Göç Destanı Metni Cevapları
Göç Destanı Metni Sayfa 178 Cevapları
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Milletlerin hayatını etkileyen olaylar neler olabilir? Anlatınız.
Doğal afetler, savaşlar, teknolojik gelişmeler milletlerin hayatını etkileyebilir. Detaylı bilgiye aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
Milletlerin hayatını etkileyen olaylar neler olabilir
2. Destanların birey ve toplum üzerindeki etkileri ile ilgili düşüncelerinizi anlatınız.
Destanlar birey ve toplumların milli ve ahlaki duygularını harekete geçirebilir. Destanlar olağanüstü olayları konu alsa da içerisindeki kahramanlık hikayeleri, kişilerin yaptıkları ve düşünceleri toplumu doğrudan etkileyebilir.
Göç Destanı Metni Sayfa 180 Cevapları
1. ETKİNLİK
Aşağıdaki sözcükleri anlamlarıyla eşleştiriniz. Sözcükleri cümlelerde kullanınız. Anlamı verilmeyen sözcüğün anlamını sözlükten bularak cümle içinde kullanınız.
hakan – mukaddes – hadise
şölen – cenup – saadet – ehlî
saadet → Mutluluk
Cümlem: Aile saadeti için ailenin tüm bireyleri üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.
şölen → Ziyafet
Cümlem: Mahallenin gençlerinin askerden dönüşlerini kutlamak için mahallede şölen düzenledik.
ehlî → Evcil
Cümlem: Aslanları ehlîleştirmek pek de mümkün bir iş değil.
cenup → Güney
Cümlem: Evin cenup tarafı ormanı görüyor.
hadise → Olay
Cümlem: Okulumuzda yaşanan kavga hadisesi hepimizi üzmüştür.
mukaddes → Kutsal
Cümlem: Önümüzdeki ay mukaddes topraklara gidip Hac görevimi yerine getireceğim.
hakan → Türk, Moğol ve Tatar hanları için `hükümdarlar hükümdarı` anlamında kullanılan bir unvan
Cümlem: Göktürk İmparatorluğu’nun kurucusu olan Bumin Kağan, doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Türk hakanlarından biridir.
Göç Destanı Metni Sayfa 181 Cevapları
2. ETKİNLİK
“Göç Destanı” metninden hareketle aşağıdaki soruları yanıtlayınız.
1. Metindeki olaylar kimlerin başından geçmiştir?
Cevap: Sungur Tigin, Kutur Tigin, Tükel Tigin, Ur Tigin ve Bugu Tigin adlı beş kardeşin başından geçmiştir.
2. Ağacın gövdesi yarılınca içinden ne çıkmıştır?
Cevap: Beş çocuk çıkmıştır.
3. Uygurlar Bugu Tigin’i hangi özelliklerinden dolayı hakan seçmişlerdir? Sizce bu karar doğru mu?
Cevap: Bugu Tigin; güzellik, zekâ ve ehliyetçe ötekilerden üstün olduğu için seçmişlerdir. Bence doğru bir karardır.
4. Hükümdar, oğlunu niçin Çin prensesi ile evlendirmeyi düşünmüştür?
Cevap: Çinlilerle yapılan savaşlara bir son vermek için evlendirmeyi düşünmüştür.
5. Çinliler prensese karşılık Uygurlardan ne istiyorlar? Niçin?
Cevap: Kutlu Dağ denilen kayanın kendilerine verilmesini istiyorlar. Hükumeti zayıflatmak için bu kayayı yok etmeyi amaçlıyorlar.
6. Çinliler kayayı ülkelerine nasıl götürmüşlerdir?
Cevap: Kayanın etrafına odun yığıp ateş yakmışlar, taşı iyice kızdırdıktan sonra üzerine keskin sirke dökerek parçalamışlar, parçaları arabalara yükleyip ülkelerine götürmüşler.
7. Uygurlar niçin göç edip Beş Balıg’a yerleşmiştir? Uygurların buradaki yaşamı sizce nasıl devam etmiş olabilir?
Cevap: Taş gittikten sonra felaketler başlamıştır. Felaketlerden kurtulmak için göç etmişlerdir.
3. ETKİNLİK
Okuduğunuz metnin konusunu ve ana fikrini bulunuz.
Konu: Göç Destanı
Ana fikir: Devlet yöneticileri kararlarını dikkatli almalı, halkın mukaddes değerlerine dokunmamalıdır.
Göç Destanı Metni Sayfa 182 Cevapları
4. ETKİNLİK
“Göç Destanı” metninde geçen gerçek ve kurgusal unsurları bulunuz.
Gerçek Unsurlar | Kurgusal Unsurlar |
---|---|
Halkın kendilerine yönetici seçmesi. Savaşlara son vermek için başka bir ülkenin prensesi ile evlilik. Kayanın ateş ve sirke ile parçalanması. | Ağacın içinden çocuklar çıkması. Kaya gidince felaketlerin başlaması. Cansız varlıkların “Göç!” diye bağırmaları. |
5. ETKİNLİK
“Göç Destanı” aşağıdaki özelliklerden hangilerini taşımaktadır? Belirlediğiniz maddelerin numaralarını noktalı yere yazınız.
