Okula başlama yaşı: İstatiksel değil, bilimsel düzenleme olmalı
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk katıldığı programda okula başlama yaşı ile ilgili "Çağ nüfuslarını net ayırabilelim diye 69 ayı önümüzdeki yıl gerçekleştirmiş olacağız" dedi.
OKULA BAŞLAMA YAŞI: İSTATİKSEL DEĞİL, BİLİMSEL DÜZENLEME OLMALI
Bu açıklamanın ardından Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), yayımladığı duyuruda okula başlama yaşının değiştiğini söyledi. 2019-2020 eğitim öğretim yılı itibarıyla uygulanacak düzenlemeyle okula başlama yaşı şöyle oldu: 69, 70, 71 aylık çocuklar: İlkokul 1. sınıfa kaydı zorunlu ancak veli isteğiyle 1 yıl erteleme yapılabilecek.
66, 67, 68 aylık çocuklar: Okul öncesi eğitim kurumu aday kaydına alınır ancak veli isteğiyle ilkokula 1 yıl erken başlayabilir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okula başlama yaşında yaptığı bu düzenlemenin istatiksel olarak çağ nüfusunu ayırmak için yapılması, bilimsel verilere dayanmaması ve veli istediğine bırakılması eğitimciler tarafından eleştirildi.
Cumhuriyet'in haberine göre Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Ekber Şahin, 4+4+4 düzenlemesi ile değiştirilen mevzuata göre ilkokulların birinci sınıfına kayıt olma yaş aralığının 60 ay ile 83 ay arasında değişebildiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Çiğdem İş Güzel ile gerçekleştirdiğimiz araştırma sonucunda ilkokula 69 aydan önce başlayan çocukların 1. ve 2. sınıflardaki gelişimlerinin 69 aydan büyük başlayan çocukların oldukça gerisinde olduğu ortaya çıktı.
ÇAĞ NÜFUSUNU AYIRMAK İÇİN Mİ OLMALI?
Bakan Ziya Selçuk’un okula başlama yaşını 69 ay olarak düzenleneceğini belirtmesini önemli bir adım olarak görüyorum. Ancak Selçuk, bu değişikliğin gerekçesini, ana sınıfı ve birinci sınıf çağ nüfuslarının birbirinin içine girmesinin yol açtığı karışıklıkların önüne geçme ve çağ nüfuslarını net olarak ayırma şeklinde açıklamaktadır. İlkokul başlama yaşını 69 ay olarak düzenleme gerekçesini basit bir istatistiksel soruna indirgemek 4+4+4 düzenlemesinin öğrencilerin gelişimleri üzerindeki araştırma verileriyle ortaya konulan olumsuz etkilerini görmezden gelmektir.”
VELİNİN İSTEĞİNE BIRAKILMASI
Eğitim-İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım da çocukların okula hazır olma yetilerinin birkaç yılda bir değişemeyeceğine dikkat çekti. Ortalama eğitim seviyesi 7. sınıf olan bir ülkede çocuğun okula gidip gitmeyeceğine velinin karar vermesinin doğru olmadığını söyleyen Yıldırım, velinin yanlış karar vermesi halinde çocuğun “başarısız”, “yetersiz”, “engelli” gibi algılanacağını vurguladı. Yıldırım şöyle dedi:
“Küçük yaşta başlayanlar için nasıl bir eğitim olacağı da belirsiz. Bu karar veliye bırakılmamalı. Çocuğun hazır olup olmadığına uzmanlar karar vermeli. Aksi halde çocuğu da öğretmeni de zorlayan bir durum ortaya çıkar.”
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.