimdilik…
Kişisel görüşüm, bu saatten sonra, yeni eğitim hayatlarında rutini yakalamış muazzam kalabalığı geçmişteki huzursuz günlere götürmenin alemi yoktur. MEB’in hatasından dolayı fırsat kazanmış, ama sonuna kadar masum öğrenciler mevcut okullarında eğitim görmeye devam etmelidir. Yeni hak kazanmış öğrencilerin hakları, en kısa süre içinde kendilerine teslim edilmelidir. Büyük ihtimalle olay sadece 103 öğrenci ile sınırlı değildir ki bakanlık listeleri açıklamak istemiyor.
Kaynak:Milliyet
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.