Kur'an-ı Kerim'de yer alan her ayet kolayca anlaşılır mı

Hz. Muhammed (s.a.v.) hem Kur'an ayetlerini en doğru şekilde yaşayan hem de yeri geldikçe bu ayetleri insanlara açıklayan kişidir. Esasen Hz. Peygambere (s.a.v.), ilahi vahyi insanlara açıklama görevini bizzat Allah (c.c.) vermiştir. Nahl suresinde yer alan, “ ... İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana da Kur'an'ı indirdik.” (Nahl suresi, 44. ayet.) ayetiyle bu gerçek açıkça ifade edilmiştir. Aynı konuyu dile getiren başka bir ayette ise Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur: “Biz her peygamberi kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara (Allah'ın emirlerini) iyice açıklasın...” (İbrahim suresi, 4. ayet.)

Bir gün bazı Müslümanlar Hz. Aişe Validemize (r.a.) Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hangi özelliklere sahip olduğunu sormuşlar, o da onlara şöyle cevap vermiştir: “Siz hiç Kur'an okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kur'an'dı.” (Müslim, Salâtü'l-Müsâfirîn, 139.) Bu açıklama da göstermektedir ki Hz. Peygamber (s.a.v.), Kur'an'ın âdeta canlı bir örneğidir. Onun sünneti ve örnek uygulamaları olmadan dinin doğru bir şekilde anlaşılması ve yaşanması mümkün değildir.

Hz. Peygamber'in (s.a.v.) dindeki konumu sadece vahyi insanlara ulaştırmak değildir. O, aynı zamanda kendisine indirilen ayetleri açıklamakla, tebyin etmekle yükümlüdür. Dinî bir kavram olarak tebyin; açıklamak, izah etmek, gerçeği ortaya koymak gibi anlamlara gelir. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Hz. Muhammed'in Kur'an'ı açıklama görevi olduğunu ifade eden birçok ayet bulunur. Örneğin bu ayetlerden birinde Rabb'imiz (c.c.) şöyle buyurur: “(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik.” (Nahl suresi, 44. ayet.) Aynı konuyu dile getiren başka bir ayette ise “Sana kitabı, ancak ayrılığa düştükleri şeyleri onlara açıklaman için ve iman eden bir topluma doğru yolu gösterici ve rahmet olarak indirdik.” (Nahl suresi, 64. ayet.) buyrulur. Böylece Hz. Muhammed'in (s.a.v.), Kur'an ayetlerinden faydalanarak insanlara dinî konularda açıklama yaptığına dikkat çekilir.

Kur'an-ı Kerim'de yer alan birçok ayette, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) dindeki konumunu ve önemini ifade eden bilgiler yer alır. Mesela Nûr suresinde yer alan bir ayette şöyle buyrulur: “Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin.' de. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki ona yüklenen sorumluluğu ancak ona ait; size yüklenen görevin sorumluluğu da yalnızca size aittir. Eğer ona itaat ederseniz doğru yola erersiniz. Peygamber'e düşen ancak apaçık tebliğdir.” (Nûr suresi, 54. ayet.) Aynı konuyu dile getiren başka bir ayette ise yine “Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin...” (Teğâbün suresi, 12. ayet.) buyrularak Hz. Peygamber'e (s.a.v.) itaat etmenin dinî açıdan önemi vurgulanır. Bu ayetlere göre Allah'a (c.c.) itaat ile Peygamber'e (s.a.v.) itaat aynı anlama gelmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah'ın (c.c.) insanları karanlıklardan aydınlığa kavuşturmak amacıyla gönderdiği son peygamberdir. Dolayısıyla onun getirdiği ilkeleri benimsemek ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) uygulamalarını (sünneti) dikkate alıp yaşatmak, doğrudan Allah'ın (c.c.) dinine uymak demektir. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah'ın (c.c.) dininin ve Kur'an'ın hem tebliğcisi, açıklayıcısı hem de uygulayıcısıdır. Onun uygulamaları, açıklamaları ve örnekliği olmadan dini doğru anlamak mümkün olmaz.