Peygamberimizin hayatında dünya ve ahiret dengesi
Dinimiz dünya ve ahiret dengesini gözeten bir dindir. Yüce Allah insanı hem dünya hem de ahiret için yaratmıştır. İnsanın ahiret için dünyadan vazgeçmesi gerektiği düşüncesi dinimize göre yanlış bir anlayıştır.
Dünya ve ahiret arasındaki dengenin nasıl olması gerektiğini Peygamberimiz (s.a.v.) yaşantısı ile bizlere en güzel şekilde göstermiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) vaktini çok iyi şekilde değerlendirmiş, zamanı boş geçirmeyi doğru bulmamıştır. Allah’ın Elçisi (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “İki nimet vardır ki insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikâk, 1.) Yüce Rabb'imiz Kur'an-ı Kerim'de zamanın boşa geçirilmemesi gerektiği hususunda “Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine yönel” (İnşirah suresi, 7-8. ayetler.) buyurmuştur.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) günlük yaşam içerisinde zamanı üçe ayırmıştır. Zamanının bir kısmını Allah'a (c.c.) ibadetle geçirmiş, diğer bir kısmında aile fertleri ile ilgilenmiş, evin ihtiyaçlarını karşılamış ve dinlenmiştir. Zamanının üçüncü bölümünde ise tebliğ görevini yerine getirmiştir. Peygamberimiz Kur'an-ı Kerim'deki ''Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma!...'' (Kasas suresi, 77. ayet) emrini en güzel şekilde hayatında uygulayarak bizlere örnek olmuştur. Dünya ve ahiret dengesini sağlamanın önemini sık sık hatırlatan Peygamberimiz (s.a.v.) dünyadan el çekip sadece ahiret için yaşamaya karar veren bazı sahabileri uyarmıştır.
Dünya ve ahiret hayatı, birbirinin devamı olan iki hayattır. İnsan dünya hayatında kendisi için ne gibi bir hayır işlerse, ahirette Allah katında onun karşılığını bulacaktır. Mümin dünya nimetlerinden yararlanırken Allah’a kulluğu ve ahireti unutmamalıdır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.