Canlıların çeşitliliği ve sınıflandırılmasının önemi
Yeryüzünde milyonlarca canlı türü yaşamaktadır. Bu canlıların hepsini ayrı ayrı inceleyip tanımlamak imkânsızdır. Bilim insanları, canlılarla ilgili bilgileri sağlıklı bir şekilde elde edebilmek için canlıları belirli özelliklerine göre gruplandırmışlardır. Eğer canlılar gruplara ayrılmasaydı her şey daha karmaşık bir hâl alırdı. Yeryüzündeki canlıların çeşitliliği onları sınıflandırarak incelemeyi zorunlu kılmıştır. Bu sınıflandırmanın kurallarını ortaya koyan biyoloji kolu, sistematiktir.
Bir markete gittiğinizde meyve- sebze, et, kuru bakliyat, temizlik ürünleri vb. nin ayrı ayrı bölümlerde olduğunu görürsünüz. Ürünleri gruplara ayırmak insanların hayatını nasıl kolaylaştırıyorsa dünya üzerindeki canlı çeşitlerini de gruplandırmak bilim insanlarının işini kolaylaştırmaktadır. Siz de yakın çevrenizdeki bir sucul ortama gidip inceleme yapabilir, canlıları gruplandırabilirsiniz. Hatta su ortamından örnekler alıp okulunuzun imkânları dâhilinde laboratuvarda mikroskopla inceleme yapabilirsiniz.
Canlıların belirli özelliklerine göre gruplara ayrılmasına sınıflandırma (sistematik) denir. Canlıların sınıflandırılmasında kullanılan kural ve kriterleri belirleyen, canlıların isimlendirilmesiyle uğraşan bilim dalına ise taksonomi denir. Yapılan iyi bir sınıflandırma sistemi, canlıların ait olduğu grup özelliğinden faydalanarak onların temel özelliklerini bilmemizi sağlar. Sınıflandırma yapılırken canlıların bilimsel adları kullanılır. Bölgesel adlar kullanmak yerine bilimsel adlar kullanmak, ortaya çıkacak karışıklığı da engellemiş olur. Tarihte ilk sınıflandırma çalışmalarını yapan Yunanlı filozof Aristo (MÖ 384-322) canlıları, bitkiler ve hayvanlar olarak iki kısma ayırmıştır. Hayvanları ise karada, denizde ve havada yaşayanlar diye gruplandırmıştır. Aristo, vücut özelliklerine göre yaptığı diğer bir sınıflandırmada ise hem dış karakterlere göre hem de anatomilerine dayanarak hayvanlar âlemini, kanlı hayvanlar (kırmızı kana sahip olanlar) ve kansız hayvanlar diye iki büyük gruba ayırmıştır.
Canlıların sınıflandırılması, her dönemde, o dönemin mantık ölçüleri ve bilgi düzeyine bağlı olarak yapıldığından bu sınıflandırmalar, insanlığın gelişme sürecine paralel olarak değişiklik göstermiştir. Aristo’nun öğrencilerinden Theophrastus (Teofrastus), Aristo'nun sistematiğine ek olarak bitkileri; otlar, çalılar ve ağaçlar şeklinde gruplandırmıştır. Aristo’nun sınıflandırması pratik olmakla birlikte biyolojinin gelişmesi, yeni bilgilerin ortaya çıkması ve genetik yapının keşfedilmesi ile terk edilmiştir.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.