1. Anonim olup halkın ortak belleğinin ürünüdür.
2. Belli bir ulusun özelliklerini yansıtır.
3. Bilimsel bir üslupla yazılır.
4. Genellikle gazetelerden tanıdığımız yazı türüdür.
5. Tarihî ve sosyal olaylardan doğar, beslenir.
6. Olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.
7. Düşüncenin açıklanıp geliştirildiği yazı türüdür.
8. Bir sanat ve düşünce eserinin zayıf ve güçlü yönleri anlatılır.
9. Genellikle yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir.
10. Genellikle tartışmacı anlatım biçimi kullanılır.
Cevap: 1, 2, 5, 6, 9
6. ETKİNLİK
“Nasreddin Hoca’nın Hayat Hikâyesi” metnini okuyunuz. Koyu ve farklı yazı karakteri ile yazılmış sözcük ve sözcük gruplarını tespit ediniz. Yazı karakterlerini bu şekilde kullanmanın amacının ne olabileceğini metnin altındaki alana yazınız.
Göç Destanı Metni Sayfa 183 Cevapları
Nasreddin Hoca’nın hayat hikâyesi
Yüzyılları aşarak zamanımıza ulaşan, bilgeliğini nüktedanlığı ile süsleyen, Türk kültür dünyasının kuşkusuz en büyük isimlerinden biridir Nasreddin Hoca.
Nasreddin Hoca birçok yerli ve Batılı kaynağa göre, 1208 yılında Eskişehir iline bağlı Sivrihisar ilçesinin eski ismi Hortu (şimdiki ismi Nasreddin Hoca) olan köyde dünyaya gelmiştir.
Doğduğu yer konusundaki yaygın ihtilafa karşın, son yıllarda yapılan ilmî ve arkeolojik çalışmalarla özellikle eski sicillerden elde edilen bilgiler ve Hoca’nın kızına ait mezarın bulunması ile Hoca’nın Sivrihisarlı olduğu kesinlik kazanmıştır. Fuat Köprülü ve Pertev Naili Boratav gibi birçok ünlü bilim adamı bu konuda hem fikirdirler.
Annesi Sıdıka Hatun, babası ise Abdullah Efendi’dir. İlk eğitimini aynı zamanda köyün imamı olan babasından almıştır. Daha sonra Sivrihisar’da medrese eğitimi görmüş, babasının ölümü üzerine köyüne dönerek babasının yerine imamlık ve vaizlik görevini ifa etmeye başlamıştır. Bu görevini 23 yaşına kadar devam ettirmiştir.
(…)
Muhittin ÖNGÜT – Eda ÖZDEMİR
(Kısaltılmıştır.)
Cevap: Yazı karakterlerini bu şekilde kullanmanın amacı, okuyucunun dikkatini çekerek önemli bilgilerin akılda kalıcı olmasını sağlamaktır.
7. ETKİNLİK
a) Aşağıdaki Nasreddin Hoca fıkrasını okuyunuz.
Bizim İller, Bizim İller
Adamın biri Hoca’ya misafir olmuş. Hoca misafire elinden gelen ikramı yapmış. Yedirmiş, içirmiş. Geç vakitlere kadar yanında oturmuş, onunla sohbet etmiş. Tam yatma zamanı misafirin canı üzüm istemiş. Bunu da açıktan söyleyememiş. Bir makam tutturarak şarkıya benzer şöyle bir şey okumuş:
— Bizim iller, bizim iller,
Yatarlarken üzüm yerler!
Bu saatte misafirin önüne bir de üzüm çıkarmak Hoca’nın hiç de işine gelmemiş. Hemen misafirin söylediği makamla şu cevabı vermiş:
— Bizde öyle âdet yoktur,
Saklarlar da güzün yerler!
Göç Destanı Metni Cevapları Sayfa 184
b) Fıkradaki mizahi ögelere dikkat ediniz. Siz de öyküleyici anlatımı kullanarak “misafirperverlik” konulu bir hikâye yazınız. Hikâyenizde mizahi ögelere yer veriniz ve yazınıza uygun bir başlık koyunuz.
TARHANA ÇORBASI
Bir yaz günü karı koca yabancı iki turistin yolu bir köye düşer. Köy yolunda giderlerden arabaları bozulur. Tamir için kimseye ulaşamazlar. Ne yapacaklarını düşünürlerken yolun kıyısında evleri bulunan karı koca köylü çift, yabancı turistleri geceyi geçirmeleri için evlerine davet ederler.
Turistler bu teklifi memnuniyetle kabul ederler. Fakat bir sorun vardır; dilleri yabancı olduğu için anlaşmakta güçlük çekiyorlardır. Yine de el kol hareketleri ile bir şekilde anlaşmaya çalıştılar.
