Takva ne demektir
Sözlükte “korumak, korunmak, sakınmak, saygı göstermek, dindar olmak, itaat etmek, korkmak, çekinmek” anlamlarındaki vikāye masdarından türeyen takvâ kelimesini Seyyid Şerîf el-Cürcânî, “Allah’a itaat ederek azabından sakınmaktır, bu da ceza almayı haklı kılan davranışlardan nefsi korumak suretiyle gerçekleşir” şeklinde tarif eder. Takvâ ve kökün ittikā, takī, etkā, müttakī gibi diğer türevleri ve fiil şekilleri Kur’ân-ı Kerîm’de 285 yerde geçmektedir.
Takvâ, kalbi mâsivâdan, yâni Allâh’tan uzaklaştıran her şeyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir. Takvâ, mü’minin, Allâh’ın hıfz u emânına sığınarak, âhirette kendisine zarar ve elem verecek şeylerden titizlikle korunması ve günahlardan sakınarak sâlih amellere sarılmasıdır.
Abdullâh bin Ömer -radıyallâhu anh- da şu îkazda bulunur:
“Kişi, kalbini tırmalayan, kendisini huzursuz eden şeyleri terk etmedikçe takvâ makâmına ulaşamaz.” (Buhârî, Îmân, 1)
Allah Resûlü (s.a.v.) Efendimiz, takvâ hâlini dâimâ canlı tutmak için şu niyazlarda bulunurdu:
“Allâh’ım! Nefsime takvâsını ver ve onu tezkiye et! Sen onu en iyi tezkiye edensin. Sen onun velîsi ve Mevlâ’sısın. (Müs lim, Zi kir, 73) “Allâh’ım! Sen’den hidâyet, takvâ, iffet ve gönül zenginliği istiyorum.” (Müslim, Zikir, 72) Zira insanın Cenâb-ı Hak katındaki değeri, takvâsı nisbetindedir. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “…Allah katında en değerli olanınız, en çok takvâ sahibi olanınızdır…” (el-Hucurât, 13) Rasûlullah Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır:
“Kim insanların en kuvvetlisi olmak isterse, Allâh’a tevekkül etsin; kim insanların en değerlisi olmak isterse, Allâh’a karşı takvâ sâhibi olsun ve kim de insanların en zengini olmak istersse, Allâh’ın elinde olana (O’nun mülk, kudret ve azametine), kendi elinde olandan daha çok güvensin!” (Hâkim, Müstedrek, IV, 300/7707)
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.