Günümüz medeniyetinin oluşmasına katkısı olan Türk-İslam bilim insanları
Türk İslam Devletlerinde Bilim ve Bilim Adamları
Matematik alanında
Harezmî, Matematik alanındaki çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur.
Nasiruddin-i Tusi, “Kesenler Teoremi” adlı eseriyle Trigonometrik çalışmalara yer vermiştir. Kenar açı bağıntısını bulmuştur.
Ömer Hayyam, cebir konusunda üçüncü derece denklemlerin çözümüne katkıda bulunmuştur. Celali takvim adıyla bilinen takvimi hazırlamıştır.
Cahit Arf: (1910-1997),Kendi adıyla bilinen matematik kuramları ile dünya çapında tanınır. Arf değişmezi, Arf halkaları ve Arf kapanışları gibi kendi adıyla bilinen matematiksel terimleri bilim dünyasına kazandırdı
Tıp alanında
İbn-i Sina, tıp alanının yanında felsefe, astronomi, matematik, fizik, kimya gibi alanlarda da çalışmalar yapmıştır. “Kanun” adlı eserinde hekimlik, ilaçlar, cerrahi yöntemler hakkında bilgi verir Onun bu eseri Avrupa’da ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Fizik alanında
Farabi, İbn-i Sina ve İbn’ül Heysem gibi bilim adamlarının çalışmaları görülür.
Farabi, “Boşluk Üzerine” adlı yazmış olduğu eserinde doğada boşluğu kabul etmez. Aristo fiziğinin yetersiz olduğunu ortaya koymuştur.
İslam devletlerindeki bilimsel gelişmeler, Selçuklular zamanında devam etmiştir. Türk-
İslam devletlerinde bilgin, filozof ve sanatkârlar yetişmiştir. Bu dönemde Bağdat’ta kurulan Nizamiye Medreseleri, bilim ve kültür hayatının canlanmasında etkili olmuştur.
Astronomi alanında
Uluğ Bey, Semerkant’ta medrese ve gözlemevi, bilimsel çalışmaların gelişmesinde etkili olmuştur. Bu medrese ve gözlemevinde Ali Kuşçu ve Kadızâde-i Rumi gibi devrin önemli bilim adamları çalışmalar yapmıştır. “Uluğ Bey Zici” adlı eseri astronomi konusunda önemli bilgiler vermektedir.
Biruni, 973’te Harezm’de doğan Birûnî, Harezm sarayında astronomi ve matematik öğrendi. Sultan Memun bin el-Memun’un sarayında İbni Sina, gibi bilginlerle birlikte çalıştı.Gazneli sarayında büyük saygı gördü..
“Mesud’un Kanunu” adlı eserinde önemli astronomik bilgiler vermiştir.
Biruni 1973 yılında doğumunun 1000.yıl dönümü nedeniyle UNESCO öncülüğünde bütün dünyada anılmıştır.
Ali Kuşcu; Semerkant’ta doğdu. Babası Muhammed, Timur İmparatorluğu Sultanı ve astronomu Uluğ Bey’in kuşçusu olduğu için, ailesi “Kuşçu” lakabıyla meşhur oldu. Küçük yaştan itibaren matematik ve astronomiye ilgi duyan Ali Kuşçu, Semerkant’da eğitimini tamamladıktan sonra Uluğ Bey’e yardımcı ve rasathanesine müdür oldu.Tebriz’de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan kendisine büyük saygı gösterdi ve Osmanlı Devleti ile barış görüşmelerinde yardımını istedi. Ali Kuşçu, Uzun Hasan’ın sözcülüğünü yaptıktan sonra II. Mehmed’in davetiyle İstanbul’a geldi. Osmanlı – Akkoyunlu sınırında II. Mehmed’in emriyle büyük bir törenle karşılanan Ali Kuşçu, Ayasofya medresesine müderris oldu.
Takiyyüddin, Şam da dünyaya gelen Takiyyüddin ilk çalışmalarına Galata Kulesinde III.Murat’ın himayesinde başladı.Padişahın izniyle Tophane üzerinde Frenk Sarayı diye bilinen boş alan gözlemevi için ayrıldı.İstanbul Rasathanesi 1575-1580 yılları arasında faaliyet göstermiştir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.