Tarih boyunca Türklerde yönetim anlayışında nasıl bir değişim olmuştur
Tarih boyunca Türklerde yönetim anlayışında nasıl bir değişim olmuş olabilir? Tartışınız.
Türk devletlerinde kağanların unvanları yalnız hanlık egemenliğinin değil, kendilerinin de tanrısal kökenlerini belirtir, Han; “Kut” taşır. Yani kutsaldır. Osmanlılarda da kendilerini Oğuzların Kayı boyundan göstermek geleneği vardır. XIV. yüzyıldaki kayıtlara göre, Osman Bey’e veya babası Ertuğrul Bey’e, beylik (yöneticilik) Selçuklu sultanları tarafından verilmiştir. Egemenlik sembolleri (ferman, bayrak, kılıç, taht, davul) bağışlanması suretiyle Osman Bey, Beyliğin başına geçmiştir. ürkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik anlayışını ise Ulu Önder Atatürk’ün, Haziran 1919 tarihinde yayınladığı Amasya Genelgesi’nde; “Milletin istiklâlini (bağımsızlığını) yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” maddesiyle, milletin iradesinin karar almada temel olduğu düşüncesi belirtilmiştir. Bu anlayış Türk devlet yapısında köklü bir değişim meydana getirmiştir. Çünkü bugüne kadar ki Türk devlet anlayışında milli iradenin karar alma sürecinde temel esas olduğu hiçbir zaman vurgulanmamıştır. Bu görüş 1921, 1924, 1961 ve 1982 tarihli anayasalarımızda “Egemenlik, Kayıtsız Şartsız Milletindir.” şeklinde yer almıştır.
Kök Türk Kağanı Bilge Kağan’ın kardeşi Kül Tiğin ailesini ve kendisini tahta kimin oturttuğunu belirtmektedir? Bu durum kağanların nasıl bir yönetim anlayışı olduğunu göstermektedir?
Tahta oturmasının kaynağı olarak Tanrı’yı gösterir. Böylece tahta Tanrı tarafından oturtulduğunu belirtmek istemiştir. Bunun yanında bu gücü halkını en iyi şekilde idare etmesi için aldığını ve kullandığını söylemiştir.
Kut anlayışına göre yönetme yetkisinin hükümdarın tüm oğullarına geçebilmesi ile taht kavgaları yaşanması arasında nasıl bir bağ vardır?
Hepsinin tahtta hak iddia etmesine neden olan bu anlayış neticesinde devletin hakimiyeti için bitmeyen kardeş kavgaları ve paylaşım savaşları yaşanmıştır.
Tuğ, nevbet, çetr, otağ kelimelerinin anlamlarını sözlükten bulunuz.
- Tuğ: Osmanlı döneminde, padişahın ve vezirlerin başlıklarına takılan, tüylerden ve mücevherlerden yapılmış, püskül biçiminde süs
- Nevbet: Nevbet Osmanlı Devleti zamanında sarayda ve bazı özel yerlerde sabah, ikindi, yatsı zamanlarında çalınan askeri mızıka.
- Çetr: Çetr: Saltanat şemsiyesi
- Otağ: Büyük ve süslü, gösterişli çadır.
Osmanlılarda paralar ve çeşitli eşyaların üzerinde Kayı boyunun damgasının bulunması neyin göstergesidir?
Kayı Boyu simgesini artık hepimizi biliyoruz. 2 ok ve 1 yay figüründen oluşan bu simge, Türk ve Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu sembollerin paraların üzerinde olması devletin köklü geleneğinin ve geldiği yerin sahip olduğu gücün temsil edilmesi ve herkese gösterilmesi anlamına gelmektedir.
Türk devlet yönetiminde hükümdarın görevleri nelerdir?
Genel olarak baktığımızda Kağan, iç ve dış siyaseti düzenlemek, orduya komuta etmek, ülkeyi korumak, Töreyi uygulamak, yüksek mahkemeye başkanlık etmek, Türk kavimleri arasındaki birliği ve dünya hakimiyetini sağlamak, halkın ihtiyaçlarını gidermek gibi görevleri vardır.
Hakanın her sözünün kurultayda kabul edilmemesi neyin göstergesidir?
Çünkü hakan sözü Tanrı buyruğu gibidir. Sorgulanmaz. O her şeyin en iyisini bilir. Töreler bunu gerektirir. Bundan dolayı her söylediği kabul görmektedir.
Divan’da son sözün padişaha ait olmasının nedeni ne olabilir?
Çünkü devlet yönetiminde en önemli söz sahibi iktidarın tek ve en mutlak kişisi padişahtır. Bundan dolayı danışma yeri olan Divan’da en son karar padişahındır.
Meşrutiyet Döneminde kurulan yönetimin demokrasiye uymayan tarafları nelerdir?
Çünkü 1. Meşrutiyet’in en sıkıntılı maddesi padişahın zor zamanlarda meclisi kapatma yetkisini elinde bulundurmasıdır. Halk tamamen iktidarı ve yönetimi elinde tutmadığı için tam demokrasi sayılamaz.
Cumhuriyet yönetimiyle birlikte egemenliğin halka ait olması Türk milletine daha önceden ellerinde olmayan hangi hakları kazandırmıştır?
- Seçme ve seçilme özgürlüğünü
- Demokrasiyi yaşayabilme şansını
- Birey olma özgürlüğünü
- Vatandaş olma ayrıcalığını kazandırmıştır.
Osmanlı Devletindeki yönetim anlayışı ile Cumhuriyet Dönemi yönetim anlayışı arasındaki farklılıklar nelerdir?
Osmanlı Devletindeki yönetim biçimi neydi?
Osmanlı Devleti bir monarşi devletiydi. Ülkede yasama, yürütme ve yargıdan sorumlu olan sadece hükümdardı yani padişahtı. Saltanat ile padişahlık babadan oğula geçiyordu. Yani padişah her hangi bir seçimle hükümdar olmuyordu. Padişahlığı babasından devralıyordu.
Dolayısıyla yönetim demokratik değildi.
Türkiye’deki yönetim biçimi nedir?
Türkiye bir cumhuriyet ülkesidir. Yönetim sistemi olarak parlamenter sistemi kullanmaktadır. Ancak 2019 yılı itibari ile başkanlık sistemi yürürlüğe girecektir.
Parlamenter sistem, güçler ayrılı ilkesinin uygulandığı yani yasama, yürütme ve yargının farklı kollardan yönetildiği bir sistemdir. Yasamadan meclis veya parlamento, yürütmeden başbakan başkanlığında bakanlar kurulu ve yargıdan da ülkenin mahkemesi sorumludur. Bu üç kolu denetleyen ve ülkenin yöneticisi olan ise cumhurbaşkanıdır. Türkiye’de yasamadan TBMM, yürütmeden başbakan başkanlığında bakanlar kurulu ve yargıdan da Anayasa Mahkemesi sorumludur.
TBMM’nin açılışı ve cumhuriyetin ilanı ilk yılından günümüze kadar niçin coşkuyla kutlanmaktadır
Çünkü meclis sayesinde egemenlik kayıtsız şartsız halka geçmiştir. Halk da bu özel günü günümüze kadar şükran ve minnetle anmaya devam etmektedir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.