Evin hanımı sofrayı hazırlar. Hep beraber sofraya otururlar. Sofrada tarhana çorbası, bulgur pilavı ve ayran vardır. Turistler çorbayı göstererek “What is this?” diye sorarlar. Çiftçi “Diz değil bacım bu, tarhana çorbası. Ye ye bakma öyle.” der. turist kadın çorbayı çok sever. Yedikçe “Good! Good!” der. Çiftçi karısına dönüp “Hanım, tarhana çorbası diye tavuk yemi mi pişirdin yine, baksana kadına gıdaklamaya başladı…”
Göç Destanı Metni Sayfa 185 Cevapları
8. ETKİNLİK
Araştırdığınız destanlardan en beğendiğinizi anlatınız.
Ergenekon Destanı
Türk iline, Oğuz Han soyundan İl Han hükümdar olur. Tatarların hükümdarı ise Sevinç Han’dır. Aralarında savaş başlar. İl Han bütün savaşlarda galip gelmektedir. Sevinç Han, bütün han ve beyleri toplar, aralarında anlaşırlar ve bir hile yaparlar. Bu sefer savaş başladığında Sevinç Han ve askerler geri çekilir. İl Han ve ordusu ise güçsüzlükten kaçtıklarını zannederek onları takip ederler. Sonunda Tatarlar tekrar geri dönüp savaşırlar ve bu kez de Türkler yenilir. Türkleri kılıçtan geçirirler. İl Han’ın oğulları ölür ancak küçük oğlu Kıyan ve İl Han’ın kardeşinin oğullarından Nüküz kurtulmuş ve esir düşmüştür. Kıyan ve Nüküz eşleriyle birlikte savaştan on gün sonra kaçıp kurtulurlar. Düşmanın kendilerini bulamayacağı bir yere gitmeye karar verirler. Yabani koyunların yürüyüp tırmandığı bir yolu takip ederek dağda dar bir geçide gelirler. Bu geçidi geçip içinde bitkilerin, akarsuların, meyve ağaçlarının olduğu bir yere gelirler ve Tanrı’ya şükrederler. Oraya “Ergenekon” adını verirler. “Ergene”, “dağ kemeri”; “kon” ise “dik” demektir. Burada Kıyan ve Nüküz’ün oğulları çoğalır. Dört yüz yıl sonra o kadar çoğalırlar ki artık oraya sığmazlar. Bir araya gelip Ergenekon’un dışında bir ülke olduğunu, atalarının bir zamanlar orada yaşadığını, savaştan dolayı buraya geldiklerini konuşurlar. Artık güçlendiklerini, buraya sığmadıklarını ve buradan çıkmak gerektiğini konuşurlar ancak buraya hangi geçitten geldiklerini bulamazlar. Çıkacakları bir geçit bulamayınca bir demirci, dağın bir kısmının demirden oluştuğunu ve orayı eriterek yol açabileceklerini söyler. Herkese odun ve kömür vergisi salarlar ve ateş yakarak demirden dağı eritirler. Bir yüklü devenin geçebileceği kadar bir yol açılır. İl Han’ın soyundan gelenler, dört yüz yıl sonra güçlenmiş olarak eski yurtlarına döner ve atalarının öcünü alırlar. Ergenekon’dan çıkış günü nevruzdur (21 Mart’ta bahar bayramı olarak kutlanmaktadır.). Ergenekon Destanı, 13. yüzyıl Moğol tarihçisi Reşidüddin tarafından yazıya geçirilmiştir.
9. ETKİNLİK
Aşağıdaki cümleleri çatı özelliklerine göre inceleyiniz.
Özne-Yüklem İlişkisine Göre | Nesne-Yüklem İlişkisine Göre | |||
Etken | Edilgen | Geçişli | Geçişsiz | |
Ağacın gövdesi yarılarak içinden beş çocuk çıktı. | ✓ | ✓ | ||
Çinli prenses, sarayını Hatun Dağı’nda kurdu. | ✓ | ✓ | ||
Çocuklarından bir başkası yurda hakan seçildi. | ✓ | ✓ | ||
Bir gün Uygur tahtına yeni bir hükümdar oturdu. | ✓ | ✓ | ||
Büyük bir şölen yaparak tahta oturttular. | ✓ | ✓ | ||
Prenseslerine karşılık, bu kaya Çinlilere verildi. | ✓ | ✓ | ||
“Göç! Göç!” diye derin üzüntüyle bağırdıkları duyuldu. | ✓ | ✓ | ||
Parçaları arabalara yükleyerek birer birer Çin’e götürdüler. | ✓ | ✓ | ||
Göllerin suyu tükendi. | ✓ | ✓ |
Gelecek Derse Hazırlık
Türkü hikâyelerini araştırınız. Beğendiğiniz türkü hikâyesini sınıfa getiriniz.
Aşağıdaki butona tıklayınız. açılan sayfadan istediğiniz türküye tıklayıp hikayesini görebilirsiniz.
Gesi Bağları Türküsünün hikayesini okumak için tıklayınız
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.