Hucurât suresinin 13. ayetinde verilmek istenen mesajlar
Ey insanlar, biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah yanında en üstün olanınız Allah’tan en çok korkanınızdır. Allah bilendir, haber alandır. İnsanların nasıl yaratıldıkları neden kadın ve erkek olarak doğduklarını ve Allah’ın azameti ve büyüklüğünün unutulmaması mesajları verilmektedir.
Kur’an-ı Kerim’in tüm ayetleri, insanların yaşayış biçimlerine, davranışlarına ve nasıl hareket etmeleri gerektiğine dair bilgiler içerir. Dünyanın birçok yerinde yaşanan ve Müslümanların baskı ile zulüm altında olmasına neden olan “ırkçılık” Allah’ın (c.c) kesinlikle yasakladığı bir şeydir. Hucûrat Suresi 13. Ayette verilen mesajlar da tam olarak ırkçılığın yapılmaması ile ilgilidir.
“Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” (Hucûrat-13)
İnsanlığın atası Hz. Âdem (a.s)’dir. Adem, topraktan yaratılmıştır ve Allah (c.c) "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının..." (Nisâ, 4/1) buyurmaktadır. Buraya kadar her şey, İnsanın nasıl yaratıldığına işaret eden ayetlerdir. Bundan sonra ise Allah (c.c) ayetin devamında insanlara farklı bir mesaj vermektedir.
“Tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık”
İnsanlık, Hz. Âdem’den (a.s) türeyerek başlamış ve günümüze kadar gelmiş, bundan sonra da kıyamete kadar devam edecektir. Ancak her insanın ırkı aynı değildir. Türk, Kürt, Arap, Çerkez, İngiliz, Alman vs. her biri farklı bir ırktandır ve her biri farklı kabilelerdendir. Ama en sonunda bir arada toplandığında biz buna “insan âlemi” diyoruz. Yani ırkı ve milliyeti ne olursa olsun tüm insanların bir araya gelmesi ile “insanlık” oluşur. Eğer herkes insan ise ve kimsenin kimseden farklı bir ruh hali yoksa yani “insan” olarak değerlendirilen herkes eşit haklara sahip ise (görme, duyma, koklama, yeme-içme) gibi temel ihtiyaç haklarına sahip ise o zaman insanın insandan üstünlüğü, “yaratılış” bakımından farksızdır. İnsanların kabile ve kavimlere ayrılmasının nedeni se insanların birbirleri ile tanışmaları ve kaynaşmaları içindir.
Diller, bildiğiniz gibi coğrafyaların şekillerinden türerler. Örneğin biz Türkiye’de Türkçe konuşmamıza rağmen bazı kelimelerimiz değişiktir. Karadenizlilerin kendilerine has bir lehçesi, Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanların kendilerine has bir lehçeleri vardır. Peki, bunun insanların tanışması ile alakası nedir?
Her bölgenin, ülkenin insanının kendine has bazı güçleri ve değerleri vardır. Afrika’da elmas madenciliği öndedir, Türkiye’de tarım öndedir, Norveç’te deniz ürünleri öndedir. Yani her bölgenin kendine has özellikleri vardır ve Allah (c.c) insanı doğduğu toprakların fıtratı üzerinde yaratmıştır. Örneğin Türkiye’de elmas madeni yoktur ve biz bu ihtiyacı Afrika’dan gidermek zorundayız. Eğer onlarla anlaşmak istiyorsak ve ihtiyacımızı gidermek istiyorsak onlarla kaynaşmak durumundayız. İşte, Allah (c.c) insanları bu yüzden kabilelere ayırmış ki insanlar ihtiyaç duydukları maddi ve manevi şeyleri karşılarken birbirileri ile daha fazla kaynaşma içinde olsunlar.
“Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır.”
Hucûrat Suresi 13. Ayette verilen mesajlardan bir diğeri de yukarıda belirttiğimiz durumun bir devamıdır. Yani bir anlamda bu mesajda Allah (c.c) şunu söylemektedir;
“Sizin Türk olmanız veya Arap olmanız, herhangi bir üstünlük sebebi değildir. Eğer siz üstün olmak istiyorsanız gerçekten o zaman bana itaat edin, emirlerimi doğru şekilde yerine getirin ve benden sakının. Gazabımdan da sakının, bana karşı isyan etmekten de sakının. Siz ancak bu şekilde yaparsanız üstün olabilirsiniz.”
Burada verilen mesajı daha net olarak şu şekilde değerlendirebiliriz; Allah (c.c) bütün insanları aynı özelliklerde yaratmıştır (şekil itibari ile), renkleri, ülkeleri, zenginlikleri farklı olsa da her insan aynıdır ve neticede “insanlık ailesi” içerisinde yer alan bir bireydir. Hiçbir insanın, diğer insandan üstünlüğü yoktur. Ancak üstün olan kişiler takva sahipleridir yani Allah’tan hakkıyla korkan ve O’nun emrettiklerini layıkıyla yerine getiren kişiler üstün olan kişilerdir. Bunun dışında kalan hiçbir özellik bir insanın başka bir insandan üstün olmasına sebep olamaz. İster zengin olsun ister fakir olsun, ister beyaz ırktan olsun ister siyahi olsun, bütün insanlar eşittir.
“Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.”
Hucûrat Suresi 13. Ayette verilen mesajlar hakkında verilen son bilgi ise Allah (c.c) insanı sürekli gözettiği ile ilgilidir. Yani bizler insanlar olarak ne yaparsak yapalım, ister açıktan ister gizli olarak hangi ameli işlersek işleyelim, Allah (c.c) tüm bunlardan haberdardır ve kıyamet günü yaptığımız her şeyden bizi mutlaka hesaba çekecektir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.