Öğrenilmiş çaresizlik sosyal fobiyi körükler
"Lisenin son sınıfındaydı. Sınavlarını başarıyla geçmişti. Bu, son grup projesiydi. Projenin bir bölümünü de kendisi sunması gerekiyordu. Projeden alacağı not çok önemliydi. Çünkü yurtdışında öğrenimine devam edip etmeyeceği alacağı nota bağlıydı. Grup olarak projeyi özenle hazırlamışlardı. Projeyi başarıyla sunması gerekiyordu. Bunu düşündükçe huzursuzluğu artıyor, her şeyi berbat edeceğini düşünüyordu. Üstelik arkadaşları arasında, kendisi kadar heyecanlı başka kimse de yoktu. Birazdan korktuğu başına gelecek, projede kendisinin anlatması gereken yere geldiğinde heyetin ortasında buz kestiğini, değil konuşmak hareket dahi edemediğini hissedecekti."
Hayatımızda yukarıdaki hikâyeye benzer sıkıntılarla karşılaşmışızdır. Başkalarının önünde herhangi bir eylemi gerçekleştirmeye çalışırken duyulan çekingenlikler ve gayet iyi bilinen durumlardaki başarısızlıklar. Bu durumu etkileyen temel faktör "çekingenlik" ve devamında da oluşan "sosyal fobi" olduğu söylenebilir.
Çekingenlik, sosyal fobiye dönüşebiliyor. Herkeste aile, çevre ve genlerine bağlı olarak çekingenlik durumları gözlenebilir. Bazı durumlarda ise çekingenlik sosyal fobiye dönüşmektedir. Daha çocukluk döneminde belirtilerini gösteren sosyal fobi, dikkate alınmadığında bireylerde sosyal hayattan kaçma, içine kapanma, kendini ifade edememe, kendine olan güven eksikliği ve sürekli kendini eleştirme durumlarına neden olmaktadır.
Sosyal fobi ile akademik başarı arasında yüksek bir bağ var. Sosyal fobi kişiyi eğitim hayatında, sosyal ve duygusal ilişkilerinde etkilemektedir. Özellikle okul hayatında öğrencilerde gözlenen temel sosyal fobik davranışların başında, beğenilmemeden kaynaklanan çekingenlik durumları, yanlış yapma korkusu, arkadaşları tarafından kınanma gelmektedir. Başarılı olmanın önünde "bilgisizlik" ya da "beceriksizlik" değil, insanlarla ilişki kurarken yaşanan korku ve çekingenlik durumları gelmektedir. Bazen de okulda gerginlik hissi nedeniyle lise ve üniversiteyi bırakmalar gözlenmektedir. Sosyal fobi yaşayan öğrencilerin erken tanı ve tedavi edildiği oranda okuldan zevk almaları, lise ve üniversite eğitimlerini tamamlamaları sağlanmış olunacaktır.
Yaşanan olumsuz deneyimleri zihninden çıkaramayan kişi, benzer durumlarla karşılaştıklarında aynı şeyleri yaşayacağına inanarak tedirgin olmaktadır. Çaresizlik öğrenildiğinde "çalışsam da başarılı olamıyorum, bu dersi zaten anlamıyorum, dersler ne işe yarar" gibi olumsuz yargılar seslendirilmeye başlanır. Kişi, yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak kendini görür ve kendine güvenini azaltır.
Genelleme yapılmamalı. Öğrenilmiş çaresizlik, hayatın her aşamasında karşılaşılabilecek bir durumdur. Çaresizliğe neden olan faktörleri bilmek çözüm yolunda atılan ilk adımdır. Kişinin mutlu ve huzurlu olması için önyargılardan kurtulması ve genellemelerden uzak kalması gerekir.
Güveninizi çocuğa hissettirin. Sosyal fobi, öğrencilerin akademik başarısının yanında yaşam kalitelerini oldukça düşürmektedir. Çekingenlik yaşayan çocuklara karşı ailenin ve öğretmenlerin yapması gereken öncelikle kendine güven duyulduğunun hissettirilmesidir. Çocuğun düşünce ve inançlarının eleştirilmeden ve genelleme yapılmadan dinlenmesi, onlarda dinleme becerisini geliştirecektir. Onunla nitelikli zaman geçirmek, yaptıkları işlerle ilgili olumlu tepkilerde bulunmak, onlara karşı eleştirilerde açık ve dürüst olmanın çekingenliklerini azaltıcı temel faktörler olduğu unutulmamalıdır. Çocuğun güçlü olduğu konularda büyüklerine yardımcı olmalarına izin verilmesi onlarda kendilerini ifade etme becerilerinin yerleşmesini sağlayacaktır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.