Düşünme ve konuşma, anlatmak istenenlerle her zaman örtüşür mü
İnsan ile düşünce, insan ile eylem ve düşünce ile eylemin yan yana durmaları kimi düşünürlerce insanlaşmanın başlangıcı sayılan sözcüklerin çizgilere ve yazıya dökülmesinden bu yana çeşitli evrelerden, evrimlerden geçerek düşünce, dil ve edim üçlemi ile var ola gelmiştir.
Olgusal yapısı ile dil, düşüncenin/soyutlamanın gelişmesi ile bir ün, bir nida, bir çığlık olmaktan çıkarak anlamlı, anlaşılır bir iletim/ifade biçimine dönüşmüştür. İnsanın eylem pratiği onun tür olarak varlığını sürdürme eğiliminin doğal bir sonucudur. İnsanın devinimi, yapması ile yaratması arasında geçen süre belki de uygarlaşma denilen beş bin yıllık süreden çok daha uzunca bir dönemi içine almaktadır. Düşünce, dil ve eylem üçlüsünün birlikteliği ve çelişkisi aynı anda var olur.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.