Farkındalığınız ne kadar?
Bir süredir bu köşede “ebeveyn-çocuk ilişkisindeki farkındalık seviyelerinden” bahsediyoruz… Bir başka deyişle “bir yetişkinin çocuk eğitiminde hangi bilgi düzeyinde olduğunun nasıl anlaşılabileceğine” değiniyoruz.
Bu, hem ebeveynin kendisini aynada görebilmesi hem de çocuğunu teslim edeceği yetişkinlerin çocuk eğitiminde hangi seviyede olduğunu fark edebilmesi için önemli…
Öyle ya, anne babalar çocuklarını kimi zaman konu komşuya, akrabaya, kimi zaman bakıcıya ve vakti geldiğinde de bir eğitimciye emanet ediyorlar. Bazen tavsiye, bazen eleştiri alıyorlar. Çocuklarının kişiliğini sadece kendileri değil, sosyal çevre ile şekillendiriyorlar.
Örneğin önümüzdeki hafta okullar açılacak. Birçok anne baba okul bahçesinde yan yana gelecek, çocuklarının öğretmenlerinden bahsedecekler birbirlerine.
“Yetersiz Farkındalık” seviyesinde olan ebeveynlerin çocuklarının okul ve öğretmen tercihinde zaten çok da ilgili olmadıkları göze çarpacaktır bu konuşmalarda. “Okul işte, hepsi aynı.” diyecek kimisi… Kimisi, “Öğretmenin iyisi kötüsü mü olurmuş, öğretmen öğretmendir işte” deyip kestirip atacaktır…
“Geleneksel Farkındalık” seviyesindeki ebeveynlere kulak kabartıldığında, onların “Bizim öğretmenin maşallahı var, çocuklar sınıfta ‘gık’ çıkartmıyorlar” diye baskıcı öğretmene övgüler dizdiğinin şahidi olacaksınız. “Biz, tek çocukla baş edemiyoruz, öğretmen kırk çocuğa laf geçiriyor… Gerçi biraz kızıyormuş, arada bir de vuruyormuş ama olsun, güzel öğretiyor dersini…” dediklerini duyacaksınız…
Ülkemizde en sevilen öğretmen modeli “Geleneksel Farkındalık” düzeyinde eğitim veren öğretmenlerdir maalesef… Onlar çocukları mum gibi yapıp asker gibi sıraya sokmayı, daha erken yaşta “çıt” çıkartmadan sınıfta oturtmayı marifet zannederler… Ve oluşturdukları ürküntü ortamına kaygı ile tutunup sınavlarda başarı kazanan öğrencileri ile övünürler… Birçok okulda velilerin çocuklarını böylesi öğretmenlere vermek için torpil aradıkları da trajik bir gerçektir…
“Gözlemci Farkındalık” seviyesindeki ebeveynler, çocuklarına “duyarlı” öğretmen ararlar… Kimi zaman talihleri denk gelir, hanımefendi/beyefendi bir öğretmenle karşılaşırlar… Kimi zaman denk gelmez, öğretmen baskılarından yılar kalırlar… Bazen “Çocuğunuzda galiba hiperaktivite var, bir doktora götürseniz iyi olur…” sözünün soğukluğunu iliklerine kadar hissederler, bazen de “Sınıfta bir tek sizin çocuğunuz ödevini yapmıyor, haberiniz olsun…” diye işittiklerinde öfkelerini çocuklarından çıkarırlar…
“İçtenleşmiş Farkındalık” seviyesindeki ebeveynler ise her çocuğun farklı öğrendiğini bildikleri için, baskı ister öğretmenden gelsin, ister çevreden fark etmez, birileri istiyor diye çocuklarına anlamsızca yüklenip onların kişiliklerini zarara uğratmazlar… Onlara “Yeter ya, dersini hâlâ yapmadın mı sen!” diye baskı kurmak yerine, ne kadar öfkeli de olsalar duygularını yönetmeyi becerir ve “Birlikte ders yapmaya ne dersin?” diyerek ders aracılığı ile çocuklarına yakınlık kurarlar…
Bir başka örnek daha verelim; bu hafta Kurban Bayramı…
“Yetersiz Farkındalık” seviyesinde olan ebeveynlerin çocuklarını kurban kesim yerlerinde görürsünüz… Sorsanız, “Neden bu küçücük çocuğu kurban kesimine getirdiniz?” diye, farkında bile değildirler. “Ne olmuş yani?” diye size kızarlar…
“Geleneksel Farkındalık” seviyesindeki bir ebeveynin de küçük çocuğunu kurban kesim yerinde görürsünüz belki… Ona da sorsanız “Neden getirdin küçük çocuğu buraya?” diye, alacağınız cevap “Eski köye yeni âdet getirmeyin yahu… Biz de gittik küçükken kurban kesimlerine, bize bir şey olmadı… Merak etme, buna da bir şey olmaz…” cevabını işitirsiniz, küçükken gittiği kurban kesiminin kendisini bir çocuğu kurban kesimine götürecek kadar duyarsızlaştırdığını dahi fark etmeden…
“Gözlemci Farkındalık” seviyesindeki ebeveynler, küçük çocuğun kurban kesimine gitmemesi gerektiğini bilir, ama ne yapacağını bilmez…
Çocuk eğitimini “içselleştirmiş”, bir çocuk gözü ile bayrama bakabilen ebeveynler ise 7 yaşına kadar kurbanın, “kesimine” değil de “bayramına” vurgu yapılacağını bilir, içi acı ile de dolu olsa, duygularını yenmeyi bilir, bayramın tadını yaşatmayı yine de becerir…
Çocukla birlikte yaşama farkındalığında bayramlar dileğimle...
